Alican Razı dosyasında adalet arayışı
25 Mayıs 2022Ankara'da "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis ve jandarmaların açtığı ateş sonucunda aracının içinde hayatını kaybeden Alican Razı'nın ölümünün üzerinden iki yıl geçti.
Valiliğin "kaza" olarak nitelendirdiği olaya ilişkin dava dosyası; savcılık, mahkeme ve valilik arasında uzun zamandır gidip geliyor. Ancak Razı'nın ölümüne ilişkin fail ya da failler hâlâ hakim karşısına çıkarılmış değil.
Razı'nın annesi Gönül Razı ise oğlunun ölümüne sebebiyet veren görevlilerin yargılanmasını istiyor.
Ne olmuştu?
Ankara'da yaşayan 21 yaşındaki Muhammed Alican Razı, koronavirüs tedbirleri kapsamında sokağa çıkma yasağının uygulandığı 25 Mayıs 2020 tarihinde kız arkadaşını evini bırakmak üzere aracıyla yola çıkmıştı. Razı'nın kullandığı araç, iddiaya göre saat 16:27 sıralarında Kahramankazan'daki Anadolu Otoyolu Akıncı Gişeleri Yol Kontrol Noktası'nda görevli jandarmalar tarafından durdurulmak istendi. Alican Razı, ehliyetsiz araç kullanmaktan ve sokağa çıkma yasağı ihlalinden ceza yememek için durmayarak yola devam etti. Araç, Ankara istikametine doğru kaçmaya başladı. Jandarma, önce dört el havaya ateş açtı, ardından takibe başladı. Kovalamacaya daha sonra polisler de katıldı.
Alican Razı'nın kullandığı araç, Ankara Kent Giriş Kapısı'na çarparak durdu. Ankara Valiliği, olayın hemen ardından yaptığı açıklamada, Alican Razı'nın hayatını kaybettiğini belirtirken olayı "kaza" olarak nitelendirdi. Valilik ayrıca Razı'nın "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama'' ve "yoklama kaçağı" suçlarından arandığını öne sürdü.
Otopsi: Uzak mesafeden ateş edildi
Ancak Adli Tıp'ın raporu bu açıklamayı yalanladı. Adli Tıp'ta yapılan otopsisinde Razı'nın başının arkasında kurşun giriş deliği ve başında mermi çekirdeği belirlendi. Adli Tıp raporunda, atışın uzak mesafeden ve ölümün tek başına ateşli silah yaralanması sonucu meydana gelebilecek nitelikte olduğu belirtildi.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin yürüttüğü soruşturma sonucunda Adli Tıp raporuna dayanarak üç jandarma görevlisi, altı polis olmak üzere dokuz kişi hakkında "taksirle bir kişinin ölümüne, bir kişinin de yaralanmasına neden olma" suçundan dava açtı. Ancak savcılık, kurşunun bir yerden sekerek Razı'ya isabet ettiğini savundu.
Hazırlanan iddianame ise Ankara Batı Ağır Ceza Mahkemesi'ne takıldı. Mahkeme, iddianameyi Razı'ya isabet eden bir mermi çekirdeğinin hangi şüpheli tarafından sıkıldığının belli olmadığı gerekçesiyle iade etti. Savcılık ise bu tespiti mahkemenin yapması gerektiğini belirterek iddianameyi yeniden mahkemeye gönderdi. Ancak mahkeme, olayın "görev suçu olduğunu" belirterek dosyayı soruşturma izni için Ankara Valiliği'ne yolladı..
Beş aydır savcılık iddianame hazırlamıyor
Ankara Valiliği, tüm kolluğun hareket tarzının yasal mevzuata uygun olduğu, suç ve suç unsuruna rastlanılmadığı iddiasıyla soruşturma izni vermedi. Razı Ailesi'nin avukatları ise bu karara dava açtı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi ise itirazı kabul ederek, valiliğin kararını kaldırdı.
Dosya yeniden Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Ancak savcılık, beş aydır yeni iddianame hazırlamadı.
Alican Razı'nın ailesi iki yıldır tek bir kişinin dahi hakim karşısına çıkmamasına tepki gösterdi. Alican Razı'nın annesi Gönül Razı, DW Türkçe'ye "Benim oğlum bir cinayete kurban gitti. Benim oğlumu kaza diye anlattılar ama ama benim oğlumu öldürdüler. Ben katillerinin bulunmasını, cezalandırılmasını istiyorum. Adalet diyorlar. Adalet bu mu? Adalet Bakanımıza sesleniyorum, Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum, İçişleri Bakanına sesleniyorum. Neredesiniz iki yıldır?" dedi.
Avukat Koçak: Cezasızlık politikası
Ailenin avukatı Nihat Can Koçak da iki yıldır dava açılmamasını eleştirerek sanıkların bir an önce yargıda hesap vermesi gerektiğini kaydetti. Sanıkların iki yıldır yargılama makamları önüne çıkarılmamasının "cezasızlık politikası" olarak nitelendiren Koçak, şu eleştirilerde bulundu:
"Öncelikle Muhammed Alican Razı, kolluk kuvvetlerinin kurşunuyla öldürüldükten sonra kolluk kuvvetleri trafik kazası tutanağı tuttu. Daha sonra Adli Tıp raporunda trafik kazası sonucu bir ölüm olmadığı ensesinden aldı bir kurşunla öldüğü ortaya çıktı. Bu durum dahi soruşturmanın etkin bir şekilde yapılmadığını göstermektedir."
Avukat Koçak, Türkiye'de kolluk kuvvetlerinin işlediği suçlarda bir şekilde "ceza almadan nasıl kurtarırız" hesabı yapıldığını savunarak "Bizim bu dosyada iki yıl geçmesine rağmen henüz ortada bir iddianame yok. İki yıl geçmesine rağmen ölümlü bir olayda soruşturma izni verilmemesi, iddianamenin düzenlenmemesi yanında etkin bir soruşturma halen yapılmıyor olması ve silah kullanan kolluk kuvvetlerinin isimleri de belli olduğu halde dosyanın sürüncemede bırakılması aslında bu tür olaylarda her zaman olduğu gibi sorumlu kolluk kuvvetlerinin kollandığını ve bunun daha sonra da devam edeceğini gösteriyor. Ancak bizim hukuki mücadelemiz devam edecek" dedi.