1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Suriyeliler yerel seçimlerde oy kullanacak mı?

27 Ocak 2019

Yaklaşan 31 Mart yerel seçimlerinin önde gelen gündemlerinden biri, Türkiye’deki Suriyelilerin seçimlerde oy kullanıp kullanmayacağı... Altı soruda bu konudaki iddiaları ve hukuki durumu inceledik.

https://p.dw.com/p/3CHIt
Flüchtlinge in die Türkei
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/L. Pitarakis

Ülkelerinde yaşanan yıkımla birlikte Türkiye'ye sığınan milyonlarca Suriyelinin 31 Mart yerel seçimlerine katılımına ilişkin tartışmalar gündemin ilk sıralarına yerleşti. Özellikle Hatay, Kilis, Gaziantep, Şanlıurfa gibi sınır illerinde partilerin seçim kampanyalarında sığınmacılar önde gelen konulardan birisi.

Suriyelilerin oy hakkıyla ilgili akla gelen soruları ve bu soruların hukuki açıklamalarını 6 soruda derledik.

Geçici koruma statüsü oy hakkını içeriyor mu?

Türkiye'de bulunan Suriyelilerin büyük çoğunluğu geçici koruma statüsüne sahip. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 18 Ocak'ta açıkladığı verilere göre 3 milyon 632 bin 622 Suriyeli geçici koruma statüsünde bulunuyor. İlk olarak 1990'lardaki Yugoslavya kriziyle literatüre giren bu statü, yerlerinden edilen kişilerin ülkelerindeki güvenlik sağlandıktan sonra geri döneceklerini öngörüyor. Bu nedenle, bu statüye sahip kişilere sadece temel insani haklar tanınıyor. Türkiye'de geçici koruma statüsündeki Suriyelilere de en başta sağlık, sosyal yardım, geri gönderilmeme, eğitim ve belli koşullar altında iş piyasasına erişim hakları tanındı. Ancak seçimlerde oy verme ya da aday olma hakları yok.

"Hiçbir Suriyeli seçimde oy kullanmayacak” mı?

Seçimlerde oy kullanabilmek için Türk vatandaşı olmak gerekiyor. Yasalarda bunun bir istisnası bulunmuyor. Öte yandan Türkiye'de ikamet etmekte olan Suriyelilerin bir kısmı Türk vatandaşlığına ve dolayısıyla diğer tüm Türk vatandaşlarıyla aynı haklara sahip.

İçişleri Bakanlığı verilerine göre şimdiye kadar 79 bin 820 Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildi. Reşit olmayanlar çıkarıldığında önümüzdeki seçimlerde oy kullanabilecek Suriyelilerin sayısı 53 bin 99 olarak hesaplanıyor. Dolayısıyla geçici koruma altındaki Suriyelilerin oy kullanacağı iddiası gibi "hiçbir Suriyelinin oy kullanmayacağı” iddiası da yanlış.

Suriyeliler hangi yolla Türk vatandaşı olabiliyor?

Geçici koruma altındaki Suriyelilerin Türk vatandaşlığı kazanmasının tek yolu "istisnai yolla vatandaşlık” uygulaması. Yasaya göre, Türkiye'ye hizmeti geçeceği düşünülen ve ilgili bakanlıklarca haklarında gerekçeli teklifte bulunulanlar, göçmenler ve vatandaşlığı zaruri görülen kişiler çeşitli işlemlerin ardından Türk vatandaşlığı elde edebiliyor. Koruma kanununa uygun ikamet izni alanlar ile bu kişilerin eş ve çocukları da bu kapsama giriyor. Türkiye'de hükümet bu uygulamayı özetle "nitelikli sığınmacıların vatandaşlığa alınması” şeklinde tanımlıyor.

Çeşitli incelemelerin ardından nitelikli hizmet sağlayabileceği düşünülen ve vatandaşlığa uygun görülen Suriyeliler belirleniyor ve vatandaşlık talebine hak kazanıyorlar. Bu işlemde, diğer yabancılar için uygulanan 5 yıl ikamet etmek, yeterli şekilde Türkçe konuşmak gibi kriterler aranmıyor. Kimi örneklerde vatandaşlık verme süresi 1 haftaya kadar düşebiliyor.

Türkischer Pass
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/D.Naupold

Vatandaşlık verilirken uygulanan kriterler objektif mi?

Sığınmacılara vatandaşlık verilmesi konusunda önde gelen eleştiri, "Türkiye'de hizmeti geçeceği düşünülen kişiler” kriterinin esnek bir tanımlama olması. Bu işleyişin keyfiliğe kapı aralayabileceğine işaret ediliyor. 2016 yılındaki çalışmalar sırasında hükümet kaynaklarına dayandırılan haberlerde "Suriye'de rejim muhalifi olan bazı kritik isimlerin, 'vatandaşlık' yoluyla can güvenliği sağlanacak” ifadesinin de yer aldığı hatırlatılıyor. Muhalefet partileri hükümetin bu uygulamasının, Suriyelilere vatandaşlık verilirken siyasi bir süzgeç işlevi göreceği uyarısında bulunmuştu.

"Suriyeliler aday olsalar seçilirler” iddiası doğru mu?

Hatay Büyükşehir Belediyesi Başkanı Lütfü Savaş, 17 Ocak'ta Twitter hesabından "Reyhanlı, Yayladağı, Altınözü ilçelerimizde bir Suriyeli çıkıp ‘Ben başkan adayıyım' dese şu an kazanabilecek durumda” mesajını paylaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki açıklamalarının ardından Lütfü Savaş hakkında soruşturma başlatıldı.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün (NVİ) verilerine göre Hatay'ın Reyhanlı, Yayladağı ve Altınözü ilçelerinde Suriyeli seçmen sayısının toplam seçmene oranı sırasıyla yüzde 4,78, yüzde 14,36 ve yüzde 0,81. Söz konusu oranlara bakıldığında, Suriyeli seçmenin tamamı Suriyeli bir adaya oy verse bile belediye başkanlığını kazandıracak bir oy oranına ulaşılamıyor. Öte yandan muhalefetin itirazları bununla sınırlı değil. Söz konusu oranların da seçim sonuçlarında belirleyici olabileceğine işaret ediliyor.

"10 sene sonra Hatay'ı alabilecekler” iddiası doğru mu?

Bir diğer iddia ise 10 sene sonra Suriyelilerin Hatay'da büyükşehir belediyesini kazanabilecek çoğunluğa ulaşabileceği.

Hatay'da toplam 12 bin 596 Suriyeli seçmen var. Bu sayının toplam seçmene oranının yüzde 1,17 olduğu görülüyor. Bu oranın şu an için "Suriyeliler Hatay'ı kazanabilecekler” uyarısına dayanak oluşturmayacağı görülse de CHP'lilerin itirazları vatandaşlık verilme hızındaki belirsizliğe yoğunlaşıyor. 10 sene sonra Hatay'ın nasıl bir demografik yapıya sahip olacağını yorumlamak için eldeki veriler yeterli değil.

DW Türkçe'ye konuşan Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Erdoğan, 79 bin olan sayının önümüzdeki sene 250 bine ulaşacağını öngörüyor. Vatandaşlığa geçişin ne hızda devam edeceği şimdilik ilgili bakanlıkların inisiyatifinde.

Buna ek olarak CHP'den yapılan itirazlardan birisi de Hatay'daki hassas oy dengeleriyle ilgili. 2014 yerel seçimlerinde CHP yüzde 41,2, AKP ise yüzde 40,5 oy almıştı ve iki parti arasında yaklaşık 6 bin 400 oy farkı vardı. Şimdi eleştiriler Suriyeli sığınmacıların bu farkı kapatmak üzere vatandaş yapıldığı yönünde.

Tüm Suriyelilerin belli bir partiye oy vereceğine ilişkin herhangi bir veri ortaya konmamakla birlikte, muhalefet partileri hükümetin uyguladığı "açık kapı” politikasının ve vatandaşlığa alınırken uygulanan sistemin siyasi hesaplara dayandığını savunuyor.

Engin Karaman

©Deutsche Welle Türkçe