1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da insan hakları tartışması

Marcel Fürstenau9 Ekim 2008

Federal hükümetin 2008 yılı insan hakları raporu dün Federal Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun gündemindeydi. Pek çok sivil toplum kuruluşu raporu, özeleştiriden yoksun olduğu gerekçesiyle eleştirdi.

https://p.dw.com/p/FWwD
Alman Hükümeti insan hakları politikalarıyla ilgili 2008 yılı raporunu Federal Meclise sundu
Alman Hükümeti insan hakları politikalarıyla ilgili 2008 yılı raporunu Federal Meclise sunduFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Almanya'da sekiz yıldır her hükümet düzenli olarak federal meclise, Dışişleri Bakanlığı'nın öncülüğünde hazırlanan hükümetin insan hakları politikasına ilişkin bir rapor sunuyor. Federal Hükümetin 192 sayfalık 2008 yılı insan hakları raporu 3 bölümden oluşuyor: İlk bölümde Almanya insan hakları politikasının esasları, ikinci bölümde Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumların rolü, üçüncü bölümünde ise dünyada insan haklarının durumu ele alınıyor. Bu yıl rapor, sivil toplum kuruluşları tarafından özellikle terörle mücadele, mülteci politikası ve ırkçılık sorunu gibi konularda hükümetin özeleştiride bulunmaması gerekçesiyle eleştirildi.

"Federal hükümet ırkçılığa karşı yeterince önlem almıyor"

Alman mültecilerle dayanışma örgütü Pro-Asyl’in yöneticisi Günther Burkhardt rapora ilişkin yaptığı açıklamada, hükümeti ırkçılık sorununa karşı yeterince önlem almamakla eleştirdi. Irkçılığa karşı geliştirilen projelerin hep kısa süreli olduğuna değinen Burkhardt, Avusturya örneğini vererek Avrupa’da ırkçılığın endişe verecek biçimde yükselişe geçtiğini söyledi. Burkardt ayrıca Alman hükümetinin mülteci politikasında eksiklikler bulunduğuna işaret etti. Federal Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Herta Daäbler-Gmelin ise Avrupa kıtasından kendi içine kapalı bir kale yapmak isteyen bir göç politikasının hiçbir geleceği olmadığını vurguladı. Daäbler-Gmelin “Kıbrıs’ta, Malta’da, Yunanistan’da, İspanya’da, İtalya’da böyle bir politikanın işlemediğinin örneklerini görüyoruz. Uluslararası finans politikaları, Afrika’daki insanların daha da yoksullaşmasına neden oluyor. Bunun anlamı da şu: Göç artarak devam edecek. Avrupa’nın güneydeki komşularıyla kuracağı ilişkiyi derhal tartışmaya açmak zorundayız, çünkü bu konuda siyasi çözümlere ihtiyacımız var. Uçaklar ve elektrikli tellerle çevrili alanlar gibi ne insani olan ne de çözüme bir katkısı olan önerileri saymıyorum" şeklinde konuştu.

"Almanya Guantanamo'nun kapatılması için destek vermedi"

Uluslararası İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün Almanya bürosu yöneticisi Marianne Heuwagen, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Amerika Birleşik Devletleri’nin terör şüphelilerini tuttuğu Guantanamo’daki esir kampına yönelik sert tutumunun takdir kazandığını söyledi. Heuwagen, Başbakan Merkel’in Guantanamo cezaevinin kapatılması için harekete geçmemiş olmasını eleştirdi. Heuwagen Almanya’nın Amerika’ya destek vermediğini vurgulayarak“Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bush ve Savunma Bakanı Gates dahi Guantanamo’nun kapatılması fikrine sıcak bakmaya başlamışlardı. Ancak tutukluları kabul edecek bir yer bulamadılar. Tutuklular kendi ülkelerine de geri gönderilemez, çünkü orada işkence görebiliriler. Birleşmiş Milletlerin İşkenceyle Mücadele Sözleşmesi bunu yasaklıyor. Bu aşamada Almanya hükümetinin, sıkıntıda olan bir dosta, bir müttefike desteği olmadı" dedi.

"Uluslararası kurumların uyarıları dikkate alınmıyor"

Uluslararası Af Örgütü Almanya Bürosu’nun Genel Sekreteri Barbara Lochbihler ise Federal Hükümeti terör şüphelilerin Amerikan Gizli Servisi CIA tarafından kaçırılmasına zamanında tepki vermemekle eleştirdi. Lochbihler, “Avrupa Konseyi, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kurumlardan gelen Almanya’nın insan hakları politikasına yönelik uyarılar, bu rapora yansımıyor. Birleşmiş Milletler İşkenceyle Mücadele Komisyonu Almanya’dan bir kez daha, Almanya’da “polis şiddeti” nedeniyle ne yapılan şikâyetleri gösteren bir istatistik talep etti. Almanya yıllardır bu bilgiyi vermemekte diretiyor. Uluslar arası kurumlardan eleştiri alan konularda bir boşluk oluğunu görüyoruz” diye konuştu.