1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

En çok aranan savaş suçlusu adaletin pençesinde

Andrea Mühlberger 22 Temmuz 2008

İnsanlık, savaş ve soykırım suçlarından aranmakta olan Karaciç, Srebrenitsa’daki katliamın baş sorumlusu olmakla suçlanıyor. En çok aranan savaş suçu zanlılarından Karaciç’in portresini Andrea Mühlberger hazırladı.

https://p.dw.com/p/EhOU
Karaciç tıp tahsili görmüştü, psikiyatristti ama şairliğe heves ediyordu

Aslında Karaciç dış görünüşüyle, siyasi gücünü kullanarak ellerini kana bulamadan 8 bin Müslümanı katlettirmekten aranan bir zanlıya hiç benzemiyor. Şık giyimli, saçlarına düşkün, kibar ve her ortama uyabilen bir politikacı. Bosna Hersek Sırpları’nın eski devlet başkanı kamuoyunda etkileyici bir imaj yaratmıştı. Karaciç, BM Savaş Suçları Mahkemesi’nin hakkında dava açtığı gün kayıplara karışana kadar böyle tanınıyordu.

Firari Sırp lideri ele geçirmek için düzenlenen operasyonlardan sonuç alınamıyordu. Kanun kaçağı hakkında ‘dağların adamı’ efsanesi yaratıldı. Karaciç sözde Bosna Hersek ile Karadağ arasındaki dağlık sbölgede blulunan bir manastıra sığınmıştı. İzini sürenleri alaya alıp, hayranlarına kendini hatırlatmak için araya adam sokup romanlar, şiirler ve çocuk hikayeleri yazıp yayımlatıyordu. Tıp tahsili görmüştü. Psikiyatristti ama şairliğe heves ediyordu: “Otu bilir misin? Kendini taa derinlerdeki kökünden seven otu?”

Savaş suçu zanlısı adaletin pençesine düşmeden önce mısralarını dinletmekten pek hoşlanırdı.

Ateşli bir Tito taraftarıydı

Karadağ doğumlu şair ve hekim Karaciç siyasete 1989’da, milliyetçi Sırp Demokrat Partisi’ni kurarak atıldı. Gençliğinde ateşli bir Tito taraftarı olan Karaciç’in Bosna Hersek Sırpları’nın liderliğine yükseldikten sonra seçeceği yol kısa zamanda kendini belli etmişti. 1991 yılının Ekim ayında Saraybosna parlamentosunda yaptığı konuşmada, Bosna-Hersek’in bağımsızlığını talep eden müslüman Boşnaklar’ı savaşla tehdit ediyordu: “Şunu iyi bilin ki, Bosna Hersek’i cehenneme çevirir, müslüman toplumu da batırırsınız. Savaş olursa, müslümanlar kendini savunamaz.”


Radovan Karaciç altı ay sonra Boşnaklar’ın bağımsızlık ilan etmelerinin ardından ülkeyi kendi elleriyle cehenneme çevirdi. Belgrrad’daki savaş yoldaşı Slobodan Miloşeviç ile birlikte Sırp ordusunu Bosna’daki Boşnak birliklerinin üzerine sürdü. Karaciç ile hala firari olan Bosna Hersek Sırp ordusunun komutanı General Ratko Mladiç elele verip Boşnaklarla Hırvatları korkku ve dehşete sürüklediler. Karaciç uluslararası arabulucuların huzurunda yüzü kızarmadan bunun tam aksini iddia edebilmişti: “Savaştan önce Banyaluka’da 20 bin Müslüman yaşıyordu. Şimdi sayıları 40 bine çıktı. Onları koruyacak durumda olmadığımız köylerini terkedip buraya geldiler. Onları şimdi Banyaluka’da koruyarız.”


Katliamın sembolü oldu

Oysa asıl amacı Saraybosna’yı kuşatıp halkı yıpratmaktı. Başkentin sivil halkı keskin nişancılara yem oldu. 8 bin Müslüman’ın katledildiği Srebrenitsa, Avrupa’nın dünya savaşı sonrasında yaşadığı en büyük katliamın sembolleştiği isim oldu. Karaciç ve Mladiç katliamın baş sorumlularıydılar. Savaş suçu zanlısı Karaciç’in bu suçlamalara ne diyeceği merak konusu. Katliam kurbanlarının yakınları için geç gelen teselli, çekilen acıları unutturamayacaktır.