1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bulgaristan ve Romanya kızgın

7 Ocak 2014

Avrupalı politikacıların, Rumen ve Bulgar vatandaşlarının serbest dolaşım haklarının kısıtlanması yönündeki açıklamaları, Romanya ve Bulgaristan'ı rahatsız ediyor. Ülkeler, bunun bir AB hakkı olduğunu savunuyor.

https://p.dw.com/p/1AmSA
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Romanya ve Bulgaristan vatandaşları, AB içerisindeki serbest dolaşım engellerinin tamamen kalkması için tam yedi yıl bekledi. Sürenin dolması ile birlikte 1 Ocak 2014’te, istedikleri AB ülkesinde çalışma hakkına kavuştular. Fakat bu, Almanya, İngiltere gibi müreffeh AB ülkelerinde, ‘sosyal güvence sistemlerinin’ istismar edileceği endişesini doğurdu. Özellikle Almanya’da koalisyonun küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik’in 7-9 ocak tarihlerinde düzenlenen parti toplantısında görüşülmek üzere hazırlanan karar tasarısındaki, “Biz serbest dolaşımı destekliyoruz. Sosyal devletten yardım almak için yapılan göçü ise reddediyoruz” ifadeleri Almanya’da olduğu kadar, konunun muhatabı Romanya ve Bulgaristan’da da tartışma yarattı.

Romanya Dışişleri Bakanlığı, açıklamalara gereğinden fazla önem verilmemesi gerektiği görüşünde. Romanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Branduşa Predasço tutumlarını şu sözlerle açıkladı: “Serbest dolaşım Avrupa Birliği’nin temel değerlerinden ve Avrupa ortak pazarın sütunlarından biri. Bu bağlamda bazı Alman politikacıların açıklamalarını biz büyük bir soğukkanlılıkla karşılıyoruz.”

Fakat Bulgaristan’ın tepkisi biraz daha sert oldu. Bulgar Dışişleri Bakanı Kristian Vigenin, göçe karşı sert tedbirler alınmasını öneren İngiltere hükümetine yüklendi şu sözlerle yüklendi: “Haftalardır süren kampanya biri çok rahatsız ediyor. Ortaya atılan bazı öneriler, örneğin İngiliz hükümetinin önerileri tam bir ayrımcılık örneği.” Bulgar Bakan, ikinci sınıf Avrupa Birliği vatandaşı muamelesi görmelerine kesinlikle müsamaha göstermeyeceklerini söyledi.

Avrupa Birliği içerisinde serbest dolaşımı sınırlama isteği yeni değil. Belçika uzun bir süre önce, ülkede çalışan fakat geliri yüksek olmayan Avrupa Birliği vatandaşlarını sınır dışı etmeye başlamıştı. İngiliz hükümeti ise birkaç hafta önce yalnızca kişi başına düşen milli gelirin belli bir miktarın üzerinde olduğu AB üyesi ülkelerden işgücü göçüne izin verilmesini talep etmişti.

'Kavramlar çarpıtılıyor'

Die deutsch-polnische Grenze
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Romanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Branduşa Predasço, Rumen ve Bulgarların göçüne atfen kullanılan “yoksulluk göçü” kavramının da yersiz olduğunu savunuyor: “Bükreş bakış açısıyla, bu kavramla neyin ima edilmek istendiğini tam olarak anlamıyoruz. AB vatandaşlarının diğer bir AB ülkesine yerleşme ve orada iş arama hakkı vardır. Burada söz konusu olan AB içerisinde göç değil, işgücünün serbest dolaşımıdır. Biz, kasıtlı olarak veya bilgisizlik yüzünden bu kavramların çarpıtılmasından büyük endişe duyuyoruz.”

Avrupa Birliği Komisyonu tarafından yapılan bir araştırmada, Avrupa’nın yoksul ülkelerinden daha zengin ülkelerine yönelen göçün, ülkelerin sosyal güvence sistemlerine olan etkisi incelendi. Araştırmaya göre, Alman ekonomisi göçten zarar görmüyor, aksine fayda sağlıyor. Almanya Çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre de, Almanya’ya gelen Bulgar ve Rumenlerin büyük bir kısmı sosyal sigorta primlerinin ödendiği bir işte istihdam ediliyor.

'Sosyal projeler uygulanmalı'

Romanya’nın Berlin Büyükelçisi Lazar Comanesçu, Romanya’dan göç edenlerin genellikle genç ve yüksek eğitimli olduklarına dikkat çekerek, büyük bir göç dalgasına ihtimal vermediğini söyledi. Büyükelçi, beyin göçünün ülke için büyük bir kayıp olduğunun altını çizdi ve Romanya ekonomisinin gelişmesi halinde, bu durumun değişeceğini düşündüğünü belirtti.

Bulgaristan’ın Berlin Büyükelçisi Radi Naidenov ise Almanya'nın bazı bölgelerinde özellikle kendi ülkelerinde ayrımcılığa uğrayan Roman ve Sintilerle ilgili sorunların bulunduğunu ve bu sorunların çözülmesi için de ülke olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi. Şimdiden bazı işbirliği projelerinin başlatıldığını belirten Büyükelçi, hedefin hem kaynak ülkenin hem hedef ülkenin hem de göçmenlerin faydalanabileceği sosyal projeleri uygulamaya koymak olduğunu belirtti.

©Deutsche Welle Türkçe

Jeanette Seiffert / Başak Özay

Editör: Ahmet Günaltay