1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berliner Morgenpost: Trump'ın İran hesabı tutmadı

18 Eylül 2019

ABD Başkanı Trump’ın İran politikası, Merkel’in Riyad’a silah ihracatına başlanmaması kararı ve milyonlarca hastaya ait verilere ilişkin güvenlik açığı, Alman basınında ele alınan konular arasında.

https://p.dw.com/p/3PlQN
ABD Başkanı Donald Trump
ABD Başkanı Donald TrumpFotoğraf: Getty Images/AFP/J. Watson

18.09.2019 - Alman basınından özetler

Almanya’da Suudi Arabistan’a silah satışına yeniden başlanması tartışmalarına ilişkin olarak Başbakan Angela Merkel, silah ihracatını askıya alma kararında bir değişikliğe gitmeyeceklerini açıkladı. Mannheimer Morgen gazetesindeki yorumda Merkel’in bu kararının doğru olduğu ifade ediliyor. 

“Merkel nadiren net açıklamalarda bulunur. Başbakan Suudi Arabistan’a olası silah ihracatı konusunda da açıkça görüşünü ifade etti. Bu ay sonunda sona ermesi öngörülen silah ihracatının askıya alınması uygulaması sürecek. Başbakan bu kararla doğru bir tutum sergiliyor. Bu kararla, kendi partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) içinde başlayan tartışmalara da son vermiş oldu. Bölgeye daha fazla silah göndererek yangına körükle gitmek yerine diplomatik bir atılıma ihtiyaç var. Bu da Alman hükümetine takdir kazandıracak bir adım olur.”

Berliner Morgenpost gazetesi ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmesi ile başlayan ve iki ülke arasında giderek tırmanan gerilimi ele alıyor. 

“ABD Başkanı, nükleer anlaşmadan düşüncesizce çekilerek açtığı çukurda bir parça daha dibe kaydı. Yaptırımlarla uygulanacak azami baskının İran’ı yıkacağı ve merhamet dileneceği konusunda danışmanları onu ikna etmişti. Ancak beklenen olmadı. Tam tersine kuşatma altındaki İran bu çatışmacı siyasetin bedelini ödeyebileceklerini hasımlarına yavaş yavaş gösterdi. Donald Trump’ın izlediği strateji Beyaz Saray’ın telkin ettiği gibi çok sayıda kazançlının karşısında tek kaybedenin İran olduğu bir durum yaratmadı. Bunun yerine sonunda herkes kaybeden olabilir. Suudiler bunu geçen Cumartesi günü yaşanan felaketten sonra anladı. ABD Başkanı Trump da bunu artık anlıyor gibi görünüyor.”

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 50 ülkede hastalara ait yaklaşık 16 milyon verinin güvenliği olmayan bilgisayar sunucularında saklanması Almanya’da yankı yarattı. Neue Osnabrücker Zeitung’da konuya ilişkin şu satırlar dikkati çekiyor. 

“Milyonlarca hastaya ait hassas bilgilerin bunları kullanabilecek sigorta şirketleri, işveren veya medya gibi yanlış kişilerin eline geçmemiş olması görünüşe bakılırsa büyük bir şans. Dijital tıp alanında en yüksek standartların getirileceğine dair siyasetçilerin verdiği güvenceler kuşku yaratıyor. Bu skandalın tehlikeli yanı şu: Muayenelerin diz üstü bilgisayarlar eşliğinde yapılmasından elektronik hasta dosyalarına kadar tıbbın dijitalleşmesi herkes için çok sayıda avantaj sağlıyor. Ama bu tür kazalar sonucu doktorluk sırlarının çevrim içi çağda pek de sır olarak kalmadığı izlenimi artarsa, güven kaybı yaşanır. Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn gibi dijital tıbbın geleceğine inananların da buna izin vermemesi gerekir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung’da da aynı konu işleniyor: 

“Mahkumiyet kararını vermek için verilere ilişkin bu felaketin nedenleri hakkında henüz çok az şey biliniyor. Aslında genelde büyük dijital şirketlerin sunucularında veriler evdeki bilgisayardan, bir firmanın kendisi tarafından yönetilen ağdan veya doktor muayenehanesindeki dosya dolabından daha güvenli bir şekilde saklanıyor. Ama kişisel verilerin korunmasıyla ilgili yasal düzenleme çerçevesinde doldurulan formlar da korunmasız bu sunuculara karşı yardımcı olamıyor. Bu yasal düzenleme, daha önceki ilgili yasalarda olduğu gibi, kişisel verilerin işlenmesi esnasında güvenlik önlemleri alınmasını yükümlü kılmasının yanı sıra yüksek miktarda para cezası da öngörüyor. Esasında bir firmanın her düzeyinde yüksek dijital yetkinlik güvenlik açıklarına karşı etkin oluyor. Ama teknik işleri işin uzmanlarına verip beklemek yerine dijital sorumluluk anlayışı geliştirmek çok daha etkin...”

dpa/JD,BK
© Deutsche Welle Türkçe