1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Tipik Alman' klişeleri

1 Ekim 2013

Dakik, espri anlayışı kıt, çok fazla bira tüketen ve genelde sandaletin altına çorap giyen bir toplum... Yeni bir araştırma, Almanların bu klişelere ne kadar uyup uymadığı mercek altına aldı.

https://p.dw.com/p/19sLD
Fotoğraf: ullstein bild - Teutopress

Almanya’nın en büyük medya gruplarından Axel Springer, Bauer Media Group, Gruner + Jahr ve Hubert Burda Media, ilk kez ortak bir pazar araştırması yaptı. Araştırmada 'Almanya'da nasıl yaşandığı' sorusuna yanıt arandı.

Alman toplumunun profilini çizmesi hedeflenen araştırmada, sandalet altına çorap giyme alışkanlığı incelenmese de en azından Almanların kıyafet tercihinde rahatlığın en önemli kıstas olduğu sonucuna varılıyor. Araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 31’i bu kriteri 'kesinlikle doğru' şeklinde yanıtlarken katılımcıların yüzde 45’i bir çift ayakkabıya 100 eurodan fazla ödeme taraftarı değil.

Çelişkili Almanlar

Söz konusu araştırma, Almanlara yönelik klişelere bir açıklık getiriyor mu? Araştırmayı yaptıran dört büyük yayınevinden Axel Springer'in temsilcisi Hartmut Krause-Solberg asıl amaçlarını şöyle özetliyor: "Araştırmanın sonuçları, hedef kitlesine en iyi şekilde ulaşması adına reklamlara yön vermek için ideal bir veri tabanı oluşturuyor. Bu da zaten ana hedefimizdi."

Symbolbild Klischee-Deutscher Socken in Sandalen
Fotoğraf: picture alliance/dpa Themendienst

Daha çok reklam ekonomisine hizmet eden araştırma, bazı ilginç sonuçlar da ortaya koyuyor. Buna göre; Alman tüketicilerin, düşünce ve eylemleri arasında büyük bir çelişki söz konusu. Örneğin çok benzin harcayan SUV model otomobil kullananlar için, çevrenin korunması da en az araçlarının ihtişamı kadar önemli. Tıpkı bir sonraki otomobilinin elektrikli olmasını isteyenlerdeki gibi. Bir başka örnek ise; haftada birkaç kez fast food tüketen yüzde 44’lük bir kesim, sağlıklı yaşamak için çaba göstermenin önemli olduğunu da belirtiyor. O halde Almanlar kararsız bir toplum mu? Hartmut Krause-Solberg, araştırmanın birçok kişinin bilincindeki değişiminin davranışlarına yansımadığını ortaya çıkardığını belirtiyor. Krause-Solberg, "İnsanların reel davranışlarını karşılaştırırsanız, yani gerçekten neyi satın alıp kullandıklarını, o zaman bunların görüşlerine ters düştüğünü tespit edebilirsiniz" diye konuşuyor.

Tipik Alman profili

Krause-Solberg, araştırmadan tipik bir Alman profili çıkarmanın kolay olmadığını belirtiyor, aksine araştırmanın daha ziyade belli sosyal grupların davranış biçimleri ve özelliklerini yansıttığını kaydediyor. Alman Ekonomi Araştırmalar Enstitüsü'nden Sosyal Araştırmalar Uzmanı Jürgen Schupp da bu görüşü paylaşıyor. Jürgen Schupp "Tipik Alman demek, artık çokluk ifade ediyor. O nedenle Almanya’da yaşayan insanları, genel bir eğilim ya da akıma göre kategorize etmek çok zor" diye konuşuyor.

Helmut Krause-Solberg
Helmut Krause-SolbergFotoğraf: Axel Springer AG

Peki Almanlar, kendileri hakkında ne düşünüyor? Bir bira markasının yaptırdığı bir araştırmaya göre; katılımcıların yüzde 35’i kendini 'tipik Alman' olarak nitelendiriyor. Buna karşın katılımcıların yüzde 36’sı ise kendisinin 'tipik bir Alman' olmadığını düşünüyor. Geri kalan yaklaşık yüzde 29’luk bir kesim ise kararsız. Yine katılımcıların yüzde 73’ü Almanların 'hiç de düşünüldüğü gibi dakik, açık sözlü ve titiz' olmadığı kanaatinde.

Bira yapımı konusunda usta sayılan Almanların bira tüketiminde de listede başı çektiği söylenmez. Yıllık kişi başına tüketilen bira miktarı konusunda Almanya, Çek Cumhuriyeti ve Avusturya’nın ardından üçüncü sırada geliyor.

Almanların espri anlayışı

Son yapılan pazar araştırması, Almanların espri anlayışına yönelik de somut bir tespitte bulunmuyor. Ancak yaklaşık 10 yıl önce İngiliz Hertfordshire Üniversitesi’nden Richard Wiseman, farklı ulusların espri anlayışlarına dair bir araştırma yapmıştı. Araştırmanın ilginç sonuçlarından birisi; Almanların anlatılan esprileri, diğer ulusların katılımcılarına göre daha komik bulmasıydı.

Oktoberfest 2013 Eröffnung
Fotoğraf: Reuters

Almanların esprilerin iyi olanına da kötü olanına da güldüğünün altını çizen Wiseman, o nedenle Almanların karakteristik bir espri anlayışı olmadığı ve güldükleri konularda seçici olmadıkları çıkarımını yapıyor.

Yine de Almanya’da birçok politikacının sık sık espri yapmayı denediği oluyor. Hâlâ başbakan yardımcılığı görevini sürdüren Philip Rösler, yasama yılı başlangıcında Bavyera’da bir bira çadırında şu espriyi yapmıştı: "Artık Angela Merkel barbie bebeklerini de bulmak mümkün. Fiyatı 300 euro. Bebeğin kendisi aslında 20 euro ama asıl pahalı olan 40 çift takım elbisesi."

© Deutsche Welle Türkçe

Marcus Lütticke / Başak Demir

Editör: Hülya Schenk