1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

23 Ekim 2013

Bugünkü Alman basınında NATO savunma bakanları buluşması, Alman hükümetinin ekonomik tahmin raporu, Avrupalı bankaların denetlenmesi ve Almanya'daki koalisyon görüşmeleri öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/1A5Eq
Ein Käufer entnimmt einem Zeitungsständer mit den Tageszeitungen "Die Welt" und "Frankfurter Allgemeine Zeitung" am Freitag (06.08.2004) das Nachrichtenmagazin " Der Spiegel". Wie schon die FAZ, kehren nun auch die Axel Springer AG und der Spiegel-Verlag in ihren Print- und Online-Publikationen zur alten Rechtschreibung zurück. Auch der S¸ddeutsche Verlag will sich anschlieflen. Die Deutsche Presse-Agentur dpa will ein Meinungsbild bei den Kunden einholen, auf dessen Grundlage eine Entscheidung in Zusammenarbeit mit den anderen deutsch-sprachigen Nachrichtenagenturen gefällt werden soll. Foto: Ulrich Perrey dpa/lno
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Frankfurter Rundschau gazetesi çarşamba günü sona eren Brüksel'deki NATO savunma bakanları buluşmasını konu alan yorumunda, komuta yapısındaki çok başlılığın ittifaka zarar verdiğini belirtiyor:

"Kuzey Atlantik İttifakı uzun zamandır bu konuyu tartışıyor. Hem de elverişsiz şartlar altında. Irak, Afganistan ve Libya’daki muharebeler kazanıldı ama bu üstünlük kalıcı istikrar getirmedi. Böylece NATO askerî alandaki başarısına karşılık insani müdahalede yenilgiye uğradı. Müttefiklerin savunma bütçelerini küçültmek zorunda oldukları bir dönemde yenilenme arayışı daha da zorlaşıyor. Almanya Savunma Bakanı muharip birliklerin birleştirilip münferit yetkilerin lider ülkelere bırakılmasını önermişti. Fransa bu öneriye sıcak bakmıyor. NATO’nun, siyasi çekirdeğini değerler ittifakının oluşturduğunu hatırlamasında yarar var. Irak, Afganistan ve Libya müdahaleleri savaşın sadece askerî güçle kazanılamayacağını gösterdi."

Almanya’nın Essen şehrinde yayımlanan Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung hükümetin sonbahar ekonomik tahmin raporunu konu aldığı yorumunda durumun, görevi sona eren ekonomi bakanının anlattığı kadar günlük güneşlik olmadığını vurguluyor:

"Hür Demokrat Parti genel başkanlığından ve hükümetten ayrılma zamanı yaklaşan Ekonomi Bakanı Philipp Rösler’e son kez ekonomik tahmin raporunu açıklamak nasip oldu. Ortaya koyduğu rakamlar görülmeye değer. Sağlam büyüme, artan istihdam ve düzelme yoluna girmiş bir Avrupa. Rösler eski hükümetin iyi bir miras bıraktığını söylüyor. Gerçekten öyle mi? Hem evet, hem hayır. Özel sektör durumdan memnun olmakta haklı. Hrıstiyan Birlik – Hür Demokrat koalisyonu son dört yılda özel sektör yanlısı ekonomi politikaları uyguladı. Çalışanların ihtiyaçlarına ise fazla önem verilmedi."

Avrupa’nın büyük bankalarını denetlemek üzere ihdas edilen Bankalar Birliği’nin amacına ulaşıp ulaşmayacağı, yorum sütunlarında sıkça ele alınan konular arasında. Münchner Merkur gazetesi bankaların denetlenip düzenlenmesinde izlenecek prosedürün muhtemel sakıncalarına dikkat çekiyor:

"Euro tahvili sanıldığının aksine, Bankalar Birliği’nin araladığı kapıdan geliyor olmasın? Berlin’den gelen, aşırı borç altındaki Avrupa bankalarının ortaklaşa tasfiye edilebileceğine dair sinyaller son derece endişe vericidir. Nihayetinde banka bilançoları, devlet borçlarını misliyle aşan riskler taşımaktadır. Almanya Başbakanı şimdiye kadar bankaların kurtarılmasının milli sorumluluk alanına girmesinden yana çıkmaktaydı. Sosyal Demokrat Parti ile başlattığı koalisyon görüşmelerinde ise, kriz ülkelerine Almanya’nın daha fazla yardım etmesini isteyen müstakbel ortağına kolaylık göstermeye meylediyor. Angela Merkel’in bu konuda taviz vermesi Avrupa Kefalet Birliği’nin doğmasına yol açabilir. Oysa Başbakan genel seçimi bunu önleme vaadiyle kazanmıştı."

Almanya’nın önde gelen iktisat gazetelerinden Handelsblatt, Berlin’deki koalisyon görüşmelerinin en önemli konuları arasında yer alan asgari ücret pazarlığına şu satırları ayırmış:

"Almanya’nın ekonomik düzeni, piyasanın verimliliğine güven duyma ve gelir dağılımındaki dengesizliklerin devlet tarafından düzeltilmesi prensibine dayanmaktaydı. Devlet bunu transfer ödemeleri, vergiler ve sosyal yardımlar kanalıyla yapmaktaydı. Ülkedeki denge böyle korunuyordu. Şimdi ise siyasetçiler bu iş bölümünü kabul etmiyor. Kendini beğenmişlikleri yüzünden fiyatların serbest bir şekilde oluşmasını hiçe sayıp işgücünün fiyatını kendileri belirlemek istiyorlar. Ekonomik denklemleri parti programlarına uydurmaya kalkışmaları Almanya’nın kadim dengelerini tehdit ediyor."

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay