1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İhracat başarısı ve Trump

Boehme Henrik Kommentarbild App
Henrik Böhme
10 Şubat 2017

Almanya’nın ihracat rekoru kırması himayeci Trump’ın eline koz verdi. Henrik Böhme yorumunda, Alman ekonomisinin güçlenmesinin ABD’nin de yararına olduğuna işaret ediyor.

https://p.dw.com/p/2XKiz
Container der Reederei "Hamburg Süd"
Fotoğraf: picture alliance/A. Heimken

Almanya’dan gelen haber Beyaz Saray’ın yeni efendisini mutlaka kızdıracaktır. Muhtemelen sabah kalkar kalkmaz öfkesini Twitter hesabından bütün dünyaya duyuracaktır. Sayın Başkan, mesajınıza bir örnek verelim, izninizle. “İşte bir kanıt daha. Şu Almanların ekonomimizi nasıl batırdıklarını ve Amerikalıları işsiz bıraktıklarını görüyor musunuz?”

Aman yavaş, Sayın Başkan. Dünyamızın son derece karmaşık ticari dokusunu bu kadar basite indirgemenin kimseye yararı olmaz. Almanya’nın önemli bir ihracatçı ülke olduğu doğrudur. Dünya üçüncüsüdür. İlk sıra Çinlilerin. İkincilikte ise kimi görüyoruz? Sakın ABD olmasın? Bu durum Almanları neden rahatsız etmiyor? Çünkü ticaret tek başına yapılmaz, en az iki tarafı gerektirir. Bir taraf, karşısındakinin almayı istediği malı üretir. ABD’nin dünyanın ekonomik bakımdan en önemli ülke olduğu Almanya’da inkar edilmez. Çin değil, Amerika. 320 milyonluk nüfusla 18 trilyon dolarlık milli gelir yaratır. Çin bile dört katı fazla nüfusuyla bu rakama ulaşamıyor.

Ekonominin mantığı

Emek yoğun üretimi ABD dışındaki ücretlerin düşük olduğu ülkelere kaydırmak da Almanların fikri değildi. Amerikan otomobil endüstrisinin kalbinin attığı Detroit Amerikan şirketlerinin yanlış model politikaları ve dünya kalite standardının altında kalmaları yüzünden bu hale gelmedi mi? Amerikan otomobillerinin satılmamasının nedeni her halde Alman otomobilleri ithal edilmesi değildi. New York’ta adım başı Mercedes’e rastlanırken Almanya’da Chevrolet markasının yerinde yeller esmesinden Almanlar mı sorumluydu? Birkaç yıl önce Avrupa pazarından çekilen Chevrolet’in sahibi olduğu Opel’in ürünleri ise kapışılıyor. Almanya’da satılan her Opel Chevrolet’in kasasını dolduruyor. Opel’in fazla satması Detroit’te de istihdamın korunmasına ya da artmasına yarıyor. Başka birçok ürün için de aynı şey söylenebilir.

Boehme Henrik Kommentarbild App
Henrik Böhme

Almanlar para harcamaya doymuyor

Almanya’nın ihracat gücü ezelden beri eleştirilir. Devlet daha fazla yatırım yapsa ihracat fazlası eritilebilir. Berlin hükümeti ülkedeki bütün okulların yenilenmesine karar verse bu iş için harcanacak paranın ABD’ye ne yararı olabilir? Almanların tüketime daha fazla para harcaması ve ithal malları da satın alabilmesi için ücretlerin arttırılması da öteden beri dile getirilen tavsiyeler arasında. Önce şunu söylemek gerekir: Almanya’da toplu iş sözleşmelerine ve ücret pazarlığına devlet karışmaz. Ücret işçi ile işveren temsilcilikleri ilgilendiren bir konudur. Aynnı zamanda istihdamın rekor düzeye çıktığı Almanya’da tüketime zaten bol para harcanıyor. Alman ekonomisi büyümesini iç talebe borçlu.

Aynı zamanda 2016’da Almanya’nın ihracatıyla birlikte ithalatı da arttı. Almanya’nın dünyanın en büyük üçüncü ithalatçısı olduğu gözden kaçırılmamalı.

Euro’yu kim ucuzlattı?

Gelelim Başkan Trump’ın ‘Avrupa Birliği ortak para birimi Euro’yu ucuzlattığı için Almanya ABD ve diğer ülkeleri sömürebiliyor’, şeklindeki iddiasına. Bundan daha saçma bir iddia olamaz. Bir kere Euro Alman parası değil. 19 Avrupa ülkesi tarafından kullanılıyor. Para politikasıyla ilgili kararlar bir İtalyan’ın başkanlık ettiği Avrupa Merkez Bankası tarafından alınıyor. Draghi sıfır faiz politikası ve astronomik tahvil alım programıyla Euro’yu zayıflatıyor. Bu politikayı en çok eleştirenlerin başında ise Almanya Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann geliyor.

Alman şirketlerinin ev ödevlerinden tam not aldığı kabul edilmeli. Orta ölçekli makine imalatçıları piyasanın hangi ürünü aradığını çok iyi takip ediyor. İleriyi görebildiği için de kriz dönemlerinde yüksek vasıflı elemanına çıkış vermiyor. Aynı zamanda Alman otomobil markalarının ABD’de binlerce kişiye iş verdiği de unutulmamalı. Alternatif gerçeklikler çağına girmiş olsak da ABD Başkanı bir de gerçekleri bakıp görse iyi olur.

© Deutsche Welle Türkçe

Henrik Böhme