1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıs düğümü 24 Nisan'da çözülecek

Jörg Pfuhl2 Nisan 2004

İsviçre'deki dörtlü görüşmeler, Kıbrıs sorununu 24 Nisan'da yapılacak halkoylamalarına taşıdı. Anketlere göre Rumlar Annan planına olumsuz oy verecek. Ankara dışında kimsenin tanımadığı Kıbrıslı Türklerin ise yitirecekleri bir şey yok.

https://p.dw.com/p/AbKt
Kıbrıs'ta birleşmeden en çok Ankara karlı çıkacak
Kıbrıs'ta birleşmeden en çok Ankara karlı çıkacakFotoğraf: AP

İsviçre’deki son toplumlararası görüşmelerin elle tutulur bir sonuç elde edemeden dağılması, Kıbrıs’lı Rum lider Tassos Papadopulos’un iddiasına göre Türk tarafının tutumundan kaynaklanıyor. Papadopulos, dün Larnaka havaalanında, ayağının tozuyla yaptığı açıklamada, Türklerin sunduğu son 11 değişiklik önerisinin Kıbrıs Türklerinden çok Ankara’nın kendi çıkarını gözettiğini öne sürdü. Buna karşılık ABD Başkanı Bush’un Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayıp, Bürgenstock görüşmelerindeki yapıcı tavrından ötürü kutladığı haber veriliyor. Bush’un bu görüşme sırasında Kıbrıs’ın kalıcı ve istikrarlı bir barışa kavuşması için ülkesinin gelecekte de her türlü desteği sağlayacağını söylediği belirtiliyor.

Bu kez Rumlar karşı çıktı

Ancak özetlemek gerekirse; Bürgenstock’taki hayal kırıcı sonuca göre, Kıbrıs’ın akıbeti, bir anlamda iki halk grubunun eline teslim edilmiş durumda. 24 Nisan’da adanın her iki yakasında uygulanacak halk oylaması, Kıbrıs’ın birleşik bir cumhuriyet olarak iki federal devletle AB üyeliğine kabulü ya da bölünmüşlüğü süren biçimde sadece Rum kesiminin AB’ye katılımı arasındaki tercihi belirleyecek. İşin en garip yönü ise, öteden beri her teklife peşin hayır diyen Türk tarafının aksine, bu kez Rum tarafının Annan planına karşı çıkıyor olması. Bu nedenle de Kıbrıs Rumlarının 24 Nisan’da çoğunlukla Annan planını reddetmesi bekleniyor.

"Birleşmeye hayır" rozetleri

Lefkoşa Rum tarafının duvarlarında afiş, otolarında çıkartma ve ceket yakalarında rozet olarak “Ohi” yazısından geçilmiyor. “Hayır” demek bu Rumcada. Birleşmeye, birlikte AB üyeliğine “hayır”. Papadopulos henüz İsviçre’den dönmeden, halkı üzerindeki etkisi ötedenberi bilinen Rum ortodoks kilisesi çoktan faaliyete başlamış bile... Pawlos, Kyrenia, Türkçesiyle Girne piskoposu. Annan planına Girne’nin Türklerin ellerinde kalmayı sürdürecek olması zaten papaz Pawlos’a yetiyor: “Kilise hep özgürlük ve adaletten yana olmuştur. Bu nedenle de bu ayan beyan haksızlığı kabul etmiyoruz...”

Adanın gerçek sahipleri

Kıbrıs Rumları, Türklerle birleşmeyi hep kendi bildikleri koşullarda arzuladı. Oysa Annan planı son otuz yılda Türkiye’den gelerek Kıbrıs’a yerleşenleri geri yollamıyor, Rumların kuzeydeki Türk bölgesinde mülk edinmesine, eski gayrı menkullerine kavuşmasına sınırlar koyuyor. Tazminat istemlerini belli, kimine göre, zor anlaşılır koşullara bağlıyor. Bir de üstelik kendilerini öteden beri adanın esas sahipleri olarak gören Rumların şimdi siyasi gücü de Türklerle paylaşmasını öngörüyor.

"Burası bizim ülkemiz"

Eh durum böyle olunca da Annan planına “hayır” demek için Rum öğrencilerin bile sokaklara dökülmesini ya da insanların Baf başpiskoposluğunda buluşmasını olağan karşılamak gerek. “Türklere bizimle aynı haklar tanınacakmış. Böyle bir şey olamaz. Burası bir kere bizim ülkemiz”, diyor bir öğrenci kız. Ardından da piskopos Hrisostomos, “Bari başlamışken, Türklerin Kıbrıs’ı işgal masraflarını da biz karşılasaydık” diye kinayeyi yapıştırıyor.

Rumlar Annan planına hayır diyecek

Bugüne kadar yapılan anketlerden, Rum tarafınının %70-90’lık oranının Annan planına hayır diyeceği anlaşılıyor. Çünkü hepsi AB üyeliklerinin 1 Mayıs tarihinde Türkler ile birleşme olmasa da başlayacağını biliyorlar. Hepsi şu anda taviz vererek, adanın fersah fersah daha zengin kesimi olarak bir de Türklerin uyum masraflarını karşılamayı abes buluyor.

Türklerin yitireceği bir şey yok

Tel örgülerin diğer yanında ise durum farklı. Türk toplumunun, Türkiye dışında kimsenin resmen tanımadığı bir devlet olarak 30 yıllık izolasyondan sonra birden AB üyesi olacağı için yitireceği bir şey yok. Vereceği biraz toprağa karşılık ortak cumhuriyette siyasi güç ve eşitlik elde edecek. Ekonomisi ivme sağlayacak. Bu gerçeklere rağmen başbakan Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türklerini zaferden emin olmamaları konusunda uyarıyor.

En karlısı Ankara olacak

24 Mayıs halk oylamasında Kıbrıs Türkleri Annan planını onaylarsa, bundan en çok Türkiye karlı çıkacak. Ankara böylece otuz yıllık “işgalci ülke” damgasından, “birleşmeyi engelleyen taraf” imajından kurtulacak. En önemlisiyse, AB’nin Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlaması yolundaki en büyük engel böylece ortadan kalkmış olacak.