1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“4 Gün Savaşı” ve Bölgesel Dengeler

6 Nisan 2016

Ermenistan ile Azerbaycan arasında patlak veren gerginlik Karabağ sorununu yeniden gündeme getirdi. Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi'nden Dr. Nazim Caferov'un analizi:

https://p.dw.com/p/1IQgp
Berg-Karabach Kämpfe Symbolbild
Fotoğraf: Reuters/PAN Photo/V. Stepanyan

2 Nisan`da Ermenistan`ın ateşkesi bozmasıyla başlayan sıcak çatışma Karabağ meselesini uluslararası gündemde üst sıralara taşıdı. Çatışmanın Kelbecer`in Ermenistan tarafının işgalinin 23. yıldönümünde, hem de her iki ülkenin devlet başkanlarının nükleer güvenlik zirvesi için ABD`de bulunurken başlaması dikkat çekiciydi. 2-5 Nisan tarihlerindeki yoğun çatışmaların ilki Azerbaycan tarafının tek taraflı ilan ettiği, fakat karşı tarafın bozduğu iki ateşkes ilanı sonunda ancak durdu. Fakat durum hassas ve sıcak çatışmaların yeniden başlaması sürpriz olmaz.

Hava ve kara kuvvetlerinin yoğun kullanıldığı askeri çatışmada toprak ve asker kayıp konusunda çelişen açıklamalar gelse de, yerel ve yabancı medya yayınları dikkatli incelendiğinde Ermenistan`ın çok sayda asker yitirdiği ve stratejik bazı bölgeleri kaybettiği anlaşılıyor. Gayri-resmi kaynaklar ise Ermeni tarafının toprak kaybının çok daha fazla olduğunu iddia ediyor.

Dr. Nazim Caferov, Politikwissenschaftler aus Baku.
Dr. Nazim CaferovFotoğraf: privat

Savaşın Kaybedeni Ermenistan

Bu süreçte Ermenistan askeri ve siyası anlamda ciddi sorunlar yaşadı ve bunun gelecekte ciddi yansımaları olabilir. Askeri açıdan, Ermeni savunma hattının Azerbaycan saldırısıyla düşmesi ve verilen kayıplar hem psikolojik anlamda ciddi yıpranma yarattı, hem de olası sıcak çatışmalarda daha büyük yenilgilerin habercisi niteliğindedir. Dış politikada ise savaşta Rusya`nın ve üyesi olduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünün (KGAÖ) desteğini alma çabaları sonuçsuz kaldı. Sürecin Ermenistan`la KGAÖ üyesi Beyaz Rusya ve Kazakistan arasındaki ilişkileri bozduğu, Rusya`ya ise belli oranda güvensizlik yarattığı söylenebilir. Ekonomik anlamda ise savaşın mali yükünün Ermenistan`ın sosyo-ekonomik şartları daha da kötüleştirmiş, toplumsal boyuta ise yenilgi halkta rahatsızlıkları güçlendirmiştir. Bu koşullarda Rusya`nın çabasıyla ateşkesin ilan edilmesi önemli olsa da, devlet başkanı Serj Sarkisyan`a karşı ülke içindeki muhalefeti güçlendirebilir. Artan ekonomik sıkıntılar, yolsuzluğa bulaşmış otoriter yapı ve özellikle de ülkeyi Karabağ klanı aracılığıyla yönetme gibi ciddi eleştiriler savaştaki yenilgiyle birleşince ülkede iktidar değişikliği ile sonuçlanabilecek bir siyasal krizi gündeme gelebilir.

Berg-Karabach Panzer bei Hadrut
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/K. Minasyan

Günün Kazanını Azerbaycan

Çatışmayla Azerbaycan`ın askeri bakımdan hem psikolojik, hem de olası yeni sıcak çatışmalarda bağlamında belirli stratejik avantajlar elde ettiği belirtilebilir. Dış politikada ise başta Rusya olmakla diğer bölgesel ve küresel aktörlerle ilişkilerdeki dengeyi korumayı başarmış ve Karabağ`a ilişkin müzakere masasına daha güçlü oturma olanağı elde etmiştir. Toplumsal anlamda ise Karabağ konusu toplumda milli dayanışma ve öz güveni artırmasını sonucunu doğurmuştur. Siyasi bağlamda da petrol fiyatlarındaki düşüşün ekonomiye yansıyan sıkıntıları nedeniyle eleştiri alan Azerbaycan iktidarının toplumdaki prestiji artmıştır. Ancak başarılı addedilen sıcak çatışmanın toprakları işgalden kurtarılmadan ateşkes ilanı ile sonuçlanmaması ve çözümde 20 senedir hiç bir sonuç elde edemeyen Minsk Grubu eşbaşkanlarının tekrar inisiyatif alması sıkıntı kaynağı olarak görülüyor.

Günün Sürprizi Rusya’dan

Çatışma sırasında konumu en çok merak edilen ve gösterdiği tavrı kısmen sürpriz sayılan ülke Rusya olmuştur. Rusya`nın Karabağ sorunun oluşumundaki tarihsel rolü ve mevcut etkinliği düşünüldüğünde çatışma sırasında tarafsız kalması ve diplomasiye önem vermesinin Ermenistan için ciddi bir hayal kırklığı olduğu söylenebilir. Rusya`nın Ermenistan`la ilişkilerinin yanı sıra, Gürcistan, Ukrayna ve Suriye`deki hamleleri dikkate alındığında neden şimdi daha dengeli tavır sergilediğine dair çeşitli yorumlar var. Kimileri, Rusya`nın bu tavrını petrol fiyatlarındaki düşüş, Gürcistan, Ukrayna ve Suriye krizleri nedeniyle ciddi maliyetler ödemesi ve bu bağlamda yeni bir kriz istememesi ile izah ediyor. Bazıları ise bu çatışmanın Rusya`nın güçlü ilişkileri olduğu Ermeni ordusu üzerinden ABD`nin nükleer zirvede Aliyev ve Sarksiyan`la görüşerek Karabağ sorunun çözümünde inisiyatif alma çabalarına karşı hamlesi olduğunu iddia ediyor. Rusya`nın bu tutumunu Putin`in Azerbaycan`ın kendi entegrasyon projelerinde yer almasını sağlamağa teşvik etmek niyetiyle izah edenler de var. Kesin olan şu ki, Rusya bu çatışma sırasında ateşkes sağlanması ve soruna ilişkin müzakere sürecinin Minsk Grubu üzerinden canlanmasında en aktif dış aktördü. Karabağ konusunun Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov ve başbakan Dmitri Medvedev`in 7 ve 8 Nisan`da arda-arda yapacakları Bakü ziyaretinde de esas görüşme konu olacağı tahmin ediliyor.

ABD pasif kaldı

Süreçte ABD ile AB`nin tutumu ise çatışmanı durdurulması ve müzakere masasına dönülmesini belirten diplomatik açıklamalarla sınırlı olmuştur. AKPM Başkanı Pedro Agramunt, ise ateşkes yapılmasının yanısıra, Ermeni birliklerinin işgal altındaki Azeri topraklarından BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak geri çekilmesi çağrısında bulunmuştur. Batı`nın Minsk Grubu Amerikalı ve Fransız eşbaşkanları üzerinden sorunun çözümünde tekrar aktif olmaya çalıştığı gözlemleniyor.

Aserbaidschan Bergkarabach Konflikt Verletzter
Fotoğraf: picture-alliance/Zuma/T. Babayev

Türkiye Azerbaycan`ın Yanında

Önemli bölgesel aktörü Türkiye ise barışın elde edile bilmesi için Azerbaycan`ın işgal edilmiş topraklarından çıkmadan mümkün olmayacağını belirtmiş ve Bakü yönetimine tam desteğini ifade etmiştir. Çatışma sırasında ilginç olan hususlardan biri ise Rusya`nın Ermenistan`ın sıcak çatışmadan Türkiye`yi sorumlu tutma çabasını Ankara yönetiminden önce Lavrov`un açık beyanı ile reddetmesi olmuştur. Lavrov ‘un bu açıklaması Rusya-Türkiye ilişkilerindeki gerginliğin aşılma sürecinde olduğu ve Ermeni tarafının bunu bozmasını istememesi ile izah edebiliriz.

İran fırsat peşinde

İran da çatışma sırasında Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile önce ateşkes çağrısında bulunmuştur. Ardından İran Savunma Bakanı da hem Azerbaycan, hem de Ermenistanlı meslektaşlarını arayarak sorunun çözümünde yardım ve destek önemiştir. Tahran yönetiminin Karabağ sorunundaki müzakere surecine müdahil olma isteği 5 Nisan`da İran`da yapılan İran-Türkiye-Azerbaycan üçlü toplantısında dışişleri bakanı Zarif tarafından tekrar dile getirilmiştir.

Özetle, 4 günlük savaşı Ermenistan`ın kayıpları, Azerbaycan`ın kazanımları ile sonuçlanmıştır. Ancak bu savaş Karabağ sorununda uluslararası hukukun ana ilkelerinden olan toprak bütünlüğünü temel alan adil çözüm olmadan bölgeye barış ve refahın gelmeyeceğini de bir daha açıkça göstermiştir.

© Deutsche Welle Türkçe

Dr. Nazim Caferov

Caferov, Azerbaycan Devlet İktisat Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi`nde öğretim üyesi ve Bakü`deki Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi`nin (QAFSAM) Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.