1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Polonya vizesi skandalı: Türklere de satıldı mı?

Elmas Topcu | Bernd Riegert | Jacek Lepiarz
22 Eylül 2023

AB ve Almanya, Polonya konsolosluklarının para karşılığında vize verdiği iddialarının derhal aydınlatılmasını talep etti. Para karşılığında vize alarak gidenler arasında Türkler de var mı?

https://p.dw.com/p/4Whpb
Para karşılığı Polonya'nın Schengen Vizesi verdiğinin ortaya çıkması Avrupa'da alarma neden oldu.
Para karşılığı Polonya'nın Schengen Vizesi verdiğinin ortaya çıkması Avrupa'da alarma neden oldu. Fotoğraf: Nikolai Sorokin/Zoonar/picture alliance

Pek çok ülkedeki Polonya konsolosluklarının para karşılığında yabancılara vize verdiğinin ortaya çıkması üzerine Avrupa Birliği (AB) ve Almanya, Varşova üzerindeki baskıyı artırdı. AB Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, önceki gün Polonya hükümetine bir yazı yollayarak 3 Ekim'e kadar vize skandalıyla bağlantılı iddiaların aydınlatmasını talep etti.

DW Brüksel ofisinin bildirdiğine göre, Varşova, Komiser Johansson'un sorularına Cuma günü cevap verdi. Ancak Komiser cevapları tatmin edici bulmadı ve 3 Ekim'e kadar sorulan tüm soruların yanıtlanması talebini tekrarladı.

DW'nin ulaştığı, Komiser Johansson'a gönderilen, Polonya Dışişleri Bakanlığı'ndan Müsteşar Pawel Jablonski imzalı cevapta, suçlamalar reddedildi ve herhangi bir vize skandalı olmadığı vurgulandı. Olayın, seçimlere geri sayımın başladığı ülkede, medya ve muhalefet tarafından büyütüldüğü ve gerçekleri yansıtmadığı, karmaşa yaratma amaçlı olduğu iddia edildi.

AB Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson Varşova'dan gelen yanıtları tatmin edicci bulmadı.
AB Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson Varşova'dan gelen yanıtları tatmin edicci bulmadı.Fotoğraf: Bernd Riegert/DW

Polonya Dışişleri Bakanlığı'nın Komiser Johansson'a yolladığı cevapta, Polonya Yolsuzlukla Mücadele Dairesi'nin Temmuz 2022'den bu yana ortaya çıkardığı ve konsolosluklarda görevli memurların rüşvet karşılığı verdiğinden şüphelenilen 268 vize vakası olduğu bildirildi. Polonya Adalet Bakanlığı da daha önce bu sayıyı 268 olarak açıklamıştı. Soruşturmanın 18 aydır sürdüğü belirtilirken, bunun hangi tarihleri kapsadığına dair detay ise verilmedi. Polonya'nın söz konusu zaman diliminde 500 bin vize verdiği, dolayısıyla 268 vakaya dair soruşturmanın çok küçük bir bölümü kapsadığı savunuldu.

Verilen 500 bin vizenin D tipi Schengen Vizesi olduğu da bildiriliyor. Söz konusu vize, C tipi Schengen Vizesi'nden farklı olarak, yabancılara Polonya'da uzun süreli kalma hakkını tanıyor. Polonya Dışişleri Bakanlığı, söz konusu vizelerin yüzde 80'inin Belarus ve Ukraynalılara verildiğini belirtti. 90 günlük kalmaya müsade eden C tipi Schengen Vizesi'nin kaç kişiye verildiğine dair soruyu ise Varşova yanıtsız bıraktı.

Polonya Dışişleri Bakanlığı, D tipi Schengen Vizesi ile Polonya'ya gelenlerin diğer ülkelere gidişine izin verilmediğini de bildirdi. Ancak aralarında Almanya'nın da bulunduğu pek çok ülke buna şüpheli yaklaşıyor. Nitekim Schengen Bölgesi'nde sınırlar açık olduğundan Polonya vizesi aldığı belirtilen kişilerin kolayca diğer AB ülkelerine geçmiş olabileceği tahmin ediliyor.

Almanya İçişleri Bakanı Faeser de Polonya'dan vize skandalına dair detaylı bilgi talep etti.
Almanya İçişleri Bakanı Faeser de Polonya'dan vize skandalına dair detaylı bilgi talep etti. Fotoğraf: Bernd Riegert/DW

Almanya da şüpheli yaklaşıyor

Bu endişeyi taşıyan Almanya İçişleri Bakanı Nancy Feaser de Polonyalı mevkidaşı Mariusz Kamisnki'den iddiaların hızlı ve kapsamlı biçimde aydınlatılmasını talep etti.

DW Türkçe'nin konuyla ilgili sorularını cevaplayan Almanya İçişleri Bakanlığı da, "ciddiye alınması gereken olası vize yolsuzluğu" konusunda Polonya hükümetinden, özellikle olayın ne zaman başladığı, ne kadar sürdüğü, hangi ülke vatandaşlarına, ne kadar vize verildiği ve soruna karşı Varşova'nın hangi tedbirleri aldığı konusunda detaylı bilgi vermesinin talep edildiğini iletti.

"Azeriler ve Türkler Polonya vizesiyle bize başvuruyor"

Yabancılar hukuku konusunda uzman avukat Dündar Kelloğlu ise özellikle son iki yıldır Polonya vizesi olup da Almanya'ya gelmiş olan ve kendilerinden bilgi almak üzere başvuran kişi sayısında artış gözlemlediklerini söyledi. DW Türkçe'ye konuşan Kelloğlu, "Öyle haftalarımız oldu ki 10-12 kişi gelip bize Polonya vizesiyle Almanya'da ikamet ve çalışma izni alıp alamayacağını ya da sığınma başvurusu yaparsa Polonya'ya geri gönderilip gönderilmeyeceğini ve olası bir iltica başvurusunun kabul edilme şansının ne kadar olduğunu sordu" dedi. Kelloğlu, vize skandalının Polonya medyasında çıkmasından bu yana da yine bilgi almak isteyen kişi sayısında hareketlilik yaşandığını belirtti ve "Türkçe de bilmemizden dolayı olsa gerek, bize daha çok Polonya vizesi olan Türkiye ve Azerbaycan vatandaşları danışmaya geliyor" dedi. 

Kendilerine başvuranların aktardığına göre, aracı kurumlar ve seyahat acentaları geçen yıllarda 8 bin ila 10 bin euroya Polonya vizesi aldılar. Kelloğlu "Bize söylenen, çoğunlukla Polonya'da kağıt üzerinde bir şirket kurulduğu, daha sonra da ona çalışacağı söylenen kişilere iş sözleşmesi yapıldığı ve o sözleşme ve diğer belgelerle vize için aracı şirketlerin Polonya konsolosluklarına vize başvurusu yaptığı" diyor.

DW Türkçe, Almanya İçişleri Bakanlığı'na söz konusu Polonya vizesiyle Almanya'ya geçenler arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olup olmadığını ve sayısına dair verileri de sordu. Bakanlık, konuyla ilgili Polonya'dan bilgi talep edildiğini tekrarlayarak detay veremeyeceğini belirtti. 

Kendilerine yapılan başvurulardaki artıştan yola çıkan avukat Kelloğlu ise sayının yüksek olduğundan emin. "Alışılmışın dışında çok Azerinin özellikle Polonya vizesiyle geldiğini görüyoruz" diye konuşan hukukçu, ayrıca Polonya vizesiyle gelip de daha sonra Almanya'ya geçen pek çok kişinin ikamet bile yaptırmadan kaçak kaldığına ve 4-5 euro gibi saatlik asgari ücretinin çok altında, kötü koşullarda çalıştığına ve sömürüldüğüne tanık olduklarını da belirtiyor. 

Vizeler iptal olabilir mi?

Hukukçu Kelloğlu'na göre, söz konusu vizelerin iptal edilmesi, bu vizeler yasa dışı yoldan, para karşılığında alındığı için mümkün. Kelloğlu, bu nedenle Polonya'da skandalın ortaya çıkmasından bu yana, bu yolla Almanya ve Avrupa'ya gelmiş kişilerin endişesinin anlaşılır olduğunu söylüyor. Kelloğlu, iltica eden veya iltica etmeyi düşünenlere de Polonya'nın Dublin Sözleşmesi'ne taraf olduğunu hatırlatıyor ve oraya vizeyle giriş yapmış kişilerin iltica halinde Polonya'ya iadesinin teorik olarak mümkün olduğunu da belirtiyor. Ancak Varşova'nın mültecileri geri almaya yanaşmaması nedeniyle, örneğin Almanya'da iltica etmiş birinin Polonya'ya sınır dışı edilmesinin güç olduğunu da söylüyor.

Dublin Anlaşması, AB içinde yapılan bir iltica başvurusundan hangi ülkenin sorumlu olduğunu düzenliyor ve sürecin başvuruyu yapan kişinin ilk ayak bastığı ve giriş kaydının yapıldığı ülkede yürütülmesini öngörüyor. Bütün AB üyesi ülkeler gibi Polonya da anlaşmaya taraf.

Görevden alınan ve vize yolsuzluk ağının arkasındaki isim olduğu iddia edilen Dışişleri Bakanı Yardımcısı Piotr Wawrzyk.
Görevden alınan ve vize yolsuzluk ağının arkasındaki isim olduğu iddia edilen Dışişleri Bakanı Yardımcısı Piotr Wawrzyk.Fotoğraf: Tomasz Gzell/PAP/picture alliance

Ne olmuştu? 

Polonya'da sorumlu savcılık geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkenin yurt dışı temsilciliklerindeki vize işlemlerinde düzensizlik ve yolsuzluk şüphesiyle Mart 2023'ten bu yana soruşturma yürüttüğünü, yedi kişi hakkında soruşturma açıldığını, üç kişinin de tutuklu olduğunu duyurdu.

Polonya medyasının ortaya çıkardığı skandalın ucu Polonya Dışişleri Bakanlığı'na kadar uzanıyor. Polonya'nın yurt dışı temsilciliklerinin kontrolünden de sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Piotr Wawrzyk, 31 Ağustos'ta görevden alındı. Wawrzyk sadece Bakanlık'taki görevinden uzaklaştırılmakla kalmadı, önümüzdeki ay yapılacak seçimlerde partisi onu adaylıktan da çıkardı. Hükümet kaynaklarına göre, geçen hafta aniden hastaneye kaldırılan Wawrzyk'in intihara kalkıştığı bildiriliyor. Polonya Yolsuzlukla Mücadele Dairesi (CBA) Wawrzyk'in sorumlu olduğu birimlere baskın düzenlemiş, ofislerinde arama yapmıştı. Polonya medyası, ortaya çıkan para ve rüşvet karşılığı vize skandalına dair yolsuzluk ağının arkasında yer alan kişinin o olduğunu ileri sürüyor. 

Seçimlere geri sayımın başladığı ülkede muhalefet ise vize yolsuzluğunun 30 aydır sürdüğünü ve bu yolla 250-350 bin civarında kişiye vize verildiğini iddia ediyor. Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro de 268 vize ile ilgili soruşturma yürütüldüğünü ve başta Hindistan, Filipinler, Singapur, Hong Kong ve Tayvan'ın aralarında bulunduğu konsoloslukların büyüteç altına alındığını kaydetti. Bu arada Polonya hükümeti skandalı Polonya istihbaratının açığa çıkardığını savunurken, muhalif medya olaya dikkat çekenin ABD ve yabancı istihbarat teşkilatları olduğunu iddia ediyor.

Dışişleri Bakan Yardımcısı dışında, ona yakınlığı ile bilinen hukuk bölümü başkanı Jakub Osajda'nın da görevden uzaklaştırıldığı açıklandı. Ayrıca tüm yurt dışı temsilciliklerinde kontrol başlatıldığı, özel aracı şirketlerle yapılan işbirliklerinin de sona erdirildiği kaydedildi.

15 Ekim'deki seçimlere siyasi malzeme

Skandal, 15 Ekim'de düzenlenecek seçimler öncesinde yoğun biçimde tartışılıyor. Zira iktidardaki sağcı ve milliyetçi hükümet, yıllardır sert bir göç karşıtı çizgi izliyor ve kendisini "Polonya'yı ülkeyi göçten koruyacak tek güç" olarak lanse ediyor. Polonya hükümeti, özellikle de Müslüman ülkelerden göçle bağlantılı nefret söylemleri ve kışkırtıcı açıklamaları ile dikkat çekiyor.

Polonyalılar, 15 Ekim'de seçimlere ilaveten yapılan halk oylamasında, "Avrupa bürokrasisi tarafından öngörülen mekanizmaya göre Ortadoğu ve Afrika'dan binlerce kaçak göçmenin alınması yükümlülüğünü destekliyor musunuz?" ve "Polonya ile Belarus arasındaki duvarın kaldırılmasını istiyor musunuz?" sorularına da cevap verecekler.

Ortaya çıkan vize skandalının seçim sonucunu etkileyip etkilemeyeceği bilinmiyor. Ancak uzmanlara göre, söz konusu skandal, kendisini özellikle Müslüman ülkelerden gelişleri engelleyecek tek güç olarak gösteren sağcı ve milliyetçi iktidarın imajını zedeleyecek.