1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Tartışmalar kasten alevlendiriliyor'

Banu Wöltje13 Ocak 2014

AB Komisyonu’nun İstihdam ve Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Laszlo Andor, Hrıstiyan Sosyal Birlik’in yerel seçimleri de göz önünde bulundurarak, bu konudaki tartışmaları kasten alevlendirdiğini ima etti.

https://p.dw.com/p/1Apz6
Laszlo Andor EU Kommissar für Arbeit
AB Komisyonu’nun İstihdam ve Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Laszlo AndorFotoğraf: Georges Gobet/AFP/Getty Images

1 Ocak 2014 tarihinde serbest dolaşım engelleri kalkan Bulgaristan ve Romanya vatandaşları, AB ülkelerinin tümünde çalışma hakkı kazandı. Bu durum özellikle Almanya’da yeni bir tartışmayı fitilledi. Acaba bu ülkelerden gelecek olan yeni göçmenler Almanya’nın sosyal yardım hizmetlerini suistimal eder mi?

AB Komisyonu'nun İstihdam ve Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Laszlo Andor, özellikle Almanya’nın Bavyera Eyaleti’nde iktidarda olan Hrıstiyan Sosyal Birlik’in (CSU) eyaletteki yerel seçimleri de göz önünde bulundurarak, bu konudaki tartışmaları kasten alevlendirdiğini ima etti. AB Komisyonu'nun bugün kamuoyuna tanıttığı el kitabında ise Birlik ülkelerine gelecek yeni göçmenler göz önünde tutularak, üye ülkelere karmaşık sosyal yasalar konusunda hukuksal yardım amaçlanıyor.

Gesundheitssystem Bulgarien
Bulgaristan ve Romanya’dan gelen göçmenlerin içinde başta sağlık personeli olmak üzere pek çok vasıflı eleman da bulunuyorFotoğraf: BGNES

'Gerçek saptırılıyor, önyargılar oluşuyor'

AB Komisyonu'nun İstihdam ve Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Laszlo Andor Brüksel'de basına yaptığı açıklamada, bu konuda medyada yanlış ve gerçeği saptıran haberlerin dolaştığına, bu haberlerin önyargıların oluşmasına yardımcı olduğuna dikkat çekti.

Almanya'da Bavyera eyaletinde iktidarda olan ve büyük koalisyonun ortaklarından Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU), Bulgaristan ve Romanya’dan yoksul göçmenlerin Almanya’ya gelmesinin beklendiğini, bunların sosyal sistemleri suistimal etmeleri durumunda derhal sınır dışı edileceklerini belirtmişti.

Süddeutsche Zeitung'da ise geçen cuma günü yayınlanan bir haberde, AB Komisyonu’nun Almanya’nın daha fazla sayıda AB ülkesi vatandaşına sosyal yardım yapması gerektiği görüşünde olduğu yer almış, bu haber Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi'nde tepkinin doğmasına yol açmıştı. Parti lideri Horst Seehofer, haftalık “Der Spiegel” dergisine yaptığı açıklamada, “AB Komisyonu’nun Avrupa insanının yaşam gerçekliğinden bu kadar habersiz olması insanı ümitsizliğe düşürüyor” şeklinde görüş belirtti.

Koalitionsverhandlungen im Willy-Brandt-Haus in Berlin
CSU Genel Başkanı Horst SeehoferFotoğraf: picture-alliance/dpa

'AB ülkelerinde çalışacaklar için kurallar bellidir'

AB Komisyonu’nun İstihdam ve Sosyal İşlerden Sorumlu Üyesi Laszlo Andor, Brüksel'in, AB ülkelerine Bulgaristan ve Romanya'dan gelen göçmenlerin sanki daha ilk günden itibaren sosyal yardım almasını istediği gibi bir izlenim yaratılmak istendiğini söyledi ve ekledi:

“AB'nin hukuksal düzenlemeleri, AB ülkelerindeki sosyal yardımların suistimal edilmesini engellemekle yükümlüdür. AB ülkelerinde çalışacak kişiler için kural açıktır. Üye ülkelerde çalışacak olanlar, geldikleri ülkenin çalışanları hangi sosyal haklara sahipse, aynı haklara sahip olacaktır. Zira o ülkede çalışan kişi diğerleri gibi aynı vergileri ve sosyal sigortalar için aynı kesintileri ödemekle yükümlüdür.”

Arbeitsemigration aus Bulgarien und Rumänien 02.01.2014
Fotoğraf: Nikolay Doychinov/AFP/Getty Images

'Mahkemeler siyasetçi rolüne soyunmak zorunda bırakılıyor'

Ancak Almanya’daki sosyal düzenlemeler ile Avrupa hukuku arasında çelişkiler doğabileceğini sadece AB Komisyonu değil, Alman Federal Çalışma Mahkemesi de görüyor. Alman sosyal hukuktan sorumlu Hâkimler Birliği Başkanı Hans-Peter Jung, Almanya'da sosyal mahkemelerin hiç istemedikleri, siyasî bir yöne doğru çekilmek istendiği görüşünü savunuyor.

Jung “Şu anda bizim üzerimize doğru gelen bu tren 2005 yılında yola çıkmış olmasına rağmen, Romanya ve Bulgaristan AB’ye kabul edildi. Aslında daha o zamanlar Romanya ve Bulgaristan’daki yaşam standartları ile Almanya’dakiler arasında büyük farklılıklar olduğunu ve bunun nelere mal olacağını politikacıların görmesi gerekirdi. Şimdi ise mahkemeler, özellikle de sosyal mahkemeler siyasetçi rolüne soyunmak zorunda bırakılıyor” açıklamasını yapıyor.

Yargıç Jung, Almanya’daki hukuksal düzenlemelerin Avrupa hukuku ışığında belki de yeniden yorumlanması gerekeceğine de işaret ediyor.

Üç aydan fazla iş bulamayanlar sosyal yardım alamayacak

AB Komisyonu’nun kamuoyuna tanıttığı el kitabında, yeni göçmenler göz önünde tutularak, üye ülkelere karmaşık sosyal yasalar konusunda yardım amaçlanıyor. İnceleme kriterleri arasında AB üyesi bir ülkenin vatandaşının başka bir AB ülkesinde yasal olarak uzun süreli yaşayıp yaşamadığının belirlenmesi de bulunuyor.

AB Komisyonu, üç aydan fazla bir süre bulunduğu ülkede iş bulamayan kişinin sosyal yardımlardan yararlanamayacağını vurguluyor. İş aradığını ya da iş bulma şansı olduğunu kanıtlayanların ise konuk geldiği AB ülkesinde altı ay kalabileceği belirtiliyor. Geldikleri ülkede sadece beş yıl yasal olarak yaşamış olan kişiler ise sosyal yardım alma hakkına sahip oluyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Bernd Riegert / Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay