1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.07.2011 - Alman basınından özetler

21 Temmuz 2011

Başbakan Erdoğan’ın Kıbrıs konusundaki açıklamaları, Euro bölgesindeki borç kriziyle ilgili bugün başlayan olağanüstü liderler zirvesi ve Afrika'daki açlık felaketi, bugünün Alman basınında yer alan konular arasında.

https://p.dw.com/p/120ed

Başbakan Erdoğan'ın Kıbrıs konusundaki açıklamaları, Euro bölgesindeki borç kriziyle ilgili bugün başlayan olağanüstü liderler zirvesi ve Afrika Boynuzu'ndaki açlık felaketi, bugünün Alman basınında yer alan konular arasında.

Frankfurter Rundschau gazetesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs konusunda yaptığı çıkışı değerlendiriyor:

“Türkiye Başbakanı'nın uluslararası arenada kendini kaybedip öfkeyle anlamsız şeyler söylediği anlar sıklaşıyor. İkili ilişkilerde kriz yaratabilecek şeyler söylüyor, ülkesindeki öfkeli milliyetçilerdense alkış alıyor. Muhtemelen son sözleri de bu kategoriye dahil edilebilir. Erdoğan, önümüzdeki yılın, Kıbrıs'ın dönem başkanlığını devralacağı ikinci yarısında altı aylığına AB ile ilişkileri dondurmak istiyor. Haziran ayındaki seçimlerin coşkusu başına vurmuş olsa gerek. Türkiye AB'ye üye adayı. Bu da, oyunun kurallarını kendisinin belirleyemeyeceği anlamına geliyor. Erdoğan'ın, güçlenen iktidarını tıkanan üyelik müzakerelerini yeniden canlandırmak için kullanması daha yapıcı olur.”

Hamburg merkezli Financial Times Deutschland gazetesi ise, Euro Bölgesi'ni oluşturan 17 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarının bugünkü olağanüstü zirvesini konu alıyor. Gazete, borç krizinde Almanya'nın tutumunu eleştiriyor:

“Avrupa'nın borç sorununu bir çırpıda çözecek gizli bir plan, bir sihir kimse beklemiyor. Ama herkesin bekleyebileceği şey, kararlı bir yönetim. Angela Merkel ise atacağı her adımı önce iç politika açısından ölçüp biçtiği için bu beklentiye yanıt veremiyor. Önce eyalet seçimleri vardı, ki partisi kaybetti, şimdi ise… Evet şimdi ne var ki? Ortak para birimi Euro'nun hayatından önemli ne olabilir? Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, olağanüstü zirvede bir hezimet yaşanmasını önlemek için dün Berlin'e gelmek zorunda kaldı. Ölümcül bir işaret! Sorun, Alman-Fransız motorunun beygir gücündeki eksiklik değil artık. Sorun, Alman pistonunda.”

Münchner Merkur gazetesi ise aynı konudaki yorumunda, Merkel'in politikasını savunuyor:

“Merkel, Paris, Madrid ve Atina'da, Avrupa düşüncesine bağlılık açısından pek iyi bir üne sahip değil. İtalya Maliye Bakanı, Merkel'in nihayet öncü rol üstlenmesi gerektiğini söylüyor. Yani ödeme konusunda! Eskisi gibi. Maalesef borç felaketi Avrupa gerçeğini değiştirdi. Pek çok lider iliklerine kadar korku içinde. Egemen devletler ve seçilmiş politikacıların nasıl kredi derecelendirme kuruluşları ve borsaların kuklası haline geldiğini görmek ve bir gün kendisinin de aynı duruma düşebileceğini hissetmek, Merkel'in de zihnini kurcalıyor. Avrupa'nın borçlarını euro tahvilleriyle Almanya'nın borcuna dönüştürmek, Avrupa'nın bu en dinamik ülkesini de hızla harap edecektir. Bugün iyi bir Avrupalı olmak isteyen, zamanında Helmut Kohl'ün yaptığı gibi hemen çek defterine sarılmak yerine yeni, dayanışma üzerine kurulu bir Avrupa için mücadele eder.”

Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Evet. Avrupa bir transfer birliği. Lizbon Antlaşması, bir ülkenin borçlarının diğer devletler tarafından üstlenilmesini yasaklasa da, Yunanistan'ın borçlarının bir kısmının silinmesi ya da euro tahvilleriyle üstlenilmesinden başka çıkış yolu olmayacak. Bu yönde açık bir sinyal spekülasyonları da frenleyecektir. Sonuçta spekülasyonlar kötülük olsun diye yapılmıyor. Piyasaların, AB'nin dayanışması ve sağlamlığı konusundaki kuşkularını yansıtıyor. Başbakan Merkel'in zirveden çok büyük kararlar beklemediğini söylemesi bile İspanyol ve Portekiz devlet tahvillerinin değerini artırmıştır. Ah, keşke tersini söyleseydi…”

Afrika Boynuzu'nda kıtlık nedeniyle baş gösteren ve on binlerce kişinin ölümüne neden olan açlık sorununda alarm zilleri çalıyor. BM, Somali'deki iki bölgede dün resmen acil durum ilan etti. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu şöyle:

“Somali artık El Kaide'nin yeni muharebe alanı. Zor durumdaki insanların büyük bölümünün radikal İslamcı El Şebab milislerinin hakimiyet bölgesinde yaşıyor olması tesadüf değil. Mülteciler ve onlara yardım için gelen kuruluşlar, üçüncü taraf için her zaman parlak bir gelir kaynağıdır. Siyasî akıl, El Kaide'nin Afrika şubesinin beslenmesini engellemeyi gerektirir. Ancak Hrıstiyanlık değerleri bunun tersini gerektiriyor. Çözülemeyecek bir ikilem. Somali'deki radikallere para akıtma fikri kimsenin hoşuna gitmiyor. Ama muhtemelen sonuçta bu yapılacak.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Gezal Acer