1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

30 Ekim 2012

Ukrayna, Yunanistan ve Almanya'daki gelişmeler, bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumların konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16ZHH
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, uluslararası gözlemcilerin Ukrayna’daki seçim sonuçlarını değerlendirirken, ülkenin batıya giden yollarının şimdilik kapandığı şeklindeki saptamalarına katıldığını belirterek yorumuna şöyle devam ediyor:

“Eğer Kiev’de yakın bir zamanda temelden bazı değişiklikler olmazsa, o takdirde AB ile Ukrayna arasında üzerinde uzlaşmaya varılan Ortaklık Sözleşmesi bir işe yaramayacağı için arşive kaldırılacaktır. AB eğer bir değerler topluluğu olarak inandırıcılığını yitirmek istemiyorsa, bundan başka bir tavır takınamaz. Böyle bir sonuç her iki taraf için de aynı gerekçelerle kötü olurdu: Devlet Başkanı Yanukoviç’in, iktidarda kalma ihtirasıyla ülkesini Rusya’nın kucağına atma tehlikesi doğardı. O zaman da Ukrayna’daki demokratik ilerleme sadece Kiev’deki iktidar dengelerine değil, Moskova’daki dengelere de bağlı kalmış olurdu.”

Wiesbadener Kurier adlı gazete de aynı konudaki yorumunda, Yanukoviç’in karşısında şimdi Vitali Kliçko gibi ciddiye alınacak bir siyasi hasım bulunduğuna dikkat çekerek yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Ukrayna seçiminin ikinci galibi olan Dünya Ağır Sıklet Boks Şampiyonu Kliçko zafer kazanmaya alışkın bir kişi ve partisini sıfırdan hatırı sayılır bir seviyeye yükseltme başarısını da gösterdi. Her şeyden önce de yeni politikacı kuşağından olan Kliçko, -eski oligarşi çevrelerinden Timoşenko’nun tersine- devleti ganimet olarak gören ve onu aralarında paylaşma gayreti içinde olan elitlerden farklılık gösteriyor. Yani sadece yaş itibarıyla gelecek kuşağı temsil etmiyor. Ne var ki Ukraynalıların bir süre daha beklemeleri gerekiyor.”

Münchener Merkur gazetesinin yorumu farklı bir konuya, Yunanistan’a yapılacak yeni malî yardımlara odaklı:

“Troyka’nın şakırdayan kamçıları altında bile Yunanistan işlevsel bir devlete dönüşemedi. Gerçi ülkenin vatandaşlarının ulusal gururu büyük; ama zenginlerin ülkeden kaçmasına ve sendikaların ülkeyi felç eden grevlerine bakılacak olursa, çok fazla ulusal sorumluluk taşıdıkları söylenemez. Peki ama devlet olmayan bir devleti nasıl kurtaracaksınız? O ülke ki, elitleri kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarının önüne koyabilmektedir.”

Frankfurter Rundschau gazetesi, Almanya'da 9 göçmen kökenli ve bir Alman polis memuresini öldüren Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) adlı aşırı sağcı örgütün kanlı cinayetlerinin ortaya çıkartılmasının üzerinden tam bir yıl geçtiğini anımsatarak, yorumunda şöyle bir ara bilanço çıkartıyor:

“NSU’nun soruşturulması aşamasında devlet birimlerinin bir dizi hata yaptığından bahsetmek çok zor bir şey değil. Asıl zor olan şey, toplumdan bu konuda önemli tepkilerin gelmemiş olmasını ve insanların kendinden şüphe duymamış olduğunu itiraf etmektir. Bunların piknik yapılan yerlerdeki sevecen komşular oldukları ve kana susamış bu katil çetesinin eyaletten eyalete koşarak cana kıyan, sonra yeniden evlerine dönerek kedilerine mama veren insanlar oldukları konusunda hayrete düşülüyor ama, bunu nasıl yapmış olduklarını kimse anlayamıyor. Bize anlatılmış olan, üçlü çetenin terör yıllarının emsalsiz bir radikalleşme sonucu ortaya çıktığı hikayesini kabullenmekten başka çaremiz yok. Tekerrür etmemesi gereken münferit bir hadise… .”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay