Rau vedaya hazırlanıyor
19 Mayıs 2004Almanya’da Federal Seçiciler Kurulu, önümüzdeki pazar günü yeni cumhurbaşkanını seçecek. Cumhurbaşkanlığına aday gösterilenler arasında, anamuhalefet Hristiyan Birlik partilerinin adayı Uluslararası Para Fonu IMF’nin eski başkanı Horst Köhler ile iktidardaki Sosyal Demokrat - Yeşiller koalisyon hükümetinin adayı Siyaset Bilimi Profesörü Gesine Schwan bulunuyor.
Halk, Rau’nun seçilmesini istiyordu
Almanya’da düzenlenen anketlere göre, halkın yüzde 70’i, Johannes Rau’nun görevine ikinci kez seçilmesini arzu ediyordu. Günlük politika yaşamında Rau, cumhurbaşkanlığı görevinin sınırlarını aşan çıkışlarda bulundu. İnsanları düşünmeye teşvik edici, vizyon sahibi politikacı kimliği ve uyarılarıyla siyasi yaşama damgasını bastı.
1999 yılında cumhurbaşkanlığına seçildiğinde, siyasi gözlemciler bu kurt politikacının bilinmeyen yönü kalmadığını sanıyordu. Sosyal Demokrat partili Rau’nun tarafsızlık ilkesine uyamayacağı, temel siyasi tartışmalarda önemli vurguları yapamayacağı sanılıyordu. Ancak Johannes Rau, var olan tüm önyargıları kırmasını bilerek tüm Almanya’nın cumhurbaşkanı oldu ve geniş ufuklar gerektiren bu görevin bilinciyle hassas konuların üstesinden gelebildi.
Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin altıncı ayında, İsrail Parlamentosu’nda Almanca bir konuşma yaparak büyük ilgi topladı. Rau, ilk Alman politikacı olarak da 2000 yılı Şubat ayında İsrail Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’nın Yahudiler’e yaptığı soykırım nedeniyle İsrail halkından af diledi.
Berlin Konuşmaları
Alman Anayasası’na göre, cumhurbaşkanlığı makamının siyasi ağırlığı yok. Bu nedenle cumhurbaşkanı, sözün gücünü kullanmak durumunda. Rau, bunu başarıyla uyguladı. Belleklerde kalan ünlü ”Berlin Konuşmaları”nda Rau, gen teknolojisinin tehlikelerine dikkat çekti, Almanya’da entegrasyon, yani uyum politikalarına değindi.
Geçen hafta yaptığı son ”Berlin Konuşması”nda da Cumhurbaşkanı Rau, siyasetçilerde ve ekonomi çevrelerinde gözlelediği hırs, ölçüsüzlük ve her konuda hak talep etme gibi olumsuzları dile getirerek bu çevreleri ağır bir biçimde eleştirdi.
Vatandaşlarla temas halindeydi
Göç tartışmasındaki çıkışları ve küreselleşme olayına daha kuşkulu yaklaşımlarıyla, örneğin kendi partisinden olan Başbakan Gerhard Schröder’den bile farklı görüşlere sahip olduğunu kanıtladı. Johannes Rau’nun başka bir özelliği de vatandaşlardan aldığı çok sayıda dilek, rica, ya da genel anlamdaki mektuplara mutlaka yanıt vermesiydi. Vatandaşların gözünde, Rau’nun bu özenli yanıtları, bu angajmanı büyük değer taşıdı.
50 yıllık politika yaşamından sonra Rau’nun Haziran ayı sonunda politikaya veda etmesi kolay olmayacak. Ancak Rau’nun aktif siyasi yaşamdan sonra da yapacağı çok iş olduğu biliniyor. Daha şimdiden yayınevlerinin ve diğer kuruluşların kendisine başvurduğunu, sesinin cumhurbaşkanlığı görevinden sonra da kesilmeyeceğini ve bir kenara çekilmeyeceğini anlatıyor. Ancak Cumhurbaşkanı Rau, bundan sonra somut olarak hangi alanlarda çalışacağına henüz karar vermediğini de vurguluyor.