1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

22 Ekim 2012

Lübnan İç Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral El Hasan’ın öldürülmesi sonrası patlak veren olaylar ve Almanya’daki seçim mücadelesi Alman basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/16UEW
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Suriye’nin geçmişten bu yana Lübnan topraklarında oynadığı role dikkat çeken Neue Osnabrücker Zeitung ülkedeki durumun gittikçe daha tehlikeli bir hal aldığı uyarısı yapıyor:

“Şam, yıllar boyunca Lübnan’da egemen bir güç olarak rol oynadı. Lübnanlıların büyük bir çoğunluğu her yerde casusları olan işgalcilerden nefret ediyordu ancak bu grubun içinde yer almayanlar da vardı. İlk kez 2005 yılında dönemin başbakanı ve Suriyelilerin bariz bir düşmanı olan Refik Hariri’nin öldürülmesinden sonra komşu askerlerinin ülkeden çıkartılması mümkün olabildi. Bu çekilmeyle birlikte savaş yorgunu Lübnanlılar da birkaç yıl olsun bir parça huzura kavuştu. Ancak eski çatışmalar şimdi yeniden alevlenebilir. En kötü durumda ülke yeniden feryat figan edebilir: Milisler, dinî gruplar ve etnik azınlıklar sürekli aralarında çeşitli ittifaklar kurarak kan ve can pahasına savaşabilir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung da Ortadoğu’daki krizi yorum sütunlarına taşıyor. Gazetenin yorumunda bugün yaşanan olayların daha önceden planlandığı görüşüne yer veriliyor:

“Suriye'deki trajedi bir otomobile konan bombayla birlikte şimdi de Lübnan’a sıçrıyor. Geçtiğimiz aylarda Lübnan’ın kuzey kenti Trablus’ta tekrar tekrar nispeten küçük temsili savaşlar yaşanmıştı. Ne var ki şimdi köşeye sıkışmış olan Beşar Esad’ın müttefikleri başkent Beyrut’u gözlerine kestirdiler. Bu beklenmedik bir durum değil. Zira Esad’ın siyaseten güçlü kuzeni Rami Mahluf daha 2011 Mayısında, henüz Suriye rejimi kontrolü elinde tutarken, Suriye istikrarını kaybederse komşu ülkelerin de istikrarını kaybedeceği yönünde tehditlerde bulunmuştu. Senaryo daha o zaman yazılmıştı şimdi ise gerçeğe dökülüyor. Her an bozulmaya aday, kırılgan bir dengeye sahip ve Ortadoğu’daki krizlerin dolaysız yansıdığı bir ülke olan Lübnan’da bu tehdidi hayata geçirmek işin en kolay tarafı.”

Stuttgarter Zeitung Beyrut’ta patlayan bombadan Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kazançlı çıktığı yorumunu yapıyor:

“Şam’daki despot birçok bakımdan bu suikasttan fayda sağlıyor. Kendisine rahat vermeyen bir rakibi ortadan kalkmış oldu ve hâlâ gücü elinde bulundurduğunu göstermiş oldu. Uluslararası topluma verilen işaret de çok açık: Beşar Esad’ın düşürülmesi halinde bir barut fıçısından farksız olan Lübnan da havaya uçar. Bu, bölgeye yayılan kanlı çatışmaların başlangıcı olabilir.”

Ortadoğu’dan Almanya’ya geçiyoruz. Almanya’da gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesinde siyasi partiler arasındaki mücadele gittikçe kızışıyor. Münih kentinde yayımlanan Süddeutsche Zeitung, genel seçimlerle aynı tarihlere denk gelmesi beklenen Bavyera eyalet meclisi seçimlerinin önemini vurgulayan bir yoruma yer veriyor:

“Genel seçimler açısından bakıldığında Bavyera eyaletinde yapılacak seçimler her gün daha da önem kazanıyor. Sosyal Demokrat Parti’nin Bavyera ve Baden-Württemberg eyaletlerinde son aldığı korkunç düşük sonuçlara saplanıp kalması ümitsiz bir durum olur. Eğer Sosyal Demokratlar güney eyaletlerinde yukarıya doğru tırmanışa geçmezse başbakan adayları Peer Steinbrück ihtiraslarından vazgeçmek zorunda kalabilir. Bunun tersi de doğrudur: Hrıstiyan Birlik partileri Bavyera’da zafer kazanırsa Başbakan Angela Merkel endişelerinden kurtulmuş olur.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Şimşek

Editör: Ahmet Günaltay