AFRİKA'NIN ON DÜNYA MİRASI

4 bin 500 farklı antik kaya eseriyle Tsodilo, "Çöllerin Louvre Müzesi" olarak adlandırılıyor. Kalahari Çölü’nde yer alan Tsodilo Tepeleri yüz bin yılı aşkın süredir insanlığa barınak ve kaynak sağlamış. İnsanlık tarihinin etkileyici bir arkeolojik kaydını ve bin yıllık bir doğa etkileşimini yansıtan kayalar 2001 yılında Dünya Mirası Listesi’ne eklendi.

Güney Kamerun’daki Dja Doğal Yaşam Alanı Afrika’nın en büyük ve en iyi korunmuş yağmur ormanı. Yüzden fazla memeli hayvan ve hemen hemen üç yüz elli kuş türü burada yaşıyor. Dja Nehri ise bu doğal yaşam alanını çevreleyen bir sınır çizgisi gibi. Bölgede Baka Pigmeleri’nin geleneksel olarak avlanmalarına da izin veriliyor.

Lamu tarihi kenti, Doğu Afrika’daki en iyi korunmuş Svahili yerleşkesi. Arap, Portekiz, Alman ve İngiliz kültürlerinin etkileri, mercan taşlarla ve mangrov ahşabıyla inşa edilmiş geleneksel bir mimariye sahip Lamu Adası’nda izler bırakmış. Lamu aynı zamanda İslam kültürü çalışmaları açısından da önemli bir merkez.

Kireç taşlarından oluşan bu 'orman', keşfedilmemiş ormanlar, nehirler ve mangrov bataklıklarıyla birlikte nadir kuşlar ve on bir farklı Madagaskar maymunu türü için uygun doğal ortamı yaratıyor. Tsingy de Bemahara Doğal Koruma Alanı’nda bulunan bitki türlerinin yüzde 80'i de Madagaskar dışında başka yerde yetişmiyor.

Lalibela’daki 11 kaya kilisesi sekiz yüz yıl önce kayalardan oyulmuş ve en uzunu on metrenin üzerinde. Halen hac ve dini vecibeler için kullanılan bu kiliselerden Biete Ghiorgis (St. Goerge Evi) en iyi korunanlar arasında.

5 bin 895 metre yüksekliğindeki Kilimanjaro, Afrika’nın en yüksek dağı. Aynı zamanda Afrika’nın en büyük volkanı olan dağ uzun zamandır aktif değil. Karla kaplı tepesi, Tanzanya’nın en ünlü manzarası olarak bilinse de bu uzun süre devam etmeyecek. İklim değişikliği dağdaki buzulları tehdit ediyor ve dağdaki karların yirmi yıl içinde eriyeceği tahmin ediliyor.

Timbuktu, İslam’ın Afrika’ya yayıldığı 15. ve 16. yüzyıllarda entellektüel ve ruhsal bir merkezdi. Üç toprak cami, bu önemli tarihe tanıklık etmeye devam etse de, bu kültürel miras Haziran 2012'de kısmen İslamcılar tarafından tahrip edimiş. Camilerin heykellere benzetilen mihrapları zarar görmüş.

Yerel adıyla "Mosi-oa-Tunya/Gürleyen Duman" olan bu şelalenin özelliği 20 kilometre uzaklıktan görülebilen, renk değiştiren bir duman yayması. Su bazalt oluklardan dökülürken büyük bir gürültü çıkartıyor. Zimbabve ve Zambiya arasında akan Zambezi nehri, David Livingstone tarafından 19. yüzyılda keşfedilmiş ve nehir İngiltere egemenliği onuruna Victoria Şelaleleri olarak adlandırımış.

Tapınaklar, piramitler ve mezarlar Hollywood filmleri için mükemmel arka planlar yaratıyor. Kahire’den 20 kilometre uzaklıkta olan Memphis, Mısır’ın turizm merkezi. Gize Piramitleri Dünya’nın Yedi Harikası arasında yer alıyor. Memphis kalıntıları ve piramitler de 1979 yılından beri UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde.

Dünyanın en büyük kraterlerinin yer aldığı ve binlerce aslan, zebra, flamingo ve çeşitli hayvan türlerinin yaşadığı Ngorongoro Koruma Alanı da Dünya Mirası’na girmeyi hak ediyor. İlk insanların 3,6 milyon yıl önce bıraktıkları ayak izlerinin bulunduğu alan aynı zamanda insanlık tarihinin beşiği olarak görülüyor.