1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'dan şirketleri dış alımlara karşı koruma hamlesi

20 Mayıs 2020

Alman hükümeti, sağlık sektöründe faaliyet gösteren Alman şirketlerini yabancı alımlardan korumak amacıyla dış ticaret yönetmeliğinde değişikliğe gitti. Yüzde 10'un üzerindeki alımlara bildirim yükümlülüğü geliyor.

https://p.dw.com/p/3cXjh
Medikamente Tabletten Symbolbild
Fotoğraf: imago images/McPHOTO

Alman hükümeti, aşı, ilaç, koruyucu malzeme ve solunum cihazı gibi tıbbi donanım üreten ve geliştiren Alman şirketlerini yabancı yatırımcılardan korumak için dış ticaret yönetmeliğini sertleştirdi.

Bakanlar Kurulunda bugün kabul edilen değişiklik, aşı, ilaç ya da koronavirüse karşı kişisel koruyucu malzemeler üreten ya da geliştiren Alman şirketlerini dış alımlardan korumayı ve hükümetin müdahale için daha hızlı bir şekilde devreye girebilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Dış ticaret yönetmeliğinde yapılan değişiklikle AB dışındaki ülkelerden şirketlerin bir Alman şirketten yüzde 10'dan fazla hisse satın almak istemesi durumunda bildirim yükümlülüğü getiriliyor. Bildirim yükümlülüğü, koruyucu donanım, maske ve solunum cihazı üreticilerini de kapsıyor.

Ekonomi Bakanı Peter Altmaier, Çarşamba günü yaptığı açıklamada "Mevcut korona krizi tıp alanında teknik bilgi ve birikimin, Almanya ve Avrupa'nın kendi üretim kapasitelerine sahip olmasının kriz dönemlerinde ne kadar önemli olabileceğini gösteriyor" dedi. Altmaier, sağlık sektöründe Almanya'nın güvenlik çıkarlarının daha kapsamlı bir şekilde korunması gerektiğini vurguladı.

Ekonomi Bakanı Peter Altmaier
Ekonomi Bakanı Peter AltmaierFotoğraf: picture-alliance/AP/T. Schwarz

"Kamu düzeni ve güvenlik" ölçütü

Yönetmelikte yapılan değişiklikle, satın alınması "kamu düzeni ya da güvenliği tehlikeye atabilecek" şirketler arasına ilaç ya da aşı üreten veya geliştiren şirketler de dahil ediliyor.

ABD'nin Alman biyoteknoloji firması CureVac'ın üzerinde çalıştığı aşının kullanım haklarını satın almak istediğine dair haberler mart ayında yoğun tartışmalara yol açmış, Die Welt gazetesi Alman hükümetine yakın kaynaklara dayandırdığı haberinde Trump’ın CureVac'a, aşının sadece ABD’nin kullanımı için geliştirilmesi kaydıyla "bir milyar dolar" önerdiğini bildirmişti.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, "Alman araştırmacılar ilaç ve aşı geliştirmede lider bir rol oynuyor ve başkalarının ayrıcalıklı sonuçlara ulaşmasına izin veremeyiz" diye konuşurken Ekonomi Bakanı Altmaier "Alman ekonomik çıkarlarının satılık olmadığını" söylemişti. Altmaier, ilaç ya da koruyucu donanım gibi kalemlerin temininde yurt dışındaki sevkiyatçılara çok fazla bağımlı olunmaması uyarısı da yapmıştı.

Bu tartışmalar ışığında Alman hükümeti, Alman şirketlerinin dış alımlara karşı daha iyi korunabilmesi için nisan ayı başında dış ticaret yönetmeliğinde değişiklik yapılması kararı almıştı.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas
Almanya Dışişleri Bakanı Heiko MaasFotoğraf: picture-alliance/ZB/M. Tödt

8 Nisan'daki karar

Daha önce AB dışından bir yatırımcının bir Alman şirketini satın almasına güvenlik ve kamu düzenine yönelik "gerçek bir tehlike" oluşturması durumunda müdahale edilebilirken 8 Nisan'da Bakanlar Kurulunda alınan kararla "bir tehlike oluşturabileceği öngörüsü" müdahale için yeterli hale getirilmişti.

Dış ticaret yasasında değişiklik yapılması, korona krizinden önce gündeme gelmişti. Çinli bir şirketin elektrik dağıtım firması 50Hertz’in hisselerini satın almak istemesi, Alman hükümeti tarafından güçlükle engellenmişti. Altmaier, bunun üzerine Alman ekonomi ve sanayi çıkarlarının “satışını” engellemek istediklerini vurgulamış, Federal Meclis ve Eyalet Temsilcileri Meclisi de, gerekli durumlarda Alman devletinin stratejik açıdan önem taşıyan şirketlerden pay sahibi olmasına olanak tanıyan bir istikrar fonu oluşturulmasını onaylamıştı.

Ekonomi çevreleri tepkili

Bakanlar Kurulu'nun bugün açıkladığı değişikliklere ekonomi çevrelerinden tepki geldi.  Alman Sanayicileri Federal Birliği (BDI), özellikle de korona krizi döneminde yabancı yatırımın önüne yeni engeller çıkarılmaması uyarsında bulunurken, Kimya Sanayisi Birliği, yeni düzenlemenin özel mülkiyet hakkına kapsamlı müdahale anlamına geldiği eleştirisini yaptı.

Ekonomi Bakanlığı sözcüsü ise tepkilere yanıt olarak Almanya'nın yatırımlara açık bir ülke olarak kalmayı sürdüreceğini, ancak "açıklık ve ihtiyatın" sosyal piyasa ekonomisinin iki temeli olduğunu belirtti.

DW,dpa/BK,EC

© Deutsche Welle Türkçe