26.04.2006 - Alman basınından özetler...

Alman basınında bugün Mısır’daki saldırılara ilişkin değerlendirmeler dikkat çekiyor. Ayrıca Çernobil faciasının bugünkü 20. yıldönümünde felaketin neden olduğu zararlara dikkat çekiliyor.

Frankfurter Rundschau Gazetesi, Mısır’daki saldırıların ardında hangi hedeflerin yattığını ve Mısır sınırları dışında da korku mu yaratılmak istendiğini soruyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Sina yarımadasının çöl alanları, uluslararası teröristlere ideal saklanma olanağı sağlıyor; ayrıca Mısır, Gazze, İsrail ve Suudi Arabistan toprakları arasında ilginç bir faaliyet alanı yaratıyor. Belki bu saldırılar, Bin Ladin’in Batılı turistlerin tümünü ‘meşru hedef’ olarak gördüğünü söylediği ses bandının yayınlanmasının hemen ardından düzenlenmiş olması bir rastlantıdır. Ancak bombaları patlatan teröristler hangi amaçlarla hareket ederlerse etsinler, sonuçta El Kaide’nin dümen suyunda hareket ettikleri açıktır.”

Kölnische Rundschau Gazetesi de aynı konudaki yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Eli kanlı teröristler hangi gruba bağlı olursa olsunlar, izledikleri tek bir hedef olduğu açık: Hem yoksul, hem de turistlerin beğenesini çeken bu yörenin gelir kaynaklarını kurutmak. Bir zamanlar kültürel bölgeler, teröristlerin hedef tahtası olurken, şimdi turizm beldelerine, yani ‘yumuşak hedeflere” musallat oldular. Mısır makamları tersini iddia etse de, bu bölgelerde güvenliği sağlamak güç iş. Bu yüzden, vicdansız terör liderlerinin bu bölgeleri ziyaret eden çok sayıdaki masum insanı kurban seçmeye devam edeceklerinden endişe edilmelidir. Öte yandan, bu ölçüde insana değer vermeyenlerin hala yandaş bulabilmesini anlamak mümkün değildir.”

Alman basınında, Çernobil faciasının 20. yıldönümüne ilişkin değerlendirmeler de dikkat çekiyor. General Anzeiger Gazetesi, istense de istenmese de nükleer enerjiden faydanılmaya devam edildiğini belirtiyor, ancak bunun sorumlu bir biçimde yapılması gerektiğini vurguluyor. Yorumun sonunda şu görüşleri okuyoruz:

“Ne var ki her şeyden önce nükleer enerji santralleri kullanmak istenyen ülkelere, bu santrallerin şimdiye kadarkinden daha güvenli olmalarını sağlamak için yardım etmemiz gereklidir. Bu kendi güvenliğimiz açısından da önemli. Zira Çernobil, radyasyonlu ışınlarını sadece doğu yarım kürede ortalığa saçmakla kalmadı.”

Basın turumuzu son olarak Berliner Zeitung Gazetesi’nin Çernobil faciasına ilişkin farklı yorumuyla tamamlıyoruz:

“İnsanoğlu unutkan. Çernobil olayının üzerinden daha 20 yıl geçmişken, atom enerjisinin kullanımı konusu yeniden gündeme gelebiliyor. Ama milyonlarca insanın yaşadığı kentlerde uykuya dalmış gibi görünen atom bombaları asıl endişe yaratan konu. 11 Eylül saldırıları bunun tanığı. Çünkü gözü kara teröriztlerin bir nükleer tesisi işgal edip, burada büyük bir faciaya meydan vermeyeceklerini acaba kim garanti edebilir ki?”