1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Rusya’da sonucu baştan belli seçim

Cornelia Rabitz29 Kasım 2007

Rusya’da yaklaşık 100 milyon seçmen bu pazar günü parlamento seçimleri için sandık başına gidiyor. Demokratik olmadığı şeklinde eleştirilen seçimlerden Putin’in desteklediği Birleşik Rusya’nın zaferle çıkması bekleniyor.

https://p.dw.com/p/CUqO
Putin, 2 Aralık’taki parlamento seçimlerini adeta kişisel politikalarının referanduma sunulması gibi görüyor.
Putin, 2 Aralık’taki parlamento seçimlerini adeta kişisel politikalarının referanduma sunulması gibi görüyor.Fotoğraf: AP

Eleştirel gözlemciler, daha başlamadan seçim sonuçlarının belirlenmiş olduğu, ayrıca özgür ve adil olmayan bir ortamda yapılacağı konusunda hemfikirler. Alman Friedrich-Naumann Vakfı Başkanı Wolfgang Gerhard bunlardan biri:”Muhalefetin sesini çıkartamayacağı, engelleneceği çok açık olarak ortada. Seçime katılanların tümü için eşit şartlar geçerli değil.”

Boykot eğilimi

Eski başbakanlardan Michael Kasyanov gibi bazı Rus muhalefet temsilcileri ise daha başından seçime katılmayarak, seçimi boykot ediyor: ”Ben, ailem ve yakın çevrem, bizler ve tüm Rus seçmenler için hazırlanmış olan bu sahtekarlığa katılmayacağız. Birçokları için, 2 Aralık’ta yapılacak “seçim” denilen şey, bir demokrasi taklidinden başka bir şey değildir. Buna katılmak, ülkemizin geleceğine zarar verecektir.”


Muhalefetin şansı yok

Pazar günü yapılacak ve yeni Duma’nın 450 sandalyesini belirleyecek seçimlerde en fazla şans Devlet Başkanı Vladimir Putin’in birinci sırada aday olduğu ve şimdilerde de Parlamento’da rahat bir çoğunluğa sahip olduğu “Birleşik Rusya” adlı partiye tanınıyor. Muhalefetteki partilerden hiç birinin Parlamento’ya girme şansı bulunmuyor. Bunların birbiriyle kavgalı olmalarının yanı sıra, seçime katılım koşullarının Kremlin tarafından zorlaştırılmış olması da muhalefetin kazanma şansını azaltan nedenler arasında bulunuyor.


Yasal engeller artırıldı

Rusya’ya seçime tüm ülkede örgütlenmiş ve en az 50.000 üyesi olan partiler katılabiliyor. Seçim barajı yüzde 5’ten yüzde 7’ye çekilmiş durumda, ayrıca doğrudan aday gösterilemiyor. Yeni Duma, oy oranı nispetinde parti listelerindeki adaylar üzerinden belirlenecek. Tüm bu engellere ek olarak, bir de tüm ülkede yayın yapan devlet yayın organlarının muhalefeti marjinalleştirme çabaları ve Kremlin’e yakın siyasi partilere destek olması gerçeği var.


“Ulusun Babası”

Seçimlerin asıl sorusu hangi partinin iktidara geleceğinden çok, 2008 yılında yapılacak Başkanlık seçimleri ertesinde Putin’i halefinin kimin olacağı. “Birleşik Rusya” adlı oluşumun listesinden aday olacağını açıklamasından sonra, Putin’e “Ulusun Babası” imajı yakıştırılmaya çalışılıyor. Halk arasında istikrarın ve ekonomik gelişmenin teminatı ve dünya politikasında enerjik çıkışları olan bir politikacı olarak görülen Putin’in popülaritesi yüksek. Ama aynı zamanda halkın hükümete, siyasi partilere ve parlamentoya güveni az. Alman Friedrich-Naumann Vakfı Başkanı Wolfgang Gerhard, burada demokrasinin önemli bir noktasına işaret ediyor: “Temel soru, bir parlamento seçiminin, bir kişinin siyasi kaderi ile bu kadar bağlantılı olup olamayacağı meselesidir.”

”Putin referandumu”

Putin, 2 Aralık’taki parlamento seçimlerini adeta kişisel politikalarının referanduma sunulması gibi görüyor. Alınacak kötü bir sonucun da, onun kişisel ve siyaseten faciası anlamına geleceğini de ısrarla vurguluyor.