1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
İnsan Hakları

LGBTİ+'lar erişim engellerine tepkili

20 Eylül 2020

Türkiye’de LGBTİ+’ların kullandığı arkadaşlık sitelerine arka arkaya erişim engeli geldi. Hukukçulara göre uygulama bir sansür; LGBTİ+'lara göre ise sosyalleşmelerinin ve nefes almalarının önünde bir engel.

https://p.dw.com/p/3ij4R
Türkei Istanbul Christopher Street Day
Fotoğraf: H. Nobari

Kerem ile Berk İstanbul’da yaşayan eşcinsel bir çift. Bir arkadaşlık uygulaması üzerinden tanışmışlar ve bir buçuk yıldır beraberler. 

“Aslında uzun süredir bir arkadaşımız bizi tanıştırmak istiyordu. Ancak bir türlü fırsat olmadı. Sonra bu arkadaşlık uygulaması üzerinden konuşmaya başladık. İyi ki de başlamışız diyorum çünkü aradaki tanışma ve sosyalleşme sürecini çok hızlandırdı” diye anlatıyor Kerem.

Türkiye’de LGBTİ+'ların yaygın olarak kullandığı arkadaşlık siteleri ve uygulamalarına arka arkaya erişim engeli geldi. En son geçen hafta Türkiye’nin en eski arkadaşlık sitelerinden biri olan Gabile internet sitesi Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla erişime engellendi. Benzer şekilde dünya çapında çok sayıda kullanıcısı bulunan arkadaşlık sitesi Hornet’in web sitesi ile telefon uygulaması da Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla geçen ay engellenmişti.

“Bu platformların engellenmesi sansürdür”

İfade Özgürlüğü Derneği’nden Yaman Akdeniz’e göre getirilen erişim engelleri LGBTİ+lar açısından çok ciddi hak ihlallerine yol açıyor. DW Türkçe’ye konuşan Akdeniz, “Daha önce defalarca, çok sayıda kullanıcısı olan platformların toptan erişime engellendiğini ve bunlar hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı verdiğini gördük. Bu platformların engellenmesi sansürdür. LGBTİ+'ların iletişim kurmalarını engellemek amacıyla bunun yapıldığını düşünüyorum” değerlendirmesini yaptı. Avukat Akdeniz, aynı zamanda Hornet’in kapatılması ile ilgili bir itiraz başvurusu hazırlamakta olduklarını da aktardı.

Türkei Yaman Akdeniz, Anwalt
Avukat Yaman AkdenizFotoğraf: DW/B. Karakas

DW Türkçe’nin konuştuğu LGBTİ+'lar ise söz konusu uygulamaların yasaklanmasını kendilerini yalnızlaştırmaya iten, toplumsal olarak dışlayan kararlar olarak değerlendirerek sosyalleşmelerinin engellendiğini savunuyorlar.

Hornet kullanıcısı olan 27 yaşındaki Kani, “Bu, en başında bir yaşam tarzına müdahaledir. Ancak LGBTİ+lar özelinde nefes almamız, sosyalleşmemiz engelleniyor gibi görüyoruz bunu. Gitgide daha güvensiz hissediyoruz. Türkiye gibi bir ülkede insanların cinsel kimlikleri, cinsel yönelimleri alınlarında yazmıyor; ya da belli etmiyorlar. İnsanların gizlilik kaygıları var. İnternet üzerinden biraz daha rahat bir sosyalleşme söz konusu. Böyle uygulamalar var ve bunun elden alınması LGBTİ+ları yalnızlaştırıyor” diyor.

24 yaşındaki Elif ise “Zaten bu ülkede yaşamak bizim için çok zor. Bunu biliyoruz. Kolaylaştıran birkaç şey vardı. Gidebildiğimiz mekanların, bir araya gelebildiğimiz yerlerin zaten çoğu pandemi sebebiyle elimizden alındı. Herhalde birbirimizle tanışıp sosyalleşebildiğimiz bir tek bu platformlar var. Öte yandan siyasetçilerin bize yönelttiği bir nefret de var. Ben kendimi güvende hissetmezken, şimdi daha güvensiz hissetmeye başladım” diye anlatıyor. 

21 yaşındaki Berfin durumdan rahatsız olduğunu belirterek, “Hornet veya Gabile benim kullandığım uygulamalar değil. Ama kendi kullandığım tanışma uygulamaları sosyal, romantik ve seksüel hayatımda önemli rol oynuyor. O alanlarda arkadaş, partner hatta iş bağlantısı bile buluyorum. İnsanların birbiriyle tanışmasının yasaklanıyor olması bence akıl almaz bir durum” diyor.

Benzer şekilde 26 yaşındaki Berk de “Sokakta herhangi birine yaklaşıp rastgele tanışmak, arkadaş olmak, benim kişiliğim açısından da başarabileceğim bir şey değil. Ama bu seçeneğimin elimde olmamasının cinsel yönelimden kaynaklanması benim canımı sıkıyor. Türkiye’de, sokaktaki birinden cinsel yönelimini medeni bir şekilde açıklamasını beklemek İstanbul’da bile olsa çok mümkün değil. Çok bildiğim ve güvendiğim bir ortamda değilsem, asla değerlendireceğim bir seçenek değil benim için gidip biriyle tanışmak. Geriye sadece bu tarz platformlar kalıyor” diye belirtiyor. 

Türkei Istanbul Christopher Street Day
Fotoğraf: H. Nobari

“Bu güvenli alanlarda kendimizi ifade edebiliyoruz”

Aslında LGBTİ+'ların yoğun olarak kullandığı söz konusu site ve uygulamalara yönelik getirilen erişim engelleri ilk değil. Önceki yıllarda SheMaleTurk, Lezce ve Gabile, PlanetRomeo, gibi arkadaşlık sitelerine erişim engeli getirilmiş, adında ‘lezbiyen’ ya da ‘gey’ kelimesi geçen çeşitli sitelere erişimin engellendiği ve kamu kuruluşlarında LGBTİ+ derneklerinin web sitelerinin çeşitli filtre programlarınca engellendiği basına yansımıştı.

Bir diğer örnek ise 234 ülkede 5 milyona yakın kullanıcısı olan eşcinsel arkadaşlık uygulaması Grindr’a “kişisel bilgilerin rıza dışı yayınlanması” gerekçesiyle Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından 2013'te getirilen erişim engeli. İfade Özgürlüğü Derneği’nden Yaman Akdeniz, “Bir kişi adına uygulamada sahte profil açıldığı gerekçesiyle yapılan başvuru sonucunda tüm Grindr’a erişim engeli getiriliyor” diyerek bunun bilinçli verilmiş bir karar olduğunu savunuyor.

Grindr’a getirilen erişim engelini Anayasa Mahkemesine taşıyan KaosGL Derneği’nden Umut Güner, “Bu uygulamalarda kişiler görünür olmadan birbirleriyle sosyalleşebiliyorlar ve bizim gibi örgütlerle temasa geçebilecekleri bir zemin hazırlıyor. Kampüste, işyerinde, sokakta kendini özgürce ifade etme ve gerçekleştirme imkânı bulamayan LGBTİ+'lar bu platformlarda görece daha özgür bir şekilde kendilerini ifade ediyor ve kendilerini gerçekleştirebiliyor. Kendimiz gibi insanları bulabildiğimiz görece güvenli bir alan olan bu sitelerin engellenmesi aynı zamanda LGBTİ+'ları yalnızlaştıran bir süreci beraberinde getiriliyor” değerlendirmesini yapıyor.

Ancak beş yıldır Anayasa Mahkemesi’nin önünde duran dosyada henüz bir karar yok. Hukukçular, Türkiye’de iç hukuk yollarının etkili olmaması sebebiyle karar süreçlerinin çok uzayabildiğini, buna karşın sitelerin çok hızlı bir şekilde kapatılabildiğinin altını çiziyor. Avukat Yaman Akdeniz, “Beklenen süreler içinde hak ihlali de devam ediyor. Örneğin şimdi Grindr için karar verilse, o beş yıl geri gelmeyecek. Mevcut durumda internet ve yeni teknolojilerle ilgili hukuk yolları etkisiz kalıyor. Kanun koyucunun engelleme ve sansür girişimleri bu sebeple etkili oluyor” tespitinde bulunuyor.

“Bardağın gökkuşakları ile dolu kısmını görmeyi tercih ediyorum”

Erişim engeline yönelik bu tartışmalar Türkiye’deki LGBTİ+'lara yönelik siyasi ve toplumsal algıyla da ilişkili. ILGA-Avrupa’nın bu yıl yayımladığı LGBTİ+ haklarına saygı ve eşitliği değerlendiren Gökkuşağı Endeksi'ne göre Türkiye, Avrupa’daki 49 ülke arasında 48'inci sırada.

2020’de ise Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Ramazan "eşcinsellerin lanetlendiği, zina ve eşcinselliğin salgını da beraberinde getirdiği" açıklamaları, dijital dizi ve film platformu Netflix’te yayımlanan birçok dizilerde LGBTİ+ propagandası yapıldığı iddiasıyla dijital platformlara denetim getirilmesi, İstanbul Sözleşmesi’ndeki "cinsel yönelim" ve "toplumsal cinsiyet kimliği" kavramlarının Türk toplum yapısına uyup uymadığı tartışmaları medyanın gündemindeydi.

KaosGL’den Umut Güner’e göre bu örnekler karamsar bir tabloya işaret ediyor gibi gözükse de aynı zamanda LGBTİ+lara yönelik ayrımcı uygulamalara toplumun birçok kesiminden karşı çıkıldığı bir dönemden geçiyoruz.

Güner, “Ben bardağın gökkuşakları ile dolu kısmını görmeyi tercih ediyorum. İstanbul Onur Yürüyüşüne izin verilmedi. Ama LGBTİ+lar yürümekte vazgeçmedi. Ankara’da LGBTİ+ örgütlerin etkinlikleri yasaklandı. Ama birçok sivil toplum örgütü dayanışma içinde kendi etkinliklerini LGBTİ+ları kapsayan bir yerden inşa ettiler ve etmeye devam ediyorlar. Barolarda, sendikalarda LGBTİ+ komisyonlarının kuruldu, tüzükler LGBTİ+ kapsayıcı şekilde güncellendi. Yani LGBTİ+ alanına yönelik iktidarın baskılayıcı, yasaklayıcı uygulamaları sadece LGBTİ+lara ilgilendiren bir mesele olmaktan çıktı” diye değerlendiriyor.

Deniz Barış Narlı

©Deutsche Welle Türkçe