Almanya'da tüketiciler tasarrufa yöneliyor

Önde gelen altı ekonomik araştırma enstitüsü tarafından dün açıklanan sonbahar tahmin raporunda hükümete iki önemli tavsiyede bulunuluyor. Bunlardan biri, sosyal güvenlik ve istihdam piyasası reformlarından ilk sonuçlar alınana kadar ek reform adımları atılmaması, diğeri ise devletin mutlaka mali disipline uyup tasarruf önlemleri alması.

İhracat rekortmeni Almanya’nın yatırımlardaki düşüş ve öncelikle de milli gelirin yarıdan fazlasını oluşturan tüketim harcamalarındaki gerileme yüzünden bu yıl da ekonomik büyüme sıralamasında AB sonunculuğuna düşmesi bekleniyor. Ekonomistlerin bu ve önümüzdeki yıllar için öngördükleri büyüme oranlarının işsiz sayısını azaltmaya yetmeyeceğine de sonbahar tahmin raporunda yer veriliyor.

Tüketici tasarrufa yöneliyor

Alman Ekonomik Araştırmalar Enstitüsü’nden Gustav Horn, ekonomik belirsizlikler ve işini kaybetme korkusu yüzünden tüketicinin harcamaları kısıp tasarrufa yöneldiğini söylüyor. Horn DW İngilizce Servisi‘ne verdiği demeçte, talepteki daralmanın ücret zamlarının enflasyon düzeyinde kalmasından ve devletin bütçe açığının daha da büyümesini önlemek için yatırım harcamalarını kısmasından kaynaklandığını belirtti.

Almanya’nın önde gelen ekonomik araştırmacılarından biri olan Profesör Horn, tüketim harcamalarının ne zaman artmaya başlayacağı ve tüketimin nasıl teşvik edilebileceği sorusunu ”Önümüzdeki yıldan ümitliyim. İhracat patlaması sayesinde, ihracatçı şirketler daha fazla yatırım yapıyor ve ek yatırımlarla yaratılan gelirin büyük bir bölümü de bence tüketime kanalize olacak. Ama temkinli iyimserlik göstermek daha doğru olur. 2005’te Alman ekonomisi büyüyecek ama büyüme sınırlı kalacak” diye yanıtladı.

Ekonomik yapı büyümeyi engelliyor

Kısa adı IFO olan Münih Ekonomik Araştırma Enstitüsü Başkanı Profesör Hans-Werner Sinn de Alman Radyolar Birliği’ne verdiği mülakatta, ihracatta dünya rekortmeni olan Almanya’nın diğer alanlarda niçin aynı başarıyı gösteremediği sorusunu yanıtlarken, içteki ekonomik yapılanmanın büyümeyi frenlediğini dile getirdi. Dünya ekonomisinin son 28 yılın en hızlı büyümesini kaydettiğini ve önümüzdeki yıl aynı oranda olmasa da global büyümenin süreceğini belirten Sinn, Almanya’nın bu büyümeden sadece %1,8’lik pay almasının ne işsizliği azaltacağını ne de yurtiçi talebi teşvik edeceğini söyledi.

IFO Enstitüsü Başkanı, tüketim harcamalarında yıllardır devam eden durgunluğun nedenleriyle ilgili olarak ise ekonomik büyümenin tüketimden etkilendiğine inanmadığını belirtti. ”İhracat artışına rağmen ekonomik canlanmanın cılız kalması Almanya’nın ekonomik faaliyet yeri olma özelliğinden kaynaklanıyor” diyen iktisatçı Almanya’da üretim yapmanın pahalıya geldiğini ve sanayi sektöründe ortalama iş gücü maliyetinin saatte 27 euroyu bulduğunu hatırlattı.

Kamu bütçesine tasarruf önerisi

Sonbahar tahmin raporunda kamu bütçelerinde tasarrufa öncelik verilmesi tavsiye ediliyor. Ekonomik canlanma açısından bunun olumsuz etki yapıp yapmayacağı sorusuna ise Profesör Sinn ”Tabii ki olumsuz etkiler. Ama geleceğimiz için tasarruf etmek zorundayız. Nüfusumuz yaşlanıyor. Aynı zamanda talebin de kaynağı olan yatırımlar yerinde sayıyor. Alman şirketleri Avrupa’daki müşterilerine sattıkları malları yurtdışındaki tesislerinde üretiyorlar. Ve Opel örneğinde olduğu gibi, üretim maliyetinin en yüksek olduğu Almanya’daki tesislerini kapatıyorlar” yine yanıtladı.