TÜR 0603 Presseschau II

Brüksel’de dün düzenlenen NATO Dışişleri Bakanları toplantısında, Gürcistan savaşıyla askıya alınan NATO-Rusya Konseyi’nin çalışmalarına yeniden başlamasına karar verildi. Polonya’nın başkenti Varşova’da yayımlanan sol liberal Wyborcza gazetesi yorumunda Orta Avrupa ülkelerinin Rusya ile diyoloğun yeniden başlatılmasına yönelik kaygıları değerlendiriyor:

“NATO, Rusya’nın Ağustos 2008’de Gürcistan’a yönelik askeri müdahalesinden sonra Moskova ile durdurduğu görüşmeleri yeniden başlatıyor. Aslında bu Batı’nın Rusya ile diyoloğa geçmek zorunda olmasından dolayı olumlu bir gelişme. Ancak Varşova ya da Vilnius'ta olan bizler, aslında bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyoruz. Çünkü geçen Ağustos'tan beri değişen bir şey olmadı. Rusya, Gürcistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden topraklara asker konuşlandırmayı sürdürürken, Batı’nın protestolarına rağmen bu bölgelerin bağımsızlıklarını da tanıdı. Ayrıca Moskova, Ukrayna üzerindeki baskıcı tutumunu da sürdürüyor. Yani aslında Rusya ile ilişkilerin durdurulması hiçbir işe yaramadı. 60 yıl önce kurulan, dünya tarihinin en büyük silahlı gücü NATO’nun attığı adımların boşa çıkıyor olmasına izin verilmemeli. Mevcut mali kriz yüzünden güçsüzleşen Rusya’dan sadece Afganistan misyonuna yardımcı olması istenmemeli, Gürcistan’a yönelik sorumluluklarını yerine getirmesi için de zorlanmalıdır.”

Muhafazakar İngiliz gazetesi The Times da Rusya ile NATO arasındaki diyaloğun yeniden başlayacak olmasıyla ilgili şu yoruma yer veriyor:

“NATO’nun Rusya ile üst düzey görüşmelere yeniden başlanması yönündeki kararı faydalı ve mantıklıdır. Yakınlaşma sinyalini somut bir biçimde ortaya koyan Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un bu girişimine Rusya’nın cevabının da olumlu olacağı açıktı. Mali kriz ve düşen petrol fiyatlarından büyük oranda etkilenen Rusya sakinleşmeye başladı. Rusya bir süredir Afganistan konusunda da destek olacağını belli ediyordu. Afganistan’daki istikrarsızlık, Rusya’yı da NATO gibi ilgilendiriyor. Moskova ayrıca Batı’nın İran’ı atom bombası inşa etmekten alı koymaya yönelik kararlılığını paylaşıyor.”

Paris’te yayımlanan Est Republican gazetesiyse Avrupa Merkez Bankası'nın gösterge faiz oranını 50 baz puan indirerek yüzde 1,5’e çekmesini taşımış yorum sütunlarına:

“Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean - Claude Trichet, dün faiz oranları için yapılan müdahaleyi karamsar bir tablo ile gerekçelendirdi. Avrupa Merkez Bankası’nın son faiz indirimi kararı ile faiz oranları Euro bölgesi tarihinin en düşük seviyesine; yüzde 1,5’e gerilemiş oldu. Bankalar böylece düşük faizli kredi verebilecek. İşletmelerle özel tüketiciler yeni borçlanmalar için cesaretlendirilmiş olacak. Bu da konjonktürün yeniden canlandırılmasına katkı sağlayacak. Ancak bu işin teorideki kısmı. Gerçekse bu kadar toz pembe değil. Bankalar yeni kredi verirken, vatandaşlar da kredi alırken tereddütlü.”

Avusturya'da yayımlanan muhafazakar Die Presse gazetesi, Avrupa Merkez Bankası'nı faiz oranını indirme kararırının işe yaramayacağı görüşünü savunuyor. Gazetenin yorumu şöyle:

"Faiz silahının mali krizdeki etkinliği abartıldı. Paranın, ihtiyaç duyulan alanda harcanmadığı bir piyasaya pompalanması ne işe yarayacak? İşletmeler ve vatandaşlar için kredi almanın giderek zorlaştığını kimse inkar edemez. Bankalar, geçen aylarda yaşanan kötü tecrübelerden sonra riskin çok yüksek olduğu yerler olarak görülüyor. Dolayısıyla bankalara istenilen her türlü suçlama yöneltilebiliyor. Ancak paranın piyasadaki dolaşımı eskiden olduğu gibi yoluna konulamazsa, o zaman merkez bankaları faiz indirimini etkili olmadığı için tekrar rafa kaldırılabilir.“