1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

26.10.2010 - Avrupa basınından özetler

26 Ekim 2010

Bugünkü Avrupa basınında Sırbistan'ın AB ile yakınlaşması, Fransa'da protestoların ardından yaşanan durum ve ABD'de yapılacak Kongre seçimleriyle ilgili yorumlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/PoD8

İtalya'nın muhafazakâr Corriere della Sera gazetesi Sırbistan'ın AB üyeliğine alınması konusunu yorum sütunlarına taşıyor:

"Sırbistan'ın AB üyeliğine soğuk bakılan yılların ardından AB için bu konu artık politik ve diplomatik bir tabu olmaktan çıktı: Lüksemburg'da bir araya gelen AB üyesi ülkelerin 27 dışişleri bakanı ve temsilcisi Sırbistan'ın üyelik müzakerelerinin yolunu yeniden açtı. Görüşmeler, daha önce savaş suçlusu olarak aranan, Sırbistan'ın önde gelen eski askeri liderleri Ratko Mladiç ve Goran Haciç’in yakalanıp, teslim edilmesi istemi nedeniyle durdurulmuştu. Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç'in Mladiç için kullandığı 'çok fazla tecrübeye sahip bir asker' nitelemesiyle kastedilen, Mladiç'in yakalanmasının çok zor olduğu. Ancak Belgrad şimdi Brüksel ile beraber ortak bir kararda uzlaştı: Eğer Sırbistan AB'ye girmek istiyorsa, Mladiç kesinlikle hapse girmeli.''

Doğu Fransa'dan bölgesel L'Est Républicain gazetesi ise Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkoz'nin emeklilik reformuna karşı yapılan protestoların ardından, halkın gönlünü kazanmanın yollarını aradığı görüşünü savunuyor:

''Nicolas Sarkozy, yeniden gönülleri kazanmanın hazırlığını yapıyor. Ülkede Sarkozy karşıtları hiç bu kadar güçlü olmamıştı. Fransa Cumhurbaşkanı, protestolarda sert tutumunu koruyarak her zamanki seçmenini elinde tutmayı başardı. Ancak şimdi orta sınıfın ve halkın da gönlünü fethetmesi gerekiyor. Sarkozy'nin bunun için elinde bazı kozları var. İlk iş kabine değişikliği; yeni başbakan, 5 yıllık hükümetin ikinci döneminde gidilecek değişiklikleri temsil etmeli. Sonraki iş ise G-20 zirveleri. G20 kapsamında yapılacak bir dizi buluşma, adayların 2012 için kendilerini göstermelerine katkı sağlayacak. Döviz kuru tartışması ya da BM reformları nedeniyle bir başarı sağlanması zor görünüyor. Sonrasında da ülkedeki reformlar var. Her durumda Fransızlar artık kesinlikle huzurlu ve sakin bir hükümet dönemi arzuluyor. Eğer bu gerçekleşmezse, o zaman iş çığrından çıkabilir.''

Fransız gazetesi Ouest France'ın yorum sütunlarında ise 2 Kasım'da ABD'de yapılacak Kongre seçimleri var:

"Demokratlar 2 Kasım'da ABD'de yapılacak seçimlerde döküleceklerini biliyor. Cumhuriyetçilerin yandaşlarının coşkusu ki buna sağcı Tea Party hareketi de dahil, giderek katlanıyor. Buna karşılık Obama'nın elde ettiği sonuçlar karşısında Demokratlar'ın ve bağımsızların hayal kırıklığına uğradığı görülüyor. Obama'nın şiirsel seçim kampanyası, kurduğu hükümetle sıkıcı bir düz yazıya dönüştü. Obama'nın küresel mali krizden kurtulma çabası sırasında Clinton'un ekibinin eski üyelerinden kaçınmasıysa, partisinin sol kanadının eleştirilerine yol açtı."

Fransız Le Figaro da ABD Başkanı Barack Obama'nın Amerikan politikasına değiniyor:

"Bir yenilik sembolü olan bu adam nasıl oldu da, sekiz yıl boyunca Bush yönetiminden yorgun düşen Amerika'dan bu kadar tepki alır oldu? Barack Obama'nın büyük bir başkan olabileceğini kanıtlaması gerekiyor. Hırslı senatörün gösterdiği empati, yakınlık ve anlayış adeta yok oldu. Çok yakın bazı çalışanları onu terk etti. Umduğunu bulamayan, sabırsız birçok seçmen de önümüzdeki hafta aynı şeyi yapabilir. Elbette ki hepsi popüler Tea Party hareketine katılmayacak. Ancak bu hareketin etkisi onaylanırsa bu durum, Obama'yı ülkesi ve vatandaşlarına yeniden yakınlaşmaya zorlayacaktır."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyenler: Başak Demir & Banu Ertek


Editör: Murat Çelikkafa