15.02.2007 - Alman basınından özetler...

Neues Deutschland gazetesi Avrupa Parlamentosu’nun yasadışı CIA uçuşları hakkındaki raporunu ele alıyor: “Avrupa hava sahasında 1200’den fazla CIA uçuşunun kanıtı var. Bu yasadışı tutsak nakliyatı Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’na tamamen aykırı. İlgili hükümetler, bu uçuşlara ve insan haklarının daha başka ihlallerine hoşgörü gösterdi. Ama şimdiye kadar sadece Kanada hükümeti özür diledi ve tazminat sözü verdi. Avrupa Birliği’nin, teröre karşı mücadele kisvesi altında gerçekleşen bu skandalın tekrarlanmasının nasıl önüne geçeceği hala belli değil.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, DaimlerChrysler şirketinin Amerika Birleşik Devletleri’nde 13 bin çalışanının işine son vermesini yorumluyor: “Eğer yönetim ve denetim kurulu acele davranmazsa, piyasa onları Chrysler’le olan birlikteliği bozmaya zorlayabilir. Deutsche Bank Daimler hisselerini sattığından beri, bu büyük ve geleneksel sanayi şirketinin de başkalarının eline geçmesi bile olası.”

Tagesspiegel gazetesi ise dünyada artık başka şirketleri satın alma modasının geçtiğini savunuyor ve bunun yerini belirli modeller ve motorların üretiminde işbirliğinin aldığını öne sürüyor: “Örneğin hibrid motorları. Amerikalı ve Avrupalı üreticiler, Toyota’nın liderliğine son vermek için yakıt motorlarıyla elektrikli motorların bir karışımı olan bu motorlar konusunda birlikte çalışıyor.”

Süddeutsche Zeitung son günlerde İran’da meydana gelen bazı silahlı saldırıları şöyle değerlendiriyor: “Son olaydan sonra Tahran’da gayri resmi olarak hemen yabancı parmağı aranmaya başlandı. Bu suçlamayı şimdiye kadar hiçbir resmi kurum üstenmedi. Washington da İranlıları Irak’taki saldırılardan sorumlu tuttuğu için, Tahran’ın böyle bir suçlaması, bir çatışmayla eş anlamlı olur.”

Berliner Zeitung bugün Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev’in Almanya gezisini yorumluyor ve “Aliyev’in Batı’ya sadece petrol değil, siyasi ve ekonomik saydamlık, mülkiyet haklarının korunması ve genel hukuk güvencesi konularında inandırıcı sözler de vermesi gerekecek. Azerbaycan ancak o zaman güvenilir bir startejik ortak olabilir” diyor.

Financial Times Deutschland ise yeni bir hükümet kurulmasını sağlayan Lübnan’daki siyasi sürecin Hizbullah tarafından ve onunla ittifak halindeki bazı Hristiyan gruplar tarafından tanınmadığını anlatıyor ve yorumunu şu sözlerle tamamlıyor: “Kendini geçtiğimiz yaz İsrail’e karşı verilen savaşın galibi olarak gösteren ve İran’ın desteğine sahip olan Hizbullah veto hakkı istiyor. Haftalardan beri de hükümeti geri çekilmeye zorlamak için sokağın gücüne başvuruyor.”