1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

28.09.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Seda Sezer28 Eylül 2005
https://p.dw.com/p/Abp3

Alman ve diğer Avrupa ülkelerinin gazetelerinde bugün, Kıbrıs sorunu, Yeşiller Partisi’nin yeni liderleri, Almanya’da Büyük Koalisyon senaryoları ve Orta Doğu ile ilgili yorumlar dikkat çekiyor.

Paris’te yayımlanan Le Monde gazetesi, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanıması talebini değerlendirerek şu görüşleri dile getiriyor:

“Türkiye ile müzakerelere başlanacağı aylardır biliniyordu, ancak Paris hükümeti, bu yaz bir anormallik keşfetmiş gibi Ankara’nın Birlik üyesi olan Kıbrıs’ı tanımadığının farkına vardı. Böyle bir durum, Birlik tarihinde daha önce hiç yaşanmadı. Şimdi, Kıbrıs sorununun çözümüne, halledilmeyen bir sorun olarak bakılıyor. Yılbaşında yapılan bir araştırma, iki tarafın da karşıt nedenler ve farklı yollardan birleşmeyi isteğini ortaya çıkardı. Kıbrıs sorunu, çözülürse siyasi iyi niyet ortaya çıkmış olacak. Bu sorun var olduğu sürece, zaten yeterince karışık olan Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde kalıcı bir sıkıncı yaratmaya devam edecek.”

Viyana’da yayımlanan Kurier gazetesinde ise Berlin’deki koalisyon arayışlarıyla ilgili bir yorum dikkat çekiyor. Gazete, Almanlar’ın bilinçli olarak Büyük Koalisyon’u seçtiğini savunuyor:

“Seçim sonuçları, Alman seçmenin beklenenden de akıllı çıktığını gösteriyor. Almanlar neden Büyük Koalisyon istemesin ki? Ekonomi Bakanı Wolfgang Clement, zaten haftalar önce yakın çevresine bunun en mantıklı çözüm olduğunu söylemişti. Clement aksi halde, Almanya’nın sorunlarının uzun süre çözüm bekleyeceğini ima etmişti. Çözüm bekleyen sorunlar, sadece ‘Angela Merkel yaralandı’ veya ‘burnu sürttü’ diye ya da sadece ‘Gerhard Schröder maço nöbetlerini kontrol edemiyor’ durumuyla bekleyemez. Bu kriz, ideolojileri değil, iktidar sahiplerinin pragmatik olmasını gerektirir.”

Düsseldorf’ta yayımlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt ise yorumunda Hıristiyan Birlik partilerine yükleniyor:

“Gerçekte Hıristiyan Birlik partileri, ekonomi alanında ehil olduklarını gösteremiyor. Merkel, Birlik partilerinin programının ve kendisinin Almanya’ya ekonomik bir değişim getireceğini, Almanlar’a inandırıcı bir şekilde aktaramıyor. Çok az kişi, bu kısa seçim döneminde nasıl istihdam yaratacakları hakkında konuştu. Özellikle de Hıristiyan Sosyal Birlik liderleri hep yanlış telden çaldı. Liderler, seçim kampanyasında sosyal demagoglara malzeme vermekle meşguldüler.”

Kölnische Rundschau yorumunda ise Yeşiller’in lider değişimiyle rahatladığını aklatıyor:

“Gerçek şu ki; Yeşiller partisi iktidardan ayrıldığı için çok memnun. Parti, kendini Fischer ve Sosyal Demorkatlar’dan kurtulmuş hissediyor. Artık hiçbir hükümete bağlı değiller. Yeni perspektiftlere, yeni konulara, yeni ortaklara ve yeni ortaklıklara ihtiyaçları var. Sonuçta, bu çok heyecan verici. Ancak aksaklılar da olabilir. Christa Sager, ‘Yeşiller’in kimseyle evlenmemesi gerekir’ dedi. Çok doğru. Ama gelin eninde sonunda başgöz edilecektir. Ancak gelin, adayların arasında seçim yaparken çok da seçici olmamalıdır.”

Heidelberg’te yayımlanan Rhein-Neckar Zeitung, Yeşiller Partisi’nin Joschka Fischer’in gölgesinden kurtulduğunu yorum sütunlarına taşıyor:

“Parti grubu başkanlığına seçilen yeni Yeşiller Renate Künast ve Kuhn konusunda bir sorun yok. Ancak partinin yönetimine gelen “rüya takımı” yeni bir durumla karşı karşıya. Bazılarına göre, görevleri Joschka Fischer’in gölgesinde kalan partiyi bu durumdan kurtarmak. Diğerlerine göre, ise Sosyal Demokratlar’la koalisyonun sona ermesinin ardından partinin orta vadede Hıristiyan Birlik ile koalisyona açılmasını sağlamak. Parti bunu, iki liderin ortasında ve soldan gelen güçlü rekabete rağmen başarmak zorunda.”

Frankfurter Rundschau’da yorum sütunlarında aynı konuyu işliyor ve şöyle diyor:

“Yeni liderler, partinin anlamını kaybetmesine karşı mücadele edecek. Yeşiller’in iki taraftan da güçlü bir rekabete karşı muhalefet sıralarındaki yerini bulması gerekecek. Fischer’in yerine seçilenler şimdi, kendilerine ve Yeşiller’e eski ataklığını ve itibarını kazandırabileceklerini kanıtlamak zorunda. Bu nedenle eski koalisyon ortaklarının da muhalifi olacaklar. Yeşiller, Fischer de dahil, herşeyden bağımsız olarak yollarına devam etmek zorundalar.”

Westdeutsche Zeitung ise yorum sütunlarında Yeşiller ve Sosyal Demokratlar koalisyonunun öldüğünü savunuyor:

“Yeşiller ve Sosyal Demokrat koalisyonu öldü. Ancak Yeşiller, dünkü lider seçimlerinde hala canlı olduklarını gösterdiler. Muhalefette kalarak Almanya’ya tekrar şekil veren bir güç olmayı seçmeleri, persfektiflerinin mükemmelliğini gösteriyor. Bunun garantisi de Renate Künast. Künast’ın en büyük görevi Yeşiller’in ekolojik profilinin yanında, sivil profilini de güçlendirerek, ilk Hıristiyan Birlik - Yeşiller ortaklığına ülkeyi hazırlamak.”

Viyana’da yayımlanan sol liberal Der Standard gazetesi ise Orta Doğu’da tırmanan şiddeti değerlendiriyor:

“Artık aylarca ve yıllarca Gazze’de olanlar izlenecek. Filistin lideri Mahmud Abbas, Hamas’a düzenlenen füze saldırısını daha önce olmadığı kadar sert bir şekilde eleştirdi, ancak kaosu sona erdirmek için yaptığı çağrılar etkisiz kalıyor. İsrail, Gazze Şeridi’nden çekildiğinden beri durum hiç bu kadar kötü olmamıştı. Hamas örgütü dağıtıldığında durum daha iyi olabilir. Bunun da iki yolu var, ya Yol Haritası’nın önerdiği gibi şiddet kullanarak silahsızlandırılacaklar ya da Abbas’ın önerdiği gibi sivil siyasi hayata dahil edilecekler. Ancak ikisi de ütopya.”