1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'a destek var, ama kim yardım edecek?

Peter Phillip / DW24 Kasım 2004

Gözlemciler, Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde düzenlenen Uluslararası Irak Konferansı’nın başarıyla sonuçlandığında birleşiyorlar, çünkü katılımcıların temel konularda görüş birliği sağladığına dikkat çekiliyor. DW’den Peter Philipp, konferansın sonuçlarını değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/AZzp

"Irak Konferansı’na katılanlar çok farklı konumdaydılar, bu nedenle en azından temel konularda görüş birliği sağlamış olmaları bile başarı olarak nitelendirilmeli. Bir yanda Irak geçici hükümeti, ABD ve İngiltere öte yanda Suriye ve İran gibi ülkelerle Irak’ın diğer komşuları, G-8 ülkeleri, Çin ve İslam dünyasından temsilciler Irak’ın önünde açılan yolda yürümesinden yana görüş bildirdiler.

Tüm katılımcılar, parlamento seçimlerinin 30 Ocak’ta yapılmasını memnuniyetle karşılayarak, şiddet ve teröre son verilmesi çağrısında bulundular. Ancak bu hedefe nasıl ulaşılacağı yönünde somut yardım önerileri gelmedi. Ama en azından Irak’a doğrudan sınırı olan ülkeler, sınır boyunca kontrollerin daha iyi yapılması, teröristlerin sızmaması ve silah sokulmaması yönündeki önerileri benimsediler.

Ayrıca tüm katılımcılar -büyük olasılıkla ABD yönetimi de- işgalin bir an önce sona erdirilmesi konusunda aynı görüşü paylaştılar. Fransa’nın bu konuda somut bir takvim önerisi ise daha konferans öncesinde başarısızlığa uğradı. Fakat herkes için geçerli olan nokta şu: Irak’ta durum ne kadar hızlı normale dönüşürse, ABD de o kadar hızlı bu ülkeyi terk eder. Ama kimse, ABD’nin Irak‘ı etki alanı dışında bırakmak niyetinde olmadığını da biliyor.

Irak’ta seçimin gidişatı ve sonuçları bu ülkedeki normalleşmenin de göstergeleri olacak. Bu nedenle Şarm el Şeyh’deki konferansın Arap katılımcıları, Avrupalılar ve Amerikalılar yapılması planlanan seçimleri destekliyorlar. Seçimler, Avrupalılar ve Amerikalılar tarafından demokratikleşme adımı olarak görülürken, Arap temsilciler ise kendi ülkelerindeki sistemin de sorgulanacağı endişesiyle Irak‘taki deneye şüpheyle bakıyorlar.

Bu çekincelere ve Irak’ın seçim güvenliğini her bölgede sağlayamayacağını açıklamasına karşın, katılımcıların seçim konusunu öncelikli olarak ele aldıkları sanılıyor. Bazı bölgelerde seçimin yapılamamasının seçimlerin iptalini gündeme getirip getirmeyeceği sorusu da yöneltiliyor. Ancak seçimin iptali yenilgi anlamına gelecektir. Böyle bir seçenek -gerginliğin iyice tırmandığı özel bir durum dışında- bulunmuyor.

Önemli başka bir nokta da Irak‘a önümüzdeki aylarda kimin yardım edeceği. BM bu konuda en uygun kuruluş, ancak güvenliğin tam sağlanamaması nedeniyle BM’nin görev alması zorlaşıyor. Sınırlı da olsa, güvenliği sağlayacak olan ABD olacağı için onunla işbirliğe girenler de hemen işgalcilerin işbirlikçisi damgasını yiyecekler. Kısacası, Irak’ta şiddet ve terör hakim olmaya devam ettikçe, bu iyi bir çıkış noktası olmaktan uzak kalacaktır.”