1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0110 Türkische Bibliothek

Beria Jülide Danışman30 Eylül 2008

Frankfurt Kitap Fuarı iki hafta sonra başlayacak. İsviçreli Unionsverlag yayınevi, Türk edebiyatı dizisinin ilk 14 ciltini fuara yetiştiriyor. DW'den Jülide Danışman projede yeralan Prof. Dr. Erika Glassen'la konuştu.

https://p.dw.com/p/FRsn
Unionsverlag adlı yayınevinin Türk edebiyatı dizisi 20 ciltten oluşuyor
Unionsverlag adlı yayınevinin Türk edebiyatı dizisi 20 ciltten oluşuyor

Almanya’da yaklaşık 2 buçuk milyon Türk yaşamasına, her yıl binlerce Alman Türkiye’ye tatile gitmesine, iki ülke arasında yakın diplomatik ilişkiler bulunmasına rağmen, Almanlar Türkler’i yeterince tanımıyor. Peki Alman kamuoyunda hakim olan olumsuz Türk imajı nasıl değiştirilebilir? Bu soruya yanıt arayan Robert Bosch Vakfı, Unionsverlag’ın işbirliği ile "Türkiye Kitaplığı” projesini hayata geçirdi. Proje, Türk edebiyatı ile birlikte Türkiye’nin tanıtımına katkı sağlamayı hedefliyor. Oryantalizm diğer adıyla Doğu Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Erika Glassen, ”Türkiye Kitaplığı”nın, bugüne kadar yapılan çevirilerden farklı olduğunu söylüyor. Glassen, "Biz sistematik olarak yayınlamak istedik. 1900‘lerden günümüze kadar gelen modern Türk edebiyatını, kronolojik olarak kapsayan bir dizi hazırlamak istedik" diye konuşuyor.

Türkiye Kitaplığı'nda neler var?

Türkiye Kitaplığı’nda Halit Ziya Uşaklıgil, Halide Edip Adıvar, Oğuz Atay, Murat Uyurkulak gibi farklı yazarlar dikkati çekiyor. Glassen, Kitaplık'ta yer alacak yazarları seçmek için Türk ve Alman edebiyatçılar arasında bir araştırma yaptıklarını belirtiyor. Glassen, "Hangi Türk yazarlarının Almanca’ya çevrilmesini istersiniz diye sorduk. Ardından, gelen yanıtları değerlendirerek, kendi programımızı oluşturduk. Sonra da 20 kitabı -çünkü kitaplığımız 20 cilt ile sınırlı- seçti" diyor.

İlk üç kitap

İlk üç kitap, Leyla Erbil’in kaleme aldığı ”Tuhaf Bir Kadın,” Ahmet Ümit’in polisiye romanı ”Sis ve Gece” ile ”İstanbul’dan Hakkari’ye: Hikayelerle bir Gezi.” Frankfurt Kitap Fuarı’nda ise Türkiye Kitaplığı’ndan sadece 14 kitap okuyucu ile buluşacak.

Fuarın bu yılki konuk ülkesi Türkiye
Fuarın bu yılki konuk ülkesi Türkiye

Erika Glassen, bu kitaplarda Türkiye hakkında bilgilerin de yer aldığını, okuyucunun hikaye ile yalnız bırakılmadığını vurguluyor. Glassen, "Okuyucu aynı zamanda Türkiye’de bu kitap yayınlandığı zaman siyasi ve sosyal atmosferin nasıl olduğunu da öğreniyor. Bunu didaktik bir şekilde yapmak için çaba gösteriyoruz. Bu şekilde olayların arka planını anlatmaya çalışıyoruz ve hedefimiz şunu ortaya koymak; Türkiye ve Türk edebiyatı nedir?" diyor.

Türkiye anlatılıyor

Glassen'a göre, romanlar Türkiye'deki siyasi ve sosyal hayatı da yansıtıyor. Bu nedenle, kitapların önümüzdeki dönemde, okullarda ders malzemesi olarak da okutulması hedefleniyor. Özellikle Frankfurt Kitap Fuarı nedeniyle Almanca’ya çevrilen Türk yazarlarının sayısında artış gözleniyor. Erika Glassen, geçmişte de Türk edebiyatına ilginin olduğu dönemler bulunduğunu hatırlatıyor ve "Birinci Dünya Savaşı sırasında, Türkiye ve Almanya’nın müteffik olduğu dönemde Türk edebiyatından bir çok çeviri yapıldı. Ancak geçen dönem içinde bunlar unutuldu. Halide Edip Adıvar’dan 'Yeni Turan' veya Yakup Kadri’den 'Yaban,' -bu kitap 1930’larda yayınlandı.- Kısacası, bir çok çeviri yapıldı" diye konuşuyor.

Türkiye kitaplığını Prof. Dr. Jens Peter Laut ile yayıma hazırlayan Erika Glassen’in en severek okuduğu romanlar arasında ise Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ”Huzur”u bulunuyor. Glassen, "Kitapta geleneksel olana da yer veriliyor. Bu roman, kültürel alanda yaşanan devrimlerin Türkler için ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bir insan, geleneklerini, tarihini o kadar kolay bir şekilde yok sayamaz; bunun yerine tarihine sahip çıkmalıdır. Tanpınar, bu romanla, bunun ne kadar zor olduğunu göstermeye çalışıyor" diyor.