1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Basın özgürlüğüAlmanya

Deutsche Welle 70 yaşında

Christoph Strack
10 Mayıs 2023

Deutsche Welle, 70 yıl önce Almanya'nın yurt dışı yayın kuruluşu olarak faaliyete geçti. O dönemde Soğuk Savaş tüm şiddetiyle devam ediyordu. Günümüzde de o yıllara ait pek çok sorun güncelliğini koruyor.

https://p.dw.com/p/4R7rq
Deutsche Welle'nin Berlin'deki binası
Deutsche Welle'nin Berlin'deki binasıFotoğraf: M. Becker/dpa/picture alliance

Deutsche Welle (DW) Moskova stüdyosunun şefi Yuri Rescheto, 14 ay önce soğuk bir kış gecesinde, Rusya'nın Ivangorod kenti ile Estonya'nın Narva kasabası arasındaki sınırı oluşturan nehrin üzerindeki uzun köprüyü geçerek savaş bölgesini terk etmek zorunda kaldı. Rescheto, Rusya'da çalışan son Alman DW personeliydi. DW, Kremlin yönetimi tarafından "yabancı ajan" ilan edilirken kurumun ülkede faaliyet göstermesi de yasaklandı.

"Baskı çok büyük"

Deutsche Welle, 70'inci kuruluş yıldönümünü işte bu ve benzeri sıkıntılar nedeniyle buruk kutluyor. Zira DW adına çalışan gazeteciler de dahil olmak üzere, dünyanın pek çok ülkesinde medya baskı altında. DW Genel Müdürü Peter Limbourg, "Basın özgürlüğü üzerindeki baskı çok büyük ve bu nedenle üstlendiğimiz görev hâlâ son derece önemli" diyor.

DW'nin "Seyahat Güvenliği ve Acil Durumlar" departmanına son dönemde her zamankinden daha fazla başvuru oldu. Rusya ve Afganistan'dan Afrika ve Latin Amerika ülkelerine kadar dünyanın dört bir yanında DW adına çalışan personel için duyulan endişeler giderek artıyor. Departman yetkilileri, DW çalışanlarının kısa süreli göz altılardan fiziksel saldırılara kadar pek çok can sıkıcı tehlikeli duruma mazur kaldığını vurguluyor. Bunun en güncel örneklerinden biri de DW Türkçe İstanbul Koordinatörü Bülent Mumay'a verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezası.

Ancak bu tür vakalar genelde Almanya çapında fazla yankı bulmuyor. Onlarca olaydan sadece birkaçı kamuoyunun gündemine geliyor. Örneğin geçen Şubat başında, DW'nin Arapça programının popüler gazetecilerinden Jaafar Abdul Karim ve ekibi, aldıkları tehditler üzerine Bağdat'ta planlanan bir prodüksiyonu iptal etmek zorunda kaldı ve Irak'ı acilen terk etti. Abdul Karim, üst düzey Iraklı yetkililer tarafından giderek daha yoğun bir baskıya maruz kaldıklarını söylüyor.

DW'nin yayın serüveni 3 Mayıs 1953'te başladı

"Uzak ülkedeki saygıdeğer ve sevgili dinleyiciler..." Deutsche Welle, 3 Mayıs 1953 tarihinde Federal Cumhurbaşkanı Theodor Heuss'un bu sözleriyle radyo yayınlarına başladı. Yayın kurumunun ana hedefi, "Almanya'nın siyasi, ekonomik ve kültürel imajını yurtdışındaki dinleyicilere aktarmak" şeklinde belirlenmişti. Bu hedefe yönelik yayınların da etkisiyle Deutsche Welle, Türkiye dahil pek çok ülkede "Almanya'nın Sesi Radyosu" olarak adlandırıldı.

DW Editörü Hans Wendt, 1963 yılında eski Başbakan Konrad Adenauer ile röportaj yapmıştı
DW Editörü Hans Wendt, 1963 yılında eski Başbakan Konrad Adenauer ile röportaj yapmıştıFotoğraf: DW

DW, kısa dalga üzerinden yaptığı radyo yayınlarını Köln kentindeki stüdyolarından başlattı. İlk başta sadece Almanca olan yayınlara 1954 yılından itibaren başka diller de eklendi. Türkçe radyo yayınları ise 1 Temmuz 1962 tarihinde başladı. 1992 yılına gelindiğinde ise televizyon yayınlarına geçildi. Bundan kısa bir süre sonra da tüm dünyada yaygınlaşmaya başlayan internete DW de dahil oldu ilk çevrimiçi içerikler hazırlandı.

2000'li yılların başında ise kısa dalga yayınlar, yerini yavaş yavaş dijital içeriklere terk etmeye başladı. Genel Müdür Peter Limbourg, bu süreci şöyle anlatıyor: "Dijitalleşmeye ağırlık verdik ve bu yöndeki stratejimizi net bir şekilde çizdik. Nihayetinde kullanıcı odaklı uluslararası bir medya kuruluşu haline geldik."

Yaklaşık 10 yıldır kurumun başında olan Limbourg yönetimindeki DW, günümüzde internete ve sosyal medyaya odaklanan içerikleriyle en saygın ve etkili uluslararası medya kuruluşları arasında gösteriliyor.

Dinleyicilerden takipçilere…

"Yayıncı" teriminin arkasında geniş bir çeşitliliğe sahip yapım ve içerikler bulunuyor: Televizyon programları, çeşitli sesli yayınların yanı sıra, aralarında Türkçe'nin de bulunduğu 32 dilde çevrimiçi haberler ve çeşitli sosyal medya faaliyetleri. Akıllı telefonlar ve diğer mobil aygıtların önemi, son yıllarda büyük bir hızla arttı. Geçmişte DW'nin ana hedef kitlesini, radyo yayınlarının orta yaş ve üzerindeki dinleyicileri oluştururken, günümüzde onların yerini artık online içeriklerin genç takipçileri aldı.

Deutsche Welle'nin Berlin'deki binası
Deutsche Welle'nin Berlin'deki binasıFotoğraf: DW/M. Ebner

DW aynı zamanda bir eğitim kurumu olarak da öne çıkıyor. Kurumun bu yönünü, Almanya'da dahi çok az kişi biliyor. DW Akademi, Almanya'nın uluslararası medya eğitimi alanındaki lider kuruluşu. Akademi, 1965'ten bu yana on binlerce profesyonel gazeteci yetiştirdi.

Bu yıl 70'inci yaş gününü kutlayan DW, bazı konularda hâlâ kuruluş dönemindeki siyasi konjonktürün kalıntılarıyla mücadele ediyor. Soğuk Savaş olarak adlandırılan dönem her ne kadar resmî olarak çoktan geride kalmış olsa da günümüzdeki bazı koşullar, o dönemle benzerlik gösteriyor. Özellikle ifade ve basın özgürlüğü, tıpkı Soğuk Savaş yıllarında olduğu gibi dünya çapında büyük bir tehdit altında.

DW Genel Müdürü Limbourg da 70'inci kuruluş yıldönümü vesilesiyle yayınladığı mesajda, bu soruna dikkat çekti: "Uluslararası gazetecilik, insanlar için erişilebilir ve ulaşılabilir kalmak gibi büyük bir zorlukla karşı karşıya. Çünkü dünyanın dört bir yanındaki otokratlar bizi engellemeye, hatta bazen sansürlemeye çalışıyor ve bu durum, uluslararası gazeteciliği ciddi anlamda tehdit ediyor. Demokratik değerlere inanan ve çoğulculuğu savunanlar olarak, hepimiz bu noktada birlikte çalışmalıyız ki, bize ihtiyaç duyan insanlar için erişilebilir olmaya devam edebilelim. Bu, üstesinden gelmek zorunda olduğumuz temel zorluktur."

Irkçılık, antisemitizm ve ayrımcılığa karşı

2021 yılının sonunda, DW ile ilgili antisemitizm iddiaları gündeme geldi. Bu iddiaların odağında, Arapça servisinin bazı çalışanlarının kişisel sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları ve servisin ortaklık yaptığı bazı yayın kurumlarının tavırları yer alıyordu. Ayrıca DW'nin güncel Arapça programdaki İsrail konulu haberlerde yapılan editoryal hatalar da bir başka tartışma konusu oldu.

Limbourg, DW yönetimi olarak derhal ve kararlı bir şekilde harekete geçerek, söz konusu iddiaları kurum dışından bağımsız uzmanlara incelettiklerini vurguluyor. İnceleme ve soruşturma süreci sonunda, iddialara adı karışan bazı çalışanların işine son verildi. Limbourg, DW çalışanlarının bir kez daha konuya duyarlı hale getirildiği ve savunulan ortak değerlerin hatırlatıldığı bir dizi zorunlu eğitim çalışmaları yapıldığını vurguluyor ve ekliyor: "Böylece DW, ırkçılık, antisemitizm ve ayrımcılığa karşı sergilediği net tavrı bir kez daha ortaya koymuş oldu."

 DW Genel Müdürü Peter Limbourg
DW Genel Müdürü Peter LimbourgFotoğraf: R.Oberhammer/DW

DW'nin görev bildirisinde "Deutsche Welle'nin başarısının anahtarı çalışanlarıdır" ifadesi yer alıyor. Bonn ve Berlin'deki iki merkezde halihazırda 60'tan fazla milletten yaklaşık 3 bin 700 çalışanı ile muhtemelen Almanya'daki diğer tüm kurumlardan daha fazla kültürel ve etnik çeşitliliğe sahip. Bunun dışında Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkeleri başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında DW adına çalışan kadrolu ve serbest gazeteciler mevcut. 

"Sesimizi duyuruyoruz"

Limbourg, bugüne kadarki görev süresine baktığında, "Bütçeyi önemli ölçüde artırmayı başardık" diyor. Buna rağmen her iki merkezde çok sayıda çalışan bugünlerde işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Zira demokrasi ve medya özgürlüğü üzerinde küresel çapta baskı arttıkça, maliyetler de de çoğalıyor.

Örneğin, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırısının başlangıcından bu yana, çok sayıda DW personeli, sahadan sıcak haber verebilmek için Ukrayna'ya gitti. Mart 2022'ye kadar DW'nin Moskova stüdyosunu yöneten Yuri Rescheto da şimdi görevini Letonya'nın başkenti Riga'da kurulan DW stüdyosunda sürdürerek, savaşa dair en doğru ve güncel haberlerin aktarılmasını koordine etmeye çalışıyor.

"Biz oradayız, ölmedik, susturulmadık, lağvedilmedik" diyen Rescheto, Riga'da ekip olarak özgürce çalışabildiklerini vurguluyor ve ekliyor: "Burada söylemek istediklerimizi rahatça ifade edebiliyoruz söyleyebiliyoruz ve şunu gayet iyi biliyoruz: Duyuluyoruz, görülüyoruz ve okunuyoruz."

DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?