1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya’nın süper güç olma planı

19 Mayıs 2009

Yeni bir güvenlik doktrini belirleyen Rusya, 2020 yılına kadar iç ve dış politikalarını bu plan doğrultusunda şekillendirecek. İlginç unsurlar içeren doktrin ne gibi değişikler getirebilir? Uzmanlar değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/HtUd
Fotoğraf: AP

“Rusya, 20inci yüzyılın sonundaki sistemden kaynaklanan politik ve ekonomik krizi aşmıştır.”

Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in Mayıs ayı ortasında yürürlüğe koyduğu yeni güvenlik doktrini bu sözlerle başlıyor. 100’den fazla farklı noktaya temas eden belge, 2020 yılına kadar Rusya iç ve dış politikası için bir kılavuz niteliği taşıyacak.

Russland Festlichkeiten, Dmitri Medwedew
Fotoğraf: AP

Rusya’nın Savunma ve Dış Politika Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Suslov, Moskova'nın yeni öncelikleriyle ilgili olarak, “En önemli görev Rusya'ya düşüyor. Aynı zamanda en büyük tehlikenin kaynağı de yine Rusya’nın kendisi. Bu yüzden modernizasyon, etkili bir devlet yönetimi ve rüşvetle mücadele gibi konuların önemi ortaya çıkıyor.” şeklinde konuşuyor.

İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına

Belgede; iç politikada özellikle ekonomik kalkınma, sağlık, bilim, eğitim, kültür ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi gibi konulara önem verileceği belirtiliyor. İç güvenliğin sağlanabilmesi için; başta işsizlik olmak üzere, derinleşen sosyal uçurum, azalan nüfus ve yükselen fiyatlarla mücadelenin ön planda tutulacağı vurgulanıyor.

Ülke güvenliği konusunda sadece dış tehlikelerin ele alınmaması ve Rusya’nın “külahı önüne koyup” iç politikayı da düşünmeye başlaması, Rusya tarihi için bir ilki oluşturuyor. Alman Dış Politika Derneği (DGAP) Rusya ve Kafkasya uzmanlarından Alexander Rahr, bu durumun mantıklı bir nedeni olduğu görüşünde. Rahr, “Rusya'da iç politik konular bugün öncelik sıralamasında yeniden en üst sıraya yerleşti. Bu, Obama’nın göreve gelmesinin ardından son dönemde Batı’yla ilişkilerin düzelmesinin doğal bir sonucu” görüşünü dile getiriyor.

“NATO’nun genişlemesi tehdit”

Belgenin dış politikayla ilgili bölümünde göze çarpan en önemli nokta, Rusya’nın geçmişte uyguladığı dış politikayı çok da değiştirmeyi planlamıyor olması. Rusya, ileride çok önemli bir rakip konumuna gelebilecek Çin’i henüz bir tehlike olarak görmüyor. Buna karşın adı açıktan belirtilmese de belgeye göre, Rusya için en önemli tehdit unsurunu ABD politikaları ve NATO’nun genişlemesi oluşturuyor.

Rusya’nın Savunma ve Dış Politika Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Suslov, Rusya'nın NATO'ya bakışını “NATO, Rusya için tam bir ikilem. Bir yandan NATO, örneğin Afganistan’da olduğu gibi Rusya için hayati önem taşıyan konularla uğraşıyor. Diğer yandan Rusya'nın hoşuna gitse de gitmese de NATO, Avrupa-Atlantik bölgesi güvenliği için köşe taşı konumunda. Ve eğer Rusya, böyle bir ağa katılmak istiyorsa öncelikle NATO’yla olan ilişkilerini düzeltmeli” sözleriyle değerlendiriyor.

Belge ne kadar önemli?

Russland Moskau Jahrestag der Befreiung 2. Weltkrieg
Fotoğraf: AP

Güvenlik Doktrini, her ne kadar bazı konularda bir ilk niteliği taşısa da DGAP uzmanlarından Alexander Rahr, belgenin çok da abartılmaması gerektiği görüşünde. Rahr şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Rusya'da sıklıkla güvenlik politikası ve dış politikayla ilgili bu tip doktrinler ve belgeler yayımlanır. Bu Güvenlik Konseyi, Devlet Başkanlığı Yönetimi ve Kremlin’e yakın enstitüler gibi farklı kurumlar arası bir tür rekabet. Bu tip belgeler hazırlayıp, sonrasında bunların bir bölümünün hayata geçirilmesini umuyorlar.”

Rahr bunun dışında, belgenin asıl çıkış amacının Dimitri Medvedev'in dış politikada kendine yer belirlemeye çalışması olduğunu savunuyor. Rahr'a göre Rusya bu belgeyle, "benim bugün hiçbir düşmanım yok ve eğer istersem ülke içinde modernizasyona gitmek için elimde de yeteri imkan var" mesajı vermek istiyor.