1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: İklim değişikliği küresel bir kriz

26 Temmuz 2019

Almanya tarihinde daha önce yaşanmamış olan aşırı sıcaklar ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarını değiştirmeme kararı Alman basınında öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/3MkzS
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Bildfunk/K.-J. Hildenbrand

Almanya'da art arda sıcaklık rekorları kırılmasına neden olan hava durumu, günlük hayatı olumsuz etkilediği kadar, küresel ısınma bağlamında gelecek açısından da endişe yaratıyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung, bu küresel ısınmanın, çağımızın küresel bir krizi olduğu görüşünde:

"Bu aşırı hava durumlarının oluşmasına sebep olan iklim sistemi hiç şüphesiz bir düzensizliğin içine girmiş durumda. Bu saptamayı yapmak bir histeri mi? Tam da aşırı sıcak havanın hakim olduğu bir haftada, sosyal medyada ‘İklim histerisi‘ konulu bir tartışma başladı ki, ‘histeri‘ demek için zamanlama bu kadar kötü olamaz. İsviçreli araştırmacılar iki dikkat çekici çalışma ile internetteki sözde bilimsel forumlarda utanmadan reddedilen bir gerçeği ortaya koydu: 2 bin yıllık Avrupa tarihinde iklim ve ona bağlı olarak yaşamın temel maddelerinde bu kadar hızlı ve çok geniş alanda etkili olan bir değişim, hiç günümüzde olduğu kadar  görülmedi. Seçim kampanyalarında sık sık iklim değişikliğinin bir konu olduğunu duyuyoruz. Ancak bu bir konu değil, çağımızın küresel krizi."

Straubinger Tagblatt gazetesi ise artan sıcaklıklarla birlikte, şehirlerdeki yapılaşmalar dahil birçok alanda alışkanlıklardan farklı davranılması gerektiğini ifade ediyor:

"Bu sıcaklık akımı devam edecek olursa ve istisna kalıcı durum haline gelirse, gerçekten de yeni stratejiler gerekecek. Mesela şehirlerin yaz aylarında, yaşamı tehdit eden cehennem sıcağında kavrulmamaları için. Küçük birer vaha olarak yeşillendirme çalışmalarına ve parklara ihtiyaç var. Ziraat alanında ve ormancılıkta, sıcaklarla daha iyi başedebilen bitkiler önem kazanacak. Binaların izolasyonu da önemli. Sadece kış mevsiminde sıcağı içeride tutmak için değil, aynı zamanda yaz aylarında sıcağı da dışarıda tutmak için."

Avrupa Merkez Bankası'nın uzun süredir uyguladığı (EZB) sıfır faiz politikasına devam etme kararı da Alman basınında, Münchner Merkur gibi pek çok gazete tarafından irdeleniyor. Gazetenin konuyla ilgili yorumu şu şekilde:

"Draghi döneminin bitmesi ile sıfır faizin kaybolacağına dair iddiaya girenler kumarı kaybetti. Tam tersine, sıfır faiz artık sıradan para biriktiren insanlar için de giderek artan oranda bir ceza faizine dönüşüyor ve bu durum yeni Avrupa Merkez Bankası (EZB) Başkanı Christine Lagarde yönetiminde de değişmeyecek. Nasıl değişsin? Uyusturucu bağımlıları için şırınga ne ise Euro Bölgesi dahilindeki borçlu devletler için de para o demek. Bu uygulama tabii ki para biriktirmeye çalışan insanlara bir nevi ceza niteliği taşıyor. En başta da maliye bakanları olmak üzere borçlu kesim, az riskle yaşlılık dönemi için önlem almaya çalışan küçük insanların elinden bu fırsatı çalarak ve onların hakkını yiyerek bütçelerini düzeltmeye çalışıyor. Ancak tasarruf sahipleri de kendini savunabilir. Örneğin devlet tahvili yerine hisse senedi alarak ve şirketlerin başarısından pay sahibi olarak."

Konuyu irdeleyen Stuttgarter Nachrichten ise, şu an itibari ile faizleri yükseltmenin riskli olacağını savunarak, EZB kararını şu ifadelerle destekliyor:

"Faiz artırımına gitmek bugün açısından değerlendirildiğinde riskli olurdu. Güvensizliğin hakim olduğu bir dönemde krediler pahalanırsa, bu yatırım isteğini tamamen ortadan kaldırabilir. Ayrıca olası bir faiz artırımında, ağır borç yükü altında olan İtalya gibi ülkelerle ilgili endişeleri derinleştirebilir. Bir yandan tabii ki EZB bu durumu sonsuza dek dikkate almak zorunda değil, ancak Euro Bölgesi'ndeki ekonomik büyümenin yavaşladığı ve Brexit gibi bir olayın kapıda olduğu bir dönemde Avrupa‘nın bir de borç kavgasının yeniden alevlenmesine hiç ihtiyacı yok."

dpa / ET, HT

©Deutsche Welle Türkçe