1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Türkiye İran'la yakınlaşmaz, yakınlaşamaz'

20 Mart 2016

Türkiye’ye iade-i ziyarette bulunan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in “Güçlü işbirliği kurmak istiyoruz” mesajı dikkat çekti. Uzmanlarsa Suriye konusu nedeniyle yeni işbirliğinin zor olacağı görüşünde.

https://p.dw.com/p/1IGY7
Türkei Iranischer Außenminister zu Besuch in Istanbul
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Hosbas/Anadolu Agency

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 4-5 Mart’ta Tahran’a yaptığı ziyaretin üstünden daha bir ay geçmeden Tahran bu ziyarete karşılık verdi ve Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’i İstanbul’a gönderdi. Ancak bu ziyaret Taksim’de 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırısına denk geldi ve gölgede kaldı. Son dönemde neredeyse sadece teröre odaklanan ve büyükşehirlerdeki terör dalgasını savmaya uğraşan Türk hükümeti İran’la yakınlaşabilir miydi? Taraflar, Suriye’deki görüş ayrılıklarını bertaraf edip ekonomik işbirliğine ya da terörle mücadelede ortaklığa odaklanabilir miydi? Görünüşteki Tahran-Ankara yakınlaşması ne anlama geliyordu? Bu yakınlaşmadan ne beklenmeli ya da beklenmemeli?

DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Ortadoğu uzmanı Arif Keskin, bölgedeki tabloyu “Ortadoğu’da Sünni-Arap problemi aşılamıyor. Türkiye’nin sünnileşmesi ve Suudi Arabistan’a yakınlaşması İran’ın işini zorlaştırıyor. Rusya da Ortadoğu’da gücünü artırıyor. Amerikalılar, İsrailliler Rusya’nın Suriye’deki varlığından rahatsız değiller. İran, Rusya arasındaki açık çekişme öne çıkıyor ve İran istiyor ki hafif de olsa Türkiye’yle yakınlaşalım” sözleriyle çizdi. Ve bu tablo da Türkiye’nin de yalnızlığına dikkat çeken Keskin, “Türkiye, İran’a özel bir önem atfediyor. Rusya’yla ilişkilerde bir denge arıyor ama olmuyor. PYD’ye çok da önem atfetmeyen İran’la bir yakınlık olabilir mi? diye düşünüyor. İran pazarında daha etkin olmak istiyor ve ekonomik açıdan olsun bir çıkar peşinde koşuyor” dedi.

Türkei Iranischer Außenminister zu Besuch in Istanbul
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇavuşoğluFotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Hosbas

Batı dünyasıyla arasını düzelten, ülkesini dünya pazarlarına açan İran’ın da Türkiye’yle bir ticaret kapısını aralamaktan öteye geçemeyeceğini söyleyen Keskin’e göre PYD konusunda Türkiye’yle aynı tezdeymiş gibi görünen İran’ın bu pozisyonunu da abartmamak gerekiyor. “Suriye konusunda taban tabana tamamen zıt iki ülkeden sözediyoruz. Suriye’yi geçelim; Yemen, Irak ve Lübnan konularında da tarafların anlaşması asla mümkün görünmüyor. Neden; Çünkü Türk diplomasisi Ortadoğu’da sadece Suudi Arabistan’ın peşinden gidiyor” diyen Keskin’e göre Ankara-Tahran hattındaki trafikten küçük ekonomik işbirliklerinin ötesinde bir şey çıkmayacak. Peki hiç şans yok mu; bu işbirliğini en azından terörle mücadelede ortaklık noktasına taşımaya? Keskin; bunun için öncelikle Türkiye’nin Suriye politikasında değişikliğe gitmesinin şart olduğunu söyledi ve bu beklentinin Türkiye’nin tüm komşularına hakim olduğunu anlattı:

“Bugün Türkiye’nin en büyük sorunu terördür. AKP döneminde Türkiye-İran ilişkilerine bakın, en zor dönem şimdi yaşanıyor. Sıkıntılar patlak veriyor. Türkiye’nin bugün teröre tek başına bitiremeyeceği ortada. Uluslararası ve bölgesel bağlamda Türkiye’nin yeni bir ilişki modelini ortaya çıkarması gerekiyor. Komşularıyla sağlıklı ve sürdürülebilir bir ilişki kuramayan Türkiye’nin İran’la ihtilaflarını geride bırakacağını düşünmek büyük hata olur. Sadece İran değil bölgedeki tüm komşular Türkiye’nin politikalarını dikkatle seyrediyor. Bugün Türk diplomasisi tarihi sınavdan geçmektedir. Yakınlaşmış bir İran görüyorsanız, bu yakınlığı ileriye taşımaya da cesaret etmeli ve diplomaside kriz yönetimi uygulayarak sorunları çözmelisiniz. Yoksa bölgede herhangi bir açılım yapmak yerine olduğunuz yerde saymaktan öte herkesin gerisine düşersiniz.”

'İdeolojik dış politika'

Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz de İran-Türkiye yakınlaşmasının somut sonuçları olmayacağını düşünüyor. Çeviköz, DW’nin “İran ne yapmaya çalışıyor?” sorusunu yanıtlarken “Ruhani seçimlerden iyi çıktı. Yatırımların önünü açmayı, ülkesine yabancı sermaye akışını istiyor. Batı’yla araları düzeldi. Ve biliyorlar ki Türkiye onlar için bölgedeki en önemli rakip. Türkiye’yi bu açıdan da kontrol etmek istiyorlar. Yoksa bu yakınlaşmadan ne ekonomik ne de siyasi açılım çıkar. PKK’nın da İran’da PEJAK diye bir kolu var. Ama bu konuda İran’ın da şu aşamada somut bir mücadele içine gireceğine dair bir işaret yok” değerlendirmesini yaptı. Terörle mücadelede Türkiye’nin Suudi Arabistan’ın peşinden gitmekten başka da bir şey yapmadığını söyleyen Çeviköz’e göre; İran’la yakınlaşmaktan öte Türkiye’yi ‘ideolojik dış politikası’ yüzünden sahada çok zor günler bekliyor. Çeviköz; bu zor günlere ilişkin öngörüsünü de şöyle anlatttı:

“Türkiye ile İran; Suriye konusunda başından beri anlaşamıyorlar. İran-Rusya ilişkisi de iyi değil şimdilerde. Rusya, Suriye’den birliklerini çekeceğini duyurunca Rusya’nın da Esad’a –müzakereleri tavsatma-mesajı verdiği görüldü. Başından beri Rusya’yla Suriye konusunda aynı yolda olan İran ise birdenbire tek başına kaldı. Şimdi sahada Hizbullah ve İranlı mücahitler de var. Korkarız ki önümüzdeki süreçte Türkiye ile İran sahada karşı karşıya gelebilir. Burada Türkiye’nin yapması gereken ideolojik dış politikayı bırakıp, en azından diyalog kurabildiği İran’la samimi bir şekilde Ortadoğu sorunları üzerine kafa yormaya başlamasıdır. Yoksa bu diplomasi trafiği her durumda havada kalacaktır.”

Emekli Büyükelçi Osman Korutürk de İran’ın ‘küçük ekonomik açılımları’nın arkasında Türkmenistan gazının olacağına dikkat çekiyor. Korutürk bu öngörüsünü DW’yle paylaşırken “İran, Türkiye’nin isteğine karşı çıkıp Türkmenistan gazını doğrudan vermiyor Türkiye’ye, parayla veriyor. Türkiye bundan rahatsız. Bu diyalog işe yarasa da, gaz sorunun çözsek diyeceğiz ancak İran, Türkiye’nin bölgede yarattığı sorunları kenara yazmıştır ve Türkiye’den önce düşüneceği de Suriye’dir. Türkiye ve İran Suriye konusunda birbirlerinden bu kadar kopuklarsa birisi –Esad gitsin- derken öteki –Suriye’nin toprak bütünlüğüne, kendi iç sistemine karışamazsınız- diyorsa, bu diplomatik trafiklerden çıksa çıksa diplomatik uyarılar çıkar. Türk hükümeti derhal Suriye politikasını gözden geçirmelidir. İran dahil Türkiye’nin bütün komşularıyla arası kötüdür” görüşlerini paylaştı.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara