1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.03.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap20 Mart 2006
https://p.dw.com/p/Abn5

Savaşın üçüncü yıldönümünde, dünyanın gözü kulağı Irak’ta. Fransa’daki öğrenci eylemleri de gündemi meşgul etmeyi sürdürüyor. Alman basını da bu iki konuya geniş yer veriyor.

Frankfurter Allgemeine gazetesi “Karanlık Bilanço” başlıklı yorumunda, Irak’taki durumu analiz ediyor:

“Sadece Irak’ta değil, bütün Ortadoğu’da durum karma karışık. Saddam Hüseyin’in devrilmesiyle birlikte ortaya çıkan kargaşa en çok İran’ın işine yaradı. Eski düşmanı Saddam’dan kurtulduktan sonra İran, bölgede liderlik rolüne soyundu. Tahran yönetiminin nükleer programında bu kadar inat edebilmesinin başlıca nedeni de kendine biçtiği bu yeni görev. ABD de Irak’la fazlasıyla meşgul olduğu için tehlike arz etmiyor. Savaşın üçüncü yıldönümünde gelinen nokta şu: Batı ile İslam dünyası arasındaki uçurum hiç olmadığı kadar büyük!”

Bir başka Alman gazetesi, Süddeutsche Zeitung’da ise aynı konuya ilişkin olarak şu satırlar dikkat çekiyor:

“Washington, Saddam’ı kendi çıkarları uğruna devirdi. İslamcı güçler karşısında ABD, İslam dünyasını kontrol edebileceği siyasi ve askeri bir platform oluşturmaya çalıştı. Irak’ın demokratikleştirilmesi ise ancak tali bir amaçtı. Ancak işgal güçlerinin hesaplamadıkları birşey vardı: Saddam’ın zoruyla bir arada tutulan halkların savaşa tutuşacağını ve Irak’ın elleri arasında dağılıp gideceğini düşünmüyorlardı. Bugün gelinen noktaya, yaşanan bütün kaosa rağmen, Washington yönetimi yine de amacından vazgeçmeyecektir. Peki, Irak’ta Amerika karşıtı bir hükümet göreve geldiğinde, Washington emellerine ulaşabilir mi dersiniz?”

Dünya kamuoyunu meşgul eden bir başka konuya, Fransa’daki öğrenci olaylarına geçiyoruz. Berlin’de yayımlanan Tagespiegel gazetesi, şu yorumu yapıyor:

“Geleceğini garanti altına almış olan yaşlı kesimle, geleceği belirsiz gençlik arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Gençler şanslarının çok az olduğunu biliyor. Bugün üniversitelerde yaşananlar, geçen yılın sonunda Paris varoşlarında yaşanan ayaklanmalardan çok farklı değil. O zaman alttakiler ayaklanmıştı, şimdiyse orta sınıfa mensup ailelerin çocukları öfkelerini dile getiriyor.”

Münchner Abendzeitung ise “Reform meraklısı Fransız hükümeti, halkı dikkate almayı unuttu” diyor:

“Reformlara girişen Fransa, tıpkı Almanya gibi hayli zorlanıyor. Yıllarca hiçbir şey yapılmadı. Sonra Başbakan de Villepin, birden bire kolları sıvayıp reformlara başladı. Fransız halkı reformlara hazırlıksız yakalandı. Hükümetin, reformları zorla kabul ettirme politikası da ters tepti. Genci yaşlısı, sağcısı solcusu, reform karşıtlığında birleşti. Eğer Paris yönetimi, halkın isteklerini biraz daha dikkate alsaydı, bütüh bunlar olmazdı.”

Frankfurter Rundschau gazetesinde yer alan bir yorum ise kısaca şöyle:

“Mesele artık istihdam pazarında yapılacak reformlar olmaktan çıktı. Artık Fransa’da “Devlette kimin sözü geçiyor?” sorusunun kavgası veriliyor. Eğer Başbakan de Villepin inadında devam ederse, durum vahim demektir. Ve maalesef her şey, Fransa’daki eylemlerin kolay kolay bitmeyeceğine işaret ediyor...”