Rusya'da ırkçılık tehlike saçıyor
5 Mayıs 2006Samba Sall (28), St. Petersburg’da telekomünikasyon öğrenimi görüyordu. Okumak için beş yıl önce Senegal’den Rusya’ya gelmişti ve yakında diplomasını alıp ülkesine dönecekti. Samba, bitirme sınavlarına iki ay kala St. Petersburg’lu dazlaklar tarafından öldürüldü. Rus neofaşistlerinin internet sitesinde Samba’nın öldürülmesi zafer olarak tanımlandı.
Nisan ayı sonlarında ise Moskova’da 17 yaşındaki bir Ermeni’nin öldürülmesi büyük yankı uyandırdı. Dini ayine gitmek için metroya binen genci bıçaklayarak öldüren Rus akranı çoktan serbest bırakıldı.
Yabancılar boy hedefi
Rusya’daki yabancılar hemen her gün saldırıya maruz kalıyor. Afrika, Asya, Latin Amerika ve Ortadoğu ülkelerinden gelen öğrenciler adeta boy hedefi oluşturuyorlar. Eski Orta Asya Sovyet Cumhuriyetleri ile Kafkasya’dan Rus şehirlerine giden gençlerin durumu da pek farklı değil. Sadece bu yılın ilk dört ayında Rusya’da 14 yabancı ırkçılar tarafından öldürüldü. Geçen yıl 28 yabancı ırkçı saldırılara kurban gitmişti. 2005’te yüzlerce yabancı da ırkçı Rus gençleri tarafından yaralanmıştı.
Uluslararası Af Örgütü ise kontrolden çıkan ırkçı saldırılara emniyet ve adaletin seyirci kaldığını ve bu ilgisizliğin faşistleri cesaretlendirdiğini öne sürüyor. Gerçekten de ırkçı ve yabancı düşmanı eylemler resmi makamlar tarafından ‘gençler arasındaki münferit taşkınlık’ sınıfına dahil ediliyor.
Rusya’da yabancı düşmanlığı olmadığını iddia edenlerden parlamento komisyon başkanlığı da yapan milletvekili Andrey Savalyev, “Tüm bunlar, kötü niyetli ve insan hakkı savunucusu olarak adlandırılan şahısların uydurması. Afrikalılar, ülkelerindeki gibi hareket ettikleri ve herşeyi yapabileceklerini düşündükleri için tepki uyandırıyorlar. Kafalarını kazıtanlar da onlara tepki gösteriyor. Bu, hem Rus gençliğinin hem de Afrikalılar’ın sorunu” diyor.
Yabancı düşmanlığı kök salıyor
Uluslararası Af Örgütü’nün raporunda ise hoşgörüsüzlük ve yabancı düşmanlığının Rus toplumunda derin kök saldığını vurguluyor ve politikacılara ırkçılığı ciddiye almalarını tavsiye ediyor. Rusya’daki şiddet eğiliminin bu ülkenin uluslararası alandaki ağırlığına yakışmadığına da raporda yer veriliyor.
St. Petersburg’lu insan hakkı savunucusu Aleksander Vinnikov da Af Örgütü’nün raporuna destek vererek şunları söyledi: “Olayları sümenaltı etmek eski Sovyet geleneğidir. Bürokratlar, faşizm ve ırkçılıktan söz etmezsek böyle bir yek demektir, havasındalar. Burada olup bitenlerin, Hitler iktidara gelmeden önce Weimar Cumhuriyeti’nde yaşananlardan farklı olmadığını Avrupa idrak edemiyor. Tehlike çok büyük ve bu tehlikenin küçümsenmesi son derece vahim sonuçlara yol açabilir.”