1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran-Türkiye: IKBY'ye yönelik hangi adımlar atılacak?

5 Ekim 2017

DW'ye konuşan Ortadoğu uzmanı Tabatabai, bağımsızlık referandumu sonrası Türkiye ve İran'dan ortak bir askeri operasyon beklemediğini söyledi. Tabatabai, "Askeri hareketlilik dışında operasyon ihtimali görmüyorum" dedi.

https://p.dw.com/p/2lIlk
Fotoğraf: picture-alliance/Anadolu Agency/O. Ozer

Bonn merkezli düşünce kuruluşu CARPO'nun yöneticisi Adnan Tabatabai, Türkiye ile İran arasında yaşanan yakınlaşmayı, Kürtlerin bağımsızlık referandumunun ardından yaşanabilecek gelişmeleri DW Türkçe'ye değerlendirdi.

Kuzey Irak'taki bağımsızlık referandumu konusunda Türkiye ve İran'dan ortak bir askeri operasyon beklemediğini söyleyen Tabatabai, "Askeri bir hamle, İran'ın kendi topraklarında büyük bir huzursuzluk, kaosa yol açabilir. Tüm seçeneklerin masada olduğu söylense de tatbikat, manevra gibi askeri hareketlilik dışında ciddi bir askeri operasyon ihtimali görmüyorum" dedi.

DW Türkçe: Türkiye ile İran'ın görüş ayrılıkları ve karşılıklı güvensizliği bir kenara bırakarak işbirliğini güçlendirmesi mümkün mü?

Adnan Tabatabai: İki ülke arasında öyle derin bir güvensizlik olduğu kanaatini zaten taşımıyorum. Bazı konularda, özellikle Suriye ile ilgili iki ülkenin farklı bakış açıları vardı ancak İran ve Türkiye ilişkilerinin gerçek siyasi gerilimlere karşı bağışıklığı var. Bu büyük ölçüde iki ülke arasındaki istikrarlı ticari ilişkiler tarihine, toplumlar arası köklü ilişkilere, bağa dayanıyor. Üst düzey siyasi buluşmaların güçlü bir zemini var ve bu bakımdan çok anlamlı.

DW Türkçe: Peki iki ülkenin stratejik müttefik olabileceğini düşünüyor musunuz?

03.04.2015 DW Quadriga Tabatabai, Adnan
Ortadoğu uzman Adnan Tabatabai

Tabatabai: İki ülke arasındaki ittifakın, Kürt bağımsızlık referandumu gibi güncel gelişmelere odaklanacağını düşünüyorum. Türkiye-İran yakınlaşma sürecinde Körfez ülkeleri arasında,  Katar gerilimi olarak adlandırılan sürecin de etkili olduğu kanaatindeyim. Türkiye ve İran kendi inisiyatifleriyle olmasa da bölgesel gelişmelerden ötürü yakınlaştılar.

DW Türkçe: Türkiye ve İran, Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti oluşumuna karşı olduklarını, ne pahasına olursa olsun bunu önleyeceklerini duyurdu. Sizce ne tür adımlar gelebilir?

Tabatabai: Hâlihazırda ortak hamleler yapıldı: askeri tatbikatlar, eşgüdümlü açıklamalar, hava sahaların kapatılması gibi… Ancak ortaklaşa askeri operasyonlar yapılacağını düşünmüyorum. Referandum günü, İran'ın Kürt nüfusunun yaşadığı bölgelerde, halk kutlamalar yaparak sokaklara çıktı. Ne protestocular şiddete başvurdu ne de güvenlik birimleri müdahale etti. İran şunun farkında: askeri bir hamle, İran'ın kendi topraklarında büyük bir huzursuzluk, kaosa yol açabilir. Tüm seçeneklerin masada olduğu söylense de tatbikat, manevra gibi askeri hareketlilik dışında ciddi bir askeri operasyon ihtimali görmüyorum.

DW Türkçe: Sizce gelinen nokta itibariyle Türkiye ve İran'ın, bağımsız bir Kürt devleti kurulmasını önleyebilmeleri mümkün mü?

Tabatabai: Hedefleri bu, ellerindeki araçları da bu hedef doğrultusunda kullanacaklardır. Ancak dikkat çekmek istediğim bir nokta var: ayrılıkçı eğilimleri destekleyen uluslararası bir aktör yok. Bu Tahran ve Ankara'da kaygıları azaltıyor. Evet, referandum, Irak'taki Kürtler tarafından verilen açık bir mesaj olmakla birlikte bu gerçekte Irak'ın bölünmesine yol açacak bir sürece doğru gitmeyebilir. Kürt meselesi gündemde olmaya devam edecek, Tahran ve Ankara, Kürtler içerisindeki farklılıklar, ayrışmadan faydalanıyor. İran'ın, Türkiye'nin, Irak'ın, Suriye'nin özgün Kürt meseleleri var. Aynı şekilde tüm bu ülkelerdeki Kürt nüfusunun da bulundukları ülkelere ilişkin yaklaşımları farklı. Tek bir Kürt devletine yönelik tutarlı, güçlü bir girişim yok.

DW Türkçe: ABD'nin bölge politikalarının İran ve Türkiye'yi yakınlaştırdığı değerlendirmesine katılıyor musunuz?

Flaggen Kurdistan Irak
Fotoğraf: Getty Images/S.Hamed

Tabatabai: Şu andaki ABD Yönetimi'nin bölgedeki duruma ilişkin analitik derinliği olan bir değerlendirmeden uzak olması bir yana, verdiği mesajlarda da çok tutarsız. Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı hep farklı farklı mesajlar veriyor. ABD çok tutarlı değil ve bu bölgesel aktörlerin omuzundaki yükü artırıyor. Dolaysıyla Türk-İran ilişkileri her zaman var olmuş olsa da bu son çıkışları ve güçlü ortak tutumları büyük önem taşıyor. Şu anda ABD'nin nasıl bir tavır takınacağını, nasıl bir duruş sergileyeceğini merak ediyorum. ABD'nin NATO üyesi Türkiye ile siyasi düşman olarak gördüğü İran'ın ikili ilişkileri konusunda takınacağı tavır ilginç olacaktır.

DW Türkçe: Türkiye-İran yakınlaşması, Suriye'de savaşın sona erdirilmesine katkı sağlar mı?

Tabatabai: Evet katkı sağlayacaktır. Her iki ülke Astana sürecinin önemine vurgu yapıyor. İster beğenin ister beğenmeyin, Rusya, İran ve Türkiye üçlüsünün bölgedeki güçlü nüfuzu, en azından bazı bölgelerde ateşkesin sağlanmasına yardımcı olarak, savaşın sona erdirilmesine katkı sağlayabilir. Ancak barışın tesisi için çok daha güçlü ve kapsamlı arabuluculuk ve çaba gerekiyor ve bu aşamada sadece Türkiye ve İran'ın çabaları yeterli olamaz.

DW Türkçe: Türkiye'nin Rusya ve İran ile ilişkilerini geliştirmeye çalışması Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle ilişkilerini zora sokar mı?

Tabatabai: Erdoğan Batı ile ilişkilerini kesip atmamak konusunda akıllıca davranacaktır. Avrupa için Türkiye ile ilişkilerin ne denli önemli olduğunu biliyor ve bundan olabildiğince kazançlı çıkmak için çabalıyor. Bölgesel dinamikler o kadar hassas bir noktaya geldi ki bölgesel güçler yeni pozisyonlar benimsemek zorunda kalıyor. Kimse Katar'ın İran'a yakınlaşabileceğini hayal dahi edemezdi ama bu gerçekleşti. Bölgedeki değişim dinamikleri de Türkiye'nin İran ile daha yakınlaşmasını gerekli kıldı. Uzun vadede Türkiye'nin Batılı müttefikleriyle ilişkilerinin nasıl gelişeceğini bekleyip görmek lazım ama şu anda Türkiye komşularıyla daha güçlü ilişkiler arayışında olduğu mesajını veriyor.

DW Türkçe: Türkiye ile İran arasında güvenlik alanındaki işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tabatabai: Bölge devletleri arasında, İran ve Türkiye arasında güvenlik alanında işbirliğinin, bölgede istikrarı güçlendirecek bir potansiyele sahip olabileceğini düşünüyorum.

Değer Akal/Berlin

© Deutsche Welle Türkçe