1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya Başbakanı susamaz

Sarah Judith Hofmann
Sarah Judith Hofmann
17 Ağustos 2022

Almanya Başbakanı Scholz, Filistin lideri Abbas'ın ortak basın toplantısında yaptığı Holokost benzetmesine tepki için bir saniye bile beklememeliydi. Tepkinin gecikmesi bazı şeylerin yolunda gitmediğini gösteriyor.

https://p.dw.com/p/4FfKA
Filistin lideri Abbas ve Almanya Başbakanı Scholz basın toplantısında.
Filistin lideri Abbas ve Almanya Başbakanı Scholz basın toplantısında.Fotoğraf: Wolfgang Kumm/dpa/picture alliance

Olaf Scholz'un Holokost benzetmesi yapıldığı andaki tepkisizliği, en iyi haliyle topyekûn çaresizlik olarak nitelendirilebilir. Mahmud Abbas, "İsrail 1947'den bugüne kadar 50 Filistin köyünde 50 katliam gerçekleştirdi. 50 katliam, 50 Holokost" sözleriyle kışkırtırken Başbakan gözlerini öne doğru sabitlemiş, sinirli görünüyor ama dudaklarından bir itiraz çıkmıyordu. Scholz'un sözcüsü hemen ardından toplantıyı sona erdirdi, Scholz ve Abbas el sıkıştı.

Şurası son derece açık: Bir Almanya Başbakanı Alman topraklarında bir konuğun Yahudi Soykırımını inkar etmesine, göreceleştirmesine ya da herhangi bir şekilde insanlık tarihinin en ağır suçunun anısını kirletmesine asla izin veremez. Belli ki Almanya'da şunun yeniden hatırlatılması gerekiyor: Holokost Berlin'de planlandı. Altı milyon Yahudi'nin öldürülmesinin suçu nasyonal sosyalist Almanya'ya aittir. Kurbanların anısına saygının korunması halen Alman hükümetinin sorumlulukları arasındadır.

Almanya'da anma kültürü unutuluyor mu?

Ancak açıkça görülen o ki, Alman anma kültüründe bir şeyler yolunda gitmiyor. Bunu başka türlü açıklamak mümkün değil. Çünkü Olaf Scholz, Abbas "Apartheid" kelimesini kullandığında tepki gösterdi. Son derece tartışmalı bu kavram İsrail hükümeti tarafından da her fırsatta antisemit olduğu gerekçesiyle kınanıyor. Son olarak Uluslararası Af Örgütü raporunda olduğu gibi. Bu, İsrail, ABD ya da Almanya'da aydın kesimlerde hararetli bir şekilde tartışılan bir kavram. Başbakan'ın, Alman hükümetinin "Apartheid" kavramını benimsemediğini vurgulaması önemli. Anlaşılan Olaf Scholz bu bakımdan hazırlıklıydı.

Peki Abbas'ın Holokost benzetmesi yapabileceğini hesaba katmaması mümkün mü? Filistin Özerk Yönetimi Başkanının bu tür antisemit ifadelerle ilgi çekmeye çalışması yeni bir şey değil. Bu noktada önemli bir yanlış anlama var. Alman hükümeti ille Ortadoğu sorunu konusunda yorumda bulunmak zorunda değil. En iyisi, diplomatik görüşmelere yeniden başlanması için çaba göstermelidir. Ama konu Holokost'un anısı olduğunda Almanya'nın ödevleri vardır ve susamaz. Olaf Scholz'un Abbas'ın sözlerini direkt geri çevirmemesi Almanya'nın itibarına sadece İsrail'de değil daha geniş bir alanda büyük zarar vermiştir ve hiçbir özrü olamaz.

Başbakan, basın toplantısının ardından Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Filistin lideri Abbas'ın ağza alınamayacak ifadelerinden dolayı son derece öfkeli olduğunu" belirterek "özellikle de Almanlar için Holokost'u göreceleştirmeye yönelik hiçbir yaklaşımın kabul edilemeyeceğini ve buna tahammül edilemeyeceğini" söyledi. Scholz, "Holokost suçunu inkara yönelik her tür girişimi kınıyorum" dedi.

Ancak bu açıklama çok geç geldi. Çünkü skandal çoktan İsrail'e ulaşmış ve son dönemde Ortadoğu'da zaten tırmanan gerilimi daha da artırmıştı. Kendisi de bizzat Holokost'tan hayatta kalmış birinin oğlu olan İsrail Başbakanı Yair Lapid, Scholz'un açıklaması öncesinde Twitter hesabından Abbas'a yönelik olarak "Tarih onu asla affetmeyecek" mesajını paylaşmıştı.

Abbas tüm Filistinlileri temsil etmiyor

Bu noktada Abbas'ın sözleri üzerinde daha fazla yoruma gerek yok. Bu sözler utanç verici ve çok çirkin. Ama özellikle de kendilerini dünya sahnesinde kimin temsil edeceğine karar verebilmek için yeniden sandığa gitmeyi hak eden Filistinliere zarar veriyor. Hatırlatmak gerekirse Filistin bölgelerinde son demokratik seçimlerin üzerinden 16 yıl geçti. Filistinliler diplomasi için çaba gösteren bir Başkan'ı hak ediyor. Abbas, basın toplantısı sonrasında İsrail hava saldırısında Gazze'de beş çocuğun ölmesi olayının konuşulmasını sağlayabilirdi. Bunun yerine Holokost kurbanlarının anısını ve Holokostu asla göreceleştirmeyecek, kendileri ve İsrailliler için barıştan başka şey istemeyen Filistinlilerin saygınlığını lekelemiş oldu.