27.12.2011 - Alman basınından özetler

Berliner Zeitung, Boko Haram’ın, uzun yıllar mümkün olan dinlerin birlikteliğini hedef aldığını belirtiyor:

“Ilımlı imamlar olanları dehşetle izliyor. Toplumsal ve siyasî gerilimler şiddete zemin hazırlıyor. Nüfusun hızla arttığı bir dönemde toprak kavgaları, Hrıstiyan ve Müslüman işadamları arasındaki rekabet, giderek daha zalim bir şekilde hareket eden zayıf bir devlet. Bu ortamda sadece kiliseler değil, tüm yıl boyunca meyhaneler, karakollar, üniversiteler, Hrıstiyanlara ait dükkanlar da yanıyor. Boko Haram örgütü toplumu bölmeyi hedefliyor. ‘Terör haramdır, tabudur, Allah terör istemez. Barış helaldir, iyidir.’Hâlâ birlikte bunu söyleyen, buna inanan Hrıstiyanlar ve Müslümanlar var. Ama bu insanların hayatı tehlikede.”

Schwäbische Zeitung ise Müslüman ülkelerde Hrıstiyanlara yönelik baskının arttığı görüşünde:

“Çin, Kuzey Kore ya da Küba gibi geriye kalan son komünist ülkelerde Hrıstiyanlar eskiden beri zorluklar yaşarken, artık nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkelerde de korkunç bir tablo oluşmaya başladı. Ayrımcılık, takibat, cinayet ve sürgün, Hrıstiyan cemaatlerin günlük yaşamının parçası haline geldi. Irak, İran, Pakistan, Suudi Arabistan, Mısır, Afganistan… Bu ülkelerde az ya da çok Hrıstiyanların sistematik olarak takibata uğraması normal hale geldi. Bu arada Türkiye de gerçek bir din özgürlüğünün çok uzağında. Medenî dünyanın devletleri, temel çıkarlarını tehlikede gördüklerinde hemen yaptırımlara başvuruyor. Hrıstiyanlara yönelik giderek artan zulme karşı dayanışma ise bu ana çıkarlar arasında değil gibi görünüyor. Bu durum karşısında Hrıstiyanlara uygulanan zulüm sadece zulmü yapanların değil, aynı zamanda karşısında suskun kalanların utancıdır.”

Rhein-Neckar Zeitung'un yorumu ise şöyle:

“Hindistan, Pakistan, Mısır, Nijerya… Bunlar, Hrıstiyanların canına kastedilen ülkeler. ‘Avrupalı’ Türkiye’de bile Hrıstiyanlar şiddet ve aşırılıklara maruz kalıyor. Nijerya’da Noel gününde bir Hrıstiyan cemaati hedef alan bombalı saldırı, bu açıdan bakıldığında sadece bütünün bir parçası. Parçaları birleştirip bakıldığında ise, 21’inci yüzyılın başında yaşanması imkansızmış gibi görünen; şiddet ve hoşgörüsüzlük, iç savaş ve pogromdan oluşan bir tablo ortaya çıkıyor.”

Tagesspiegel gazetesi ise Nijerya örneğinde Irak'taki durumu değerlendiriyor:

“Aslında Nijerya’daki kiliseler, ülkede ilahiyatla ilgili bir kavga olduğu için yakılmıyor. İşin arkasında Müslüman kuzey ve Hrıstiyan güney arasındaki iktidar kavgası var. Irak’ta da Sünniler ve Şiiler arasındaki sorun, Kuran’ın yorumundaki farklar değil. Olay egemenlik iddiası, olay Şii çoğunluğun, Sünni azınlık tarafından on yıllardır baskı altında tutulmasının intikamını alma arzusu. Şu an Irak’ta etkili güçler Amerikan işgalinin çok öncesinde de vardı. Iraklı siyasîler yıkıcı güçleri kendileri törpülemek zorunda. Ülkede kırılgan da olsa istikrarı gözeten Amerikan askerlerinin ülkeden çekilmesini kendileri istedi. Irak’ın kaderi şimdi Şii ve Sünnilerin uzlaşma konusunda göstereceği iradeye bağlı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ercan Coşkun