1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Hukuk ve AdaletTürkiye

Can Atalay krizi: Yargıda pasif "direniş"

31 Ekim 2023

AYM’nin kararına rağmen halen tahliye edilmeyen Can Atalay'ın durumu ne olacak? Yargı kulislerinde "siyasi telkinden" söz ediliyor. Alican Uludağ, 13 soruda Can Atalay krizini yazdı.

https://p.dw.com/p/4YEOn
İstanbul Adalet Sarayı
İstanbul Adalet Sarayı Fotoğraf: Getty Images/AFP/B. Kilic

Gezi davasında aldığı 18 yıl hapis cezası kesinleşen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'a ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği hak ihlâli kararı, yerel mahkeme tarafından uygulanmadı. Karar, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderildi. Kararın altında tek başına imzası bulunan mahkeme başkanı Mesut Özdemir ise daha önce AYM'nin Enis Berberoğlu kararına direnen heyette de görev alıyordu. Gözlerin çevrildiği Yargıtay ise son Gezi kararında AYM'nin Leyla Güven ve Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarını eleştiren ve "Anayasa maddesini ortadan kaldırmakla" suçladı. Yargı kulislerinde ise Atalay kararının "siyasi bir telkin olmadan verilemeyeceği" yorumları öne çıkıyor. 

1. Can Atalay davası nedir?

Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay, Gezi davasında Osman Kavala ile birlikte yargılanan 8 sanıktan biriydi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Nisan 2022 tarihinde Gezi davasında Osman Kavala'yı "hükümeti devirmeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Can Atalay'ın arasında bulunduğu 7 sanığı ise "darbeye teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Atalay'ın arasında bulunduğu 7 sanığın da tutuklanmasına karar vermişti.

2. Milletvekili seçilince neler yaşandı?

Can Atalay, cezaevinde tutuklu bulunurken 14 Mayıs 2023 seçimlerinde TİP'ten Hatay milletvekili seçildi. Avukatların başvurusu üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi yaz aylarında Atalay'ın yasama dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye edilmesi talebini reddetti. Bunun üzerine avukatlar tarafından AYM'ye bireysel başvuru yapıldı.

3. Yargıtay'ın AYM hamlesi ne oldu?

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm, 27 Eylül'de yaptığı açıklamada Can Atalay'ın başvurusunu 5 Ekim'de gündemine alacağını duyurdu. Bunun üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 28 Eylül'de Osman Kavala, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mader, Tayfun Kahraman'ın cezasını "apar topar" onadı. Kararda, 18 yıllık hapis cezası onanan Can Atalay'ın aslında "hükümeti devirmeye teşebbüs etme" suçundan cezalandırılması gerektiği vurgulandı. Bu durumda Atalay da Kavala gibi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alacaktı. Ancak Yargıtay, savcılığın bu yönde itirazı olmadığı için bu yönde bozma kararı veremediğini kaydetti. 

4. AYM'de neler yaşandı?

AYM İkinci Bölüm, 5 Ekim'de dosyanın Genel Kurul'a sevkine karar verdi. 12 Ekim'de toplanan AYM Genel Kurulu sırasında bir üye, "Dosyaya hazırlanamadım" diyerek süre istedi. Bunun üzerine Genel Kurul, görüşmeyi erteledi. 

5. AYM ihlâl kararında ne dedi?

Anayasa Mahkemesi, 25 Ekim'de yaptığı toplantıda Can Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlâl edildiğine oy çokluğuyla karar verdi. Mahkeme, ihlâlin giderilmesi için kararın özellikle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti. Kararında yapılacakları tek tek anlatan AYM, yeniden yargılama işlemlerine başlanmasını, infazın durdurulması ve Atalay'ın tahliye edilmesi ve yargılamada durma kararı verilmesini yerel mahkemeden istedi. Kararın gerekçesi de 27 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlandı. 

6. Karara tepkiler ne oldu?

Karara ilişkin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan herhangi bir değerlendirme yapmadı. Ancak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Karar daha yeni. Henüz gerekçeli karar açıklanmadı. Gerekçeli kararı gördükten sonra bir açıklama yapmak gerekir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ise dün yaptığı paylaşımda AYM Başkanı Zühtü Arslan'ın "Hukuk devletinde yorum çeşitliliği vardır ancak 'yorum kakofonisi' yoktur. Bunu kontrol edecek ve anayasal hükümlerin yorumlanması ve uygulanmasındaki yeknesaklığı sağlayacak olan da kuşkusuz Anayasa Mahkemesi'dir" dediğini anımsattı. Bu sözü "doğru" bulan Yıldız, "Ancak; Anayasa Mahkemesi yargısal aktivizm de bulunamaz. Yasama organın yerine geçerek norm da ihdas edemez, mevcut olan normu da görmezden gelemez, anayasayı yeniden yorumlayamaz" mesajını paylaştı. 

Anyasa Mahkemesi
Anayasa Mahkemesi Fotoğraf: Tuncay Yıldırım/DW

7. Çağlayan Adliyesi'nde neler yaşandı?

Kararı verecek İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 25 Ekim'den bu yana zaman zaman toplantılar yaptı. Ancak herhangi bir karar çıkmadı. Süreç içinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Şaban Yılmaz'ın da heyetle görüştüğü iddia edildi. İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun, HSK'nın AYM kararına ilişkin yazısını mahkemeye gönderdi. Bu süreçte 13. Ağır Ceza'nın bir üyesi rapor, bir üye ise izin aldı. Rapor olan üye ise AKP'den milletvekili aday adayı Murat Bircan'dı. Mahkeme Başkanı Özdemir ile Bircan aynı zamanda, Gezi davasında oy çokluğuyla mahkûmiyet kararı veren iki üyeydi. Özdemir, yine AYM'nin Enis Berberoğlu kararına direnen mahkeme heyetinde de göre yaptı. 

8. Kararın içeriğinde neler var?

Can Atalay kararının Yargıtay'a gönderilmesi yazısı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mesut Özdemir tarafından tek başına alındı. Heyette diğer iki üyenin imzası yer almadı. Kararda tarih olarak ise 13 Ekim yazılması dikkat çekti. 12 Ekim'de AYM'de Can Atalay toplantısı vardı ve ertelenmişti. Kararın heyet yerine başkan tarafından alınması avukatların karara itiraz hakkı olup olmadığı tartışmasına da neden oldu. Bu arada mahkeme, AYM kararından sonra avukatların yaptığı tahliye başvurusunu da 3 günlük yasal sınır içerisinde karara bağlamadı. Kararda, ihlalin Yargıtay kararından kaynaklandığı belirtilerek "Ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili Ceza Dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından dosya Cumhuriyet Başsavcılığınıza gönderilmiştir" denildi. 

9. Mahkemenin kararı uygulamama hakkı var mı?

Anayasa'nın 153. maddesine göre AYM kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlıyor. AYM, ihlâl kararında Can Atalay’ın davasında yargılamanın durdurulması ve tahliye edilmesi gerektiğini açık açık yazmıştı. AYM, aynı zamanda ihlâli gidermesi ve Atalay'ı tahliye etmesi gereken mahkemenin de 13. Ceza olduğunu kararında özellikle vurgulamıştı. Bu nedenle AYM'nin bağlayıcı kararını İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ele alması gerekiyor. Daha önce Enis Berberoğlu kararının yerel mahkeme tarafından uygulanmaması üzerine AYM tarafından ikinci kez ihlâl kararı verilmişti.

10. AYM'nin Enis Berberoğlu kararında yaptığı uyarı neydi?

AYM, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun MİT tırlarına ilişkin görüntülerin yayınlanmasına ilişkin davada hükümlü bulunurken 19 Eylül 2020 tarihinde hak ihlâli kararı vermiş ve yerel mahkemeden tahliye istemişti. Ancak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, "AYM'yi yerindelik denetimi yapmakla" suçlamış ve karar verilmesine yer olmadığına karar vermişti. Bunun üzerine 21 Ocak 2021'de yeni bir ihlâl kararı veren AYM, kararında Anayasa'nın 153. maddesine karşın AYM kararlarının uygulanmamasını "anayasal düzenin ağır bir biçimde ihlâli" olarak değerlendirmişti. Kararda, şu uyarı yapılmıştı: "Bu kapsamda, türlü bahaneler ve hukuk tanımaz tutum ve davranışlarla bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlâl edilmesine ve mevcut ihlallerin sürdürülmesine neden olacak şekilde, Anayasa'nın öngördüğü hukuk düzenine karşı koyma anlamına gelen keyfi kararlara hiçbir hukuk sisteminde müsaade edilemez. Dolayısıyla bir hukuk devletinde anayasal hükümlere uymamanın ilgililer açısından cezai, idari ve hukuki sorumluluklar doğuracağı açıktır.  (…) Anayasal kurumların, kamu gücünü kullanan organların, gerçek veya tüzel kişilerin Anayasa'yı koruma ve anayasal kurallara sadakat gösterme yükümlülüğü bulunmaktadır." Bu kararın ardından Berberoğlu tahliye edilmişti.  

11. Şimdi ne olacak?

13. Ağır Ceza Mahkemesi, kararın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne gönderilmesine karar verdi. Bu nedenle dosya önce başsavcılığa, ardından ise 3. Ceza Dairesi'ne gönderilecek. Dairenin önünde iki yol bulunuyor. İlki, karar verme yetkisinin yerel mahkemede olduğunu belirterek kararı 13. Ağır'a iade etmesi. İkinci yol ise Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM'nin ihlâl kararına ilişkin bir karar vermesi. AYM'nin bu kararı Yargıtay'ı da bağlıyor. Ancak Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi davasında verdiği onama kararında AYM'nin Leyla Güven ve Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarını eleştirmiş ve AYM'yi "anayasa hükmünü değiştirmek veya ortadan kaldırmakla" suçlamıştı. Bu yorum, Yargıtay'dan Can Atalay'a karşı "direnme" kararı çıkabileceği yorumlarına neden oldu?

Yargıtay
YargıtayFotoğraf: Tuncay Yildirim/DW

12. Hukukçular tartışmaya ne diyor?

Ceza hukukçusu, Prof. Dr. Adem Sözüer, yaptığı açıklamada Enis Berberoğlu, İlker Başbuğ gibi tüm dosyalarda AYM'nin ihlâl kararlarının ilk derece mahkemesine gönderildiğini anımsattı. İhlal kararının Yargıtay'a gönderilmesi şeklinde bir usulün hiç izlenmediğini belirten Sözüer, "Yargıtay, denetim makamı pozisyonda olup, ihlâl kararı 13. Ağır Cezanın verdiği mahkumiyet kararına ilişkindir. Dolayısıyla, AYM'nin ihlal kararının sonuçlarını ortadan kaldırma görevi ilk derece mahkemesine aittir" dedi. Yargıtay mahkûmiyet kararını onamak suretiyle dosyadan el çektiğini kaydeden Sözüer, "Yargıtay'ın bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verme yetkisi bulunmamaktadır" ifadesini kullandı. 

13. Yargı kulislerinde neler oluyor?

AYM kaynakları, yerel mahkemenin kararı uygulamamasına karşı Türkiye'nin "hukuk devleti" olduğu anımsatması yapmakla yetindi. Yargı kulislerinde ise yerel mahkemenin altı gün bekleyerek karar vermemesi, "yukarıdan talimat" beklendiği şeklinde yorumlandı. Adalet Bakanlığı'ndan veya yürütmeden doğrudan işaret gelmeden mahkemenin tek başına böyle bir karar veremeyeceğine dikkat çekiliyor. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın karardan saatler önce yaptığı paylaşımın tartışmaya etki yaptığı belirtiliyor. Ancak ne Adalet Bakanlığı'ndan ne de Hakimler ve Savcılar Kurulu'ndan tartışmaya ilişkin resmi bir açıklama yapıldı.  

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?

Türkei DW Mitarbeiter Alican Uludağ
Alican Uludağ 2008'den bu yana gazetecilik yapan Alican Uludağ, yargı ve insan hakları gibi konulara odaklanıyor.alicanuludag