Almanya’da terör korkusu

Alman iç politikasında alevlenen tartışmalarda Hristiyan Birlik partileri, Köln kentinde çarşamba günü üç gencin internette yayınlanan cihad videolarından etkilenip, polise karşı eylem düzenlemesinin endişelerinde haklı olduklarını ortaya koyduğunu belirtiyor. İkisi Türkiye kökenli olan üç genç, polis acili arayarak emniyet güçlerine pusu kurmuş, olay yeri olarak belirttikleri noktaya gelen polislere saldırı düzenlemişlerdi. Amaçlarının polislerin silahını ele geçirip, etkisiz hale getirmek olduğunu itiraf eden gençler, ölmeleri halinde “şehit” olarak öbür dünyaya gideceklerine inandıklarını belirtmişlerdi.

Bu olayın ardından Cuma günü Köln-Bonn Havalimanı’nda yakalanan iki terör zanlısının yakalanması Almanya’da terör saldırısı olabileceği endişesini arttırdı. Önümüzdeki ay terörle mücadele yasalarını sertleştiren yeni bir taslağın Alman Federal Hükümeti’nde ele alınması bekleniyor.

Uluslararası işbirliği

Konu, Almanya’nın Bonn kentinde hafta sonu toplanan Avrupa Birliği'nin altı üyesi ile ABD'nin içişleri bakanlarının toplantısında da masaya yatırıldı. Toplantıya katılan İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve Polonya ile ABD'nin içişleri bakanları, radikal dinci terörün özellikle internet üzerinden propaganda ile yayılarak taraftar ve militan kazanmasında gelinen noktaya dikkat çektiler.

Altı AB ülkesi ile ABD'nin içişleri bakanları, yeni iletişim teknolojileri üzerinden yayılan teröre karşı işbirliğini arttırma kararı alarak hafta sonunda toplantılarını sona erdirdi. İçişleri bakanları, terör kamplarına gidişin de ulusal ceza yasaları kapsamına dahil edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Hukuki tartışmalar

Bu konuyu ele alan bir taslak Almanya'da hazırlanmış, ancak uygulamadaki zorluğu nedeniyle benimsenmemişti. Taslak, terör kamplarında eğitim alanların bir eylem hazırlığında olduğunun kanıtlanması halinde ceza kapsamına dahil edilmesini öngörüyor, sadece terör eğitim kampına gitmiş olmayı yargı sürecinin başlaması için yeterli görmüyor.

Bu noktada Hristiyan Birlik Partileri ile koalisyon ortağı Sosyal Demokratlar ve muhalif partiler farklı görüşleri savunuyorlar. Hristiyan Birlik Partileri'nin Federal Meclis Grubu Başkanı Wolfgang Bosbach, eğitim görmüş terör zanlılarının tutuklanması yerine büyük teknik ve personel ayrılarak izlenmesinin başarısız olduğunu söylüyor ve devlete aşırı yük getirdiğine işaret ediyor. Bosbach’ın bu konuda, "Pakistan- Afganistan sınırındaki terör örgütlerinin kamplarına gidenler, patlayıcı yapımı ve eylem düzenleme konusunda eğitim alarak geri geliyorlar. Almanya'da bu kişileri, eğitim görmüş olmalarına rağmen tutuklayamıyoruz, ama çok sayıda memuru peşlerine takıp 24 saat boyunca izlemek zorunda kalıyoruz" diye konuştu.

Hristiyan Birlik ile iktidarı paylaşan Sosyal Demokrat Partili Federal Adalet Bakanı Brigitte Zypries ise sadece terör eğitim kamplarına gitmenin yargılanma için yeterli görülmesi halinde, bağımsız hukuk süreci başlamadan zannın ötesine gitmek anlamına geleceğini belirterek “Böyle bir uygulama, şüphe değil suç işlenmiş olduğu iddiasını güçlendirmek anlamına gelir. Terör eğitim kamplarına gitmeyi ceza yasası kapsamına almak demek, bir eyleme kalkışılmamış olduğu halde, saldırı potansiyeli bulunduğu için yargı sürecini harekete geçirmek anlamına gelir” diyor.

Kimi hukukçular ise mevcut yasaların terörle mücadele için yeterli olduğunu sadece bazı emniyet birimleri arasındaki işbirliğini ve bağlantıyı arttırmanın yeterli olacağını savunuyorlar.

Soruşturmalar sürüyor

Bu arada Köln'de polise pusu kuran gençler hakkında savcılık ölüme teşebbüsten soruşturma başlattı. Köln Savcısı Rainer Wolf, gençlerin bir terör örgütü ile bağlantılarının bulunmadığını, ancak yoğun şiddet potansiyeli ve adam öldürmeye teşebbüsten soruşturma başlatmak için yeterli ipucu tespit ettiklerini belirtti.

Amsterdam'a giden bir uçakta yakalanan iki terör zanlısı hakkında da Bonn Savcılığı bir açıklama yaptı. Savcılık sözcüsü Fred Apostel, soruşturmanın ilk sonuçlarına göre, Somali kökenli iki zanlının yakın bir zamanda terör öylemi hazırladıkları yönünde ele geçirdikleri ipuçları sebebiyle tutuklama kararı çıkartıldığını duyurdu. Savcılık, soruşturmanın sürdüğünü belireterek ayrıntı vermezken, haftalık der Spiegel dergisinin internet sitesinden verilen bir haberde, terör zanlılarının Uganda'ya giderek buradaki Yahudi ve Amerikan kuruluşlarına eylem düzenleme hazırlığı içinde oldukları iddia edildi.