1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yakınlaşıldı, o kadar

10 Ağustos 2016

Rusya ve Türkiye’nin devlet başkanları Putin ve Erdoğan St. Petersburg’da buz devrinin kapandığını ilan ettiler. Andrey Gurkov yorumunda, ilişkilerde yeni bir çığır açılmadığı görüşünü savunuyor.

https://p.dw.com/p/1Jf9O
Russland Recep Tayyip Erdogan und Wladimir Putin in St. Petersburg
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/S. Guneev

St. Petersburg zirvesinin yeni bir çığır açtığı söylenemez. Vladimir Putin ile Recep Tayyip Erdoğan arasındaki üç saatlik görüşme göz kamaştırıcı bir yakınlaşmaya vesile olmadı. Liderler ortak basın konferansında ilişkilerdeki buzların çözüldüğünü ve ikili ekonomik ilişkileri eski düzeyine getirmeyi amaçladıklarını beyan ettiler.

Sonuç çığır açıcı değildi ama, aynı zamanda Avrupalılar açısından da olumluydu. Ne Avrupa Birliği, ne de NATO Rusya ile Türkiye arasında tehlikeli bir ihtilafın ve ticari savaşın doğmasını arzulayabilirdi.

Suriye konusunda yakınlaşmadan eser yok

Ancak normale dönüş arzusu Türkiye ile Rusya arasındaki muazzam görüş ayrılıklarının ortadan kaldırılabileceği anlamına da gelmez. Görüşmelerin Suriye ile ilgili bölümünün basın konferansı sonrasına ertelenmesi buna işaret etmekteydi. Liderler bu kararla basın konferansı sırasında Rusya'nın desteklediği, Türkiye'nin ise son verilmesini istediği Esad rejimiyle ilgili sorulara muhatap olmaktan kurtuldular.

Gurkov Andrey Kommentarbild App
DW Rusça servisi editörlerinden enerji uzmanı Andrey Gurkov

Oysa, Rus jetinin düşürülmesiyle daha da tırmanan gerginliğe Rusya'nın Suriye iç savaşına askeri müdahalede bulunması yol açmıştı. Suriye konusunda arpa boyu kadar dahi yakınlaşma sağlanamamış olması, ilişkilerindeki kırılganlığın ortadan kalkmadığını ve kolay kalkmayacağını gösteriyor.

Rusya'nın tarihi müttefiki Ermenistan ile Türkiye'nin kardeş addettiği Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorunu da büyük pürüzler çıkarabilir. Basın konferansında bu konuya değinilmemiş olması dikkat çekti.

Bir dizi ekonomik niyet açıklaması

Putin ve Erdoğan siyasi konular yerine ekonomik işbirliği üzerinde yoğunlaştılar. Ama bu alanda da bağlayıcı olmayan niyet açıklamaları yapıldı. Rusya'nın ekonomik yaptırımları kademeli olarak kaldıracağı açıklandı ama Rus pazarlarında yeniden ne zaman Türk sebze ve meyvesi satılacağı açıklık kazanmadı.

Vladimir Putin Türkiye'deki Rus turist sayısının zamanla eski rakamlara ulaşacağını söyledi ama zamanla neyi kastettiğini açıklamadı. Erdoğan Türk Akımı doğalgaz projesinin Avrupa ülkelerine de uzanacak şekilde tamamlanacağını söyledi ama o da somut tarih ya da rakam vermedi.

Sadece, oldukça geciken Akkuyu'daki Türkiye'nin ilk nükleer enerji santrali ile ilgili elle tutulur hareketlenmeden söz edilebilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan milyarlık projeye ‘mümkün olan en kısa zamanda' uzun vadeli vergi kolaylığı sağlayacak olan stratejik yatırım statüsünü vermeye hazır olduklarını duyurdu.

Türkiye ile Rusya arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin gitgide canlanacağı anlaşılıyor. Ancak, Avrupa Birliği ve genel anlamda Batı açısından meydan okuma anlamına gelebilecek ‘stratejik ortaklık' en azından şimdilik söz konusu olmayacak. Aynı şey Erdoğan'ın Putin'e ‘dostum' diye hitap etmesine rağmen iki lider arasındaki şahsi dostluk için de geçerli. Yoksa Putin bu samimi ifadeye, ‘değerli başkan' diyerek karşılık vermezdi.

© Deutsche Welle Türkçe

Andrey Gurkov