1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

29.09.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Semra Maden - Balamir29 Eylül 2004
https://p.dw.com/p/AbtD

Bugünkü Avrupa ve Alman basınında, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği, Almanya’nın Irak’a silah sevkiyatı ve Alman Hristiyan Demokratlar’ının parti içi tartışmalarına ilişkin çok sayıda yorum ve haber yer alıyor.

Almanya’nın en önemli gazetelerinden Süddeutsche Zeitung’da “Elysée’de tek başına” başlığını taşıyan haber, Fransa’da, Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili tartışmayı içeriyor. Yazıda, Türkiye’nin AB üyeliğini savunan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac‘ın, ne partisinden ne de halktan bu konuda destek gördüğü, ayrıca Chirac’ın bu yaklaşımının “kesinlikle popülist değil, aksine prensibe dayalı” olduğu kaydediliyor ve Chirac’ın doğruluğundan şüphe duymadığı fikri, çoğunluk tarafından benimsenmese de sonuna dek savunacağı belirtiliyor.

Almanya’nın bir diğer tanınmış gazetesi Frankfurter Allgemeine, konuyla ilgili haberi başsayfaya taşımış. Haberde, Fransa’nın Ekonomi ve Maliye Bakanı Nicholas Sarkozy’nin, Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin referandum önerisinin Cumhurbaşkanı Chirac dışında hükümet partisi yetkilerince ve diğer politikacılar tarafından büyük ilgi gördüğü belirtiliyor. Sarkozy, “Halkoylamasıyla Fransız halkının fikrini almadan, böylesi önemli bir konuda karar verilmemeli” görüşünü savunurken, Cumhurbaşkanı Chirac Avrupa Birliği Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Verheugen’in Türkiye raporu olumlu çıkması halinde Türkiye’nin AB üyeliğinin destekleneceğini belirtiyor. Chirac’ın, bu planını gerçekleştirmede zorlanacağı tahmin ediliyor. Zira aralarında muhalefet liderlerinden Alain Juppé, Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier, Fransa Başbakanı Jean-Pier Raffarin, eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing ve eski Fransız Başbakanı Laurent Fabius gibi birçok siyasetçi de halkoylamasından yana. Haberde, yeni üyelik konusunda Fransa’da halk oylaması yapılmasının alışılmış bir durum olduğu, İngiltere’nin üyeliği gündemdeyken aynı yöntemin uygulandığı ifadeleri yer alıyor.

Öte yandan, Fransız gazetesi Le Figaro'nun yaptırdığı bir anket sonucuna göre, katılımcıların % 56‘sı Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olduğu belirtiliyor. Alman Hristiyan Demokrat Birliği‘nin genel başkanı Angela Merkel’in, Chirac’la bugün yapacağı görüşmelerde gündemin ağırlığının Türkiye konusundan oluşacağı bildiriliyor. Fransa Dışişleri Bakanı Barnier, Le Monde’le yaptığı bir söyleşide, Türkiye’nin AB‘ye üyeliğinin dezavantajdan çok avantaj sağlayacağını vurguluyor. Türkiye‘nin üyeliğinin kabul edilmemesi halinde, bunun “jeopolitik riskler” doğuracağını söyleyen Barnier, din sorusunun ise bu kapsamda rol oynamadığını ifade ediyor. Ancak Barnier, diğer Fransız politikacılar gibi bir halkoylamasından yana olduğunu ifade ediyor.

Avrupa Birliği Komisyonu'nun tarımdan sorumlu üyesi Franz Fischler de Türkiye’nin AB üyeliği konusunda yeni bir tasarı geliştirilmesini istiyor. Berliner Zeitung’a konuşan Fischler, “Türkiye, Malta veya Macaristan‘la aynı muameleyi görmemeli” görüşünü dile getirdi. “Yeni kisvesiyle Atatürkçü düşünce tarzı” başlıklı bir diğer analiz, Rainer Hermann imzasıyla yine Frankfurter Allgemeine Zeitung’dan geliyor. Hermann yazısında, Türk Kara Kuvvetleri bünyesinde, Kemalizm tartışmalarının gündeme geldiğini, Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ilk kez “Kemalizm”den değil de, "Atatürkçü düşünce tarzı”ndan bahsettiğini belirtiyor. Yazıda, Orgeneral Büyükanıt’ın, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği sürecinde “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ifadesinin de yeniden tanımlanması gerektiğini yönündeki görüşleri de dile getiriliyor.

Avrupa basınında Ortadoğu'yla ilgili gelişmeler de yer tutuyor. Die Welt, “Almanya’nın Irak’a silah gönderme planını” şu satırlarla yorumluyor: “...Hükümet ikili oynuyor. Gönderilmesi planlanan tanklar, eylemci Filistinlilere karşı kullanılır düşüncesiyle daha önce İsrail’e gönderilmemişti. Şimdi ise Irak’a doğru yol alacaklar. Anlaşılan artık ‚Kriz bölgesi‘ gerekçesi kriter olarak ciddiye alınmıyor...”

Düsseldorf’ta yayımlanan Handelslatt adlı gazetede, Alman Hristiyan Demokratların parti içi mücadelesiyle ilgili çıkan yorum şöyle: “...Alman Hristiyan Demokratlar'ın akıbeti, bu aralar alacakları kararlarla belli olacak. Zira parti, kendisine nasıl bir yön belirleyeceğinin gerilimi içinde şu sıralar. Ön planda sadece reform ayrıntıları sözkonusu olsa da önemini vurgulamak için sözler yetersiz kalır. Genel seçimlerde, Hristiyan Demokratlar, Sosyal Demokrat ve yeşillerden oluşan hükümete karşı güçlü bir muhalefet oluşturabilecek mi, işte atılan adımlar bu doğrultuda olacak...."