1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

KStA: Akdeniz'de net bir duruma ihtiyaç var

29 Temmuz 2020

Almanya'nın Libya açıklarına fırkateyn gönderme kararı ve ülkede göçmen kökenlilerin nüfusun dörtte birini oluşturduğuna dair açıklanan son resmi istatistikler, Alman basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/3g5H1
Alman Deniz Kuvvetlerine ait "Hamburg" fırkateyni
Alman Deniz Kuvvetlerine ait "Hamburg" fırkateyniFotoğraf: picture-alliance/dpa/M. Assanimoghaddam

29.07.2020 - Alman basınından özetler

Almanya'nın, Libya'ya yönelik Birleşmiş Milletler silah ambargosunu denetlemek üzere Avrupa Birliği'ne bağlı İrini misyonu çerçevesinde Libya açıklarına fırkateyn gönderme kararı, Alman basınında geniş yankı buldu. Fırkateynde 250 Alman askeri görev yapacak. Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Avrupa Birliği'nin İrini misyonuyla Libya'da yıllardır süren savaşı dindirmek istemesi iyi. Yalnız sadece Alman Deniz Kuvvetleri'nin Hamburg fırkateynini oraya gönderip, silah veya petrol kaçakçılığını önlemeye çalışması yeterli değil. Fransa, İtalya, Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkeleri, Türkiye'nin uluslararası toplum tarafından tanınan Trablus'taki hükümete; Rusya, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin de Hafter birliklerine desteğini engellemeliler. Bir sonuç sağlanması için de paralel olarak Avrupa Birliği ülkeleri siyasi çözüm için de çabalamaya devam etmeliler. Evet bu oldukça zor bir yol ama başarı şansı yüksek de bir yol. Hedefe ulaşmak için siyasi veya ekonomik yaptırımların uygulanmasına tabu gözüyle de bakmamak lazım. Avrupa Birliği ülkeleri, tutarlı biçimde bu planı izlerse, karmaşık bir çatışmanın üstesinden adım adım gelinmesinde ve başarıya ulaşılmasında yardımcı olabilirler."

Askeri misyonlarda genelde çekimser bir siyasi çizgi izleyen Almanya'nın Libya açıklarına askeri güç göndermesi konusu Kölner Stadt-Anzeiger gazetesindeki yorumda destekleniyor.

"Berlin'in Hamburg fırkateynini göndermesi, Merkel'in mevcut karmaşayı az da olsa azaltma çabası. Libya açıklarında bulunacak 251 asker de özünde mevcut durumda değişiklik sağlayamayacak. Ancak öyle de olsa Hamburg fırkateyninin orada olması mevcut atmosferi değiştirecek. Artık diplomasiye, uluslararası hukuka ve ortak işbirlikleriyle bir dünya düzeni sağlamaya geri dönme vakti gelmedi mi? Bu görevi Almanya, Libya çatışmasında taraf olan Fransa'dan daha iyi yerine getirebilir. Diğer yandan ufukta bir savaş gemisi görünmesinin sadece sembolik bir etkisi olacaktır. Tam da bu nedenle belki böylesi daha uygun olacak. Sembolik bir etkiyi örneğin Amerikan savaş gemisi Eisenhower de sağladı. Einsenhower, önceki günden beri Yunanistan'ın Girit adası ile Libya açıklarında. Akdeniz'de açık ve net bir duruma ihtiyaç var."

Almanya'daki yorum sütunlarında öne çıkan bir diğer konu da ülkedeki göçmen kökenli sayısına ilişkin açıklanan son rakamlara yönelik. Almanya Federal İstatistik Dairesi, ülkedeki her dört kişiden birinin göçmen kökenli olduğunu duyurdu. Göçmen kökenlilerin en çok geldiği ülkelerin başında da sırasıyla Türkiye, Polonya ve Rusya var. Nürnberger Nachrichten gazetesindeki yorumda, Alman olmanın insanların kökenine göre değerlendirilmesini eleştiriyor.

"Alman olmaya sadece köken baz alınıp karar verilmesi sorunlu, zira öyle yaparak Almanya'ya ayak basanlara ilk günden itibaren, ne kadar çaba harcarlarsa harcasınlar hiçbir zaman Alman olamayacaklarını göstermiş oluyorsunuz. Bu tutumla onu ömrü boyunca yabancı olmaya mahkum edersiniz. Martin Luther King, dünyaya bir hayali olduğundan bahsettiğinde, dört çocuğunun da günün birinde ten rengine göre değil karakterine göre dikkate alındığı bir ülkede yetişmesini istediğini söylemişti. İnsan bu lafları acıklı diyerek geçiştirebilir ya da bu konuda yapabileceğinin en iyisini yapar ve ona uygun yaşar."

Frankfurter Allgemeine'nin yorum sütunlarında da Almanya'da dün açıklanan göçmen kökenlilere ilişkin son rakamlara ve göçmenlerin Almanya'ya uyumuna, hukuk devleti ve onun organları ile ilişkisine değiniliyor.

"Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki duruma bakıldığında görülüyor ki özellikle erkeklerin topluma katılımı gerçekleşmezse büyük bir çatışma potansiyeli doğabilir. Bu durumdan sadece göçmen alan ülkeler sorumlu değil. Almanya'nın bir göç ülkesi olarak başarısız olmaması için Almanlardan istenen asgari beklentiler onlar için de geçerli olmalı: Bu da yasaya ve düzenlemelere uymaları. Sadece hukuk devletine ve onun temsilcilerine, organlarına saygının yok olduğundan şikayet edip durmak yetmez. Gerekli görüldüğünde devlet mevcut imkanlarıyla bu saygıyı kendisi tahsis eder. Aksi takdirde Almanya'da da günün birinde Stuttgart veya Franfurt'tta gördüklerimizi birer küçük olaymış gibi gösterecek fırtınalar kopabilir."

DW / ETO,BK,ET

© Deutsche Welle Türkçe