1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.03.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Hülya Topcu13 Mart 2009

Winnenden'de 15 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili yorumlar, bugünkü Avrupa basınında geniş biçimde yeralıyor. Yorumlarda bu tür saldırıların engellenmesi için önlemlerin artırılması öneriliyor.

https://p.dw.com/p/HBG0

Avusturya'da yayımlanan Der Standart gazetesi Erfurt'ta 17 kişinin öldüğü saldırının üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra Almanya'da silah yasasında sertleştirmeler yapıldığını hatırlatarak şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Ancak yapılmayanlar da var. Dönemin İçişleri Bakanı Otto Schily her okula bir psikolog göndermeyi istiyordu. Ancak bu gerçekleştirilemedi. Bu yapılsaydı Winnenden saldırısının engellenmesinde işe yarar mıydı? Bu soruya kimse yanıt veremiyor."

Fransız La Croix gazetesi ise aynı konuyla ilgili olarak yorumuna, "Bu katiller kim? Nasıl katil oldular? Nasıl bir çaresizlik içindeler? Neden kimse onların planlarının farkına varamadı?" sorularını sorarak başlıyor. Gazete olayın derin bir toplumsal boyutu olduğunu vurgulayarak, "Çocuklarımız için nasıl bir toplum yaratmaya çalıştığımız sorusuna yanıt bulamazsak, hiçbir yasa, güvenlik önlemi ve metal dedektörler işe yaramayaz" ifadesini kullanıyor.

Zagreb'de yayımlanan Hırvat Jutarni List gazetesi ise Winnenden faili 17 yaşındaki gencin babasına suçlamalarda bulunuyor. Gazete gencin babasının atıcılık kulübüne üye olduğunu hatrlatarak şu satırlara yer veriyor:

"Genç adamın ailesinin ekonomik durumu iyi. Dolayısıyla silahlara meraklı, tutkulu bir atıcı olan babanın gence bu olayda örnek olduğu görülüyor. Aileler çocuklarını nasıl etkilediklerine kafa yormalı. Özellikle silahları varsa ve buna düşkünlerse."

Helsinki'de yayımlanan Hufvudstadsbladet gazetesin silahların yanlış kişilerin eline geçmesinin engellenmesi gerektiğini savunduğu yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Toplum riskin en aza indirilmesi için elinden geleni yapmalı. Bunun için silah edinmek isteyenlerin buna uygun olup olmadıklarının anlaşılması için testlere tabi tutulması, sağlık çalışanlarıyla yetkili birimler arasında bilgi alışverişinin sağlanması şart. Bu, bürokrasinin artması olarak görülebilir. Vatandaşların özgürlüğünün kısıtlanması anlamına gelmiyor. Bu önlemler daha çok günümüz toplumuna uyum sağlanması olarak görülmeli."

İsviçre'nin Neue Zürcher Zeitung gazetesi ise 1999 yılında ABD'nde Columbine'de iki gencin düzenlediği 13 kişinin öldüğü saldırının ardından Almanya'da, "Tipik Amerika: Silaha düşkün insanların yaşadığı şiddetin hakim olduğu ülke" yorumlarının yapıldığını hatırlatıyor. Gazete yorumunda, "Bu kanaat. 2002 yılında Erfurt'ta bir okula düzenlenen saldırıyla sarsıldı. Saldırının faturası şiddetin tasvirine ve silah yasasının sert olmamasına çıkarıldı" görüşünü dile getiriyor.

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi bu tür saldırıların arkasında genellikle ihmal edilmiş gençlerin bulunduğuna dikkat çekiyor:

"Gençler başkalarının onlarla ilgilendiğini görmeye ihtiyaç duyuyor. Kendilerini çok hızlı biçimde reddedilmiş, aşağılanmış ya da hor görülmüş hissedebiliyorlar. Oysa okulda notları ne olursa olsun, nasıl giyinirse giyinsin, kaç arkadaşı olursa olsun her öğrenci takdir edilmeli."

Frankfurter Rundschau gazetesi ise Almanya'da eğitimcilerin dün açıkladığı okullar ve gençlerle ilgili raporu mercek altına alıyor. Gazete yorumunda raporun, Almanya'da erkek öğrencilerle ilgili önemli tespitlerde bulunduğunu vurguluyor:

"Raporda dile getirilen tez yeni değil, ancak yaşanan bu üzücü olaya çok iyi uyuyor: Erkek öğrenciler eğitim sisteminde başarısız. Okula kız öğrencilerden daha kötü uyum sağlamalarının yanı sıra başarılı olmak için çalışmayı da reddediyorlar. Arka plana bakılırsa, birçok erkek öğrenci sınıf arkadaşları tarafından acımasızca mobinge maruz kalıyor ya da izole ediliyor. Bunu yaşayan gençler en kötü durumda medyada 'katil' olarak karşımıza çıkıyor. Okulların öğrencilere bakış açısında değişiklik yapılması şart: Sesi fazla çıkan, göze çarpan öğrenciler değil tam tersine sessizlere bakılmalı onlara yoğunlaşılmalı. Çünkü en çok bu gençler güven konusunda sorun yaşıyor, zorlanıyor."