1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.09.2006 - Alman basınından özetler...

Ajanslar22 Eylül 2006

Bugünkü Alman basınından derlememizde ilk olarak Türkiye’de yazar Elif Şafak’ın son romanı Baba ve Piç’te Türklüğü aşağıladığı suçlamasından dün beraat etmesine ilişkin olarak seçtiğimiz bir yorum var. Ayrıca basın özetlerimizde AB adalet ve içişleri bakanlarının kaçak göçle mücadelesine ve Almanya’nın dış politikalarına değinen birer yoruma yer veriyoruz…

https://p.dw.com/p/Abky

Frankfurter Allgemeine Zeitung, yazar Elif Şafak’in beraatine ilişkin yorumuna şöyle bir giriş yapmış: “Bu iyi bir haber! Ne var ki 301. maddeye dokunulmak istenmemesi, yazarların sevincini kursağında bırakıyor. Bu madde yazarların da, geri kalan halk kitlelerinin de tepesinde Demokles’in kılıcı gibi duruyor. Kimse, başka bir davada mahkemelerin şimdikinden farklı bir karar alıp almayacağından emin değil. Yazarları, gazetecileri, aydınları hep aynı avukatın Kadı önüne sürüklemesi de kimseyi avutmuyor! 301. madde, genç Türkiye Cumhuriyeti’ne İtalya’nın Mussolini döneminden kalma ucube bir miras ve bu maddenin bir an önce tarihe karışması gerekiyor.”

Berlin’de yayımlanan Neues Deutschland gazetesinin yorumu, AB adalet ve içişleri bakanlarının Finlandiya’daki buluşması ile ilgili. Yorumda, AB bakanlarını Tampere kentine davet eden AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın, burada yedi yıl önce doğan ortak AB politikalarının ruhunu yeniden canlandırmak istemesine gönderme yapılıyor. Şu satırları okuyoruz: “Toplantıya gelen üye ülke temsilcileri, kaçak göçle mücadele için daha fazla mali desteğe ihtiyaç olduğunu vurgulayan görece daha yoksul AB ülkeleri ile bir tüccar havasında tenzilat yapmaya çalışıyorlardı. Hıristiyan Birlik partileri, göçmenlerin geldikleri ülkelere yardımları da içeren akılcı ve insani bir göç politikasından çok uzaklar. Ama genelde de AB, göçün ortaya çıkış nedenleri ile mücadele etmesi gereken ortak bir göç politikasından yoksun. Avrupa kalesi, sadece panjurlarını indirmek ve kendini koruma reflekslerine sarılmakla yetiniyor. İspanya’nın, -insan hakları standartlarını neredeyse gözardı ederek- kaçak göçmenleri Senegal’e zorla geri göndermesi bunun son örneği… Bu yolla AB, mültecilerin korunması ilkesini de terketmiş oluyor.”

Basın derlememizde Düsseldorf’ta yayımlanan Handelsblatt gazetesinden seçtiğimiz son yorum ise Almanya’nın dış politikası ile ilgili. Gazete yorumunda, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e, kendi politikalarına ihanet ettiği suçlaması yöneltilebileceğini ama dış politikada dost ya da düşmanların değil, çıkarların rol oynadığının iyi bilinmesi gerektiğine işaret ediyor: “Bir ülkeye karşı ne kadar sert politikalar uygulanacağını büyük güçler dengesi belirliyor. Şu anda İran anlaşmazlığı gündemde. Ve İran yönetimi ile diyalogta batının Rusya’nın yardımına ihtiyacı var. Hem durumu riske atmamak, hem de Rusya’nın bazı şüphelerini geri çevirmek konusunda Angela Merkel henüz iyi bir yöntem bulabilmiş değil… .Dış politikada öncelikler elbette önemli, ama bu öncelikler, politikacıları kendilerine otosansür uygulamaya sevketmemeli!”