04.01.2010 - Alman basınından özetler

Düsseldorf'da yayımlanan Westdeutsche Zeitung, ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki operasyon planlarına eleştirel yaklaşıyor:

“Dönemin ABD Başkanı George Bush, 11 Eylül 2001'deki saldırılardan sonra El Kaide terörünün kaynağının Afganistan olduğunu açıklamıştı. Detroit'deki saldırı girişiminin ardından Bush'un halefi Obama da terörizmin yeni merkezinin Yemen olduğunu söylüyor. Peki, bu bir savaş tehdidi mi? Yemen yoksul bir ülke olmakla birlikte stratejik açıdan son derece önemli bir konumda. ABD ve İngiltere de bu noktayı görüyor. Ancak öte yandan Hindukuş'tan alınacak dersler de var: Bombaları atan, hiçbir zaman barışa ulaşamıyor, sadece eşit durumda olmadığı rakiplerinin ayaklanmasına yok açıyor…”

Hamburger Morgenpost adlı gazetede de Yemen'de başlatılacak yeni bir savaşın sonuç getirmeyeceği kanısında. Gazetede şu satırları okuyoruz:

“Evet, şimdi de Yemen: ABD ve İngiltere, özel bir birlikle sefalet içindeki bir ülkede El Kaide ile mücadele etmek istiyor. Detroit semalarında bir Delta jetine yönelik saldırı girişiminden sonra olan bu. Saldırganın ve bombalarının hemen Yemen'den geldiği ortaya çıktı. Ayrıca gizlenmek istenen bir şey öğrenildi: ABD, aylardan beri orada terör yataklarına karşı operasyonlar düzenliyordu ve biz devam eden savaşta sivil ölümlerle ilgili çok az şey duyuyorduk. Bunlar Yemen Devlet Başkanı Salih'le de bağlantılı. Salih, ülkenin kuzeyinde Şiilere karşı sürdürdüğü kanlı savaş için yardım istiyor… Yani, Afganistan'da yaşanan hikâyenin aynısı. Ancak Barack Obama, Washinton'daki savaş yanlısı Cumhuriyetçilere karşı korkusu nedeniyle yanlış anahtarı çıkardı. Zira terör ne Kabil'de ne Sana'da ateşle söndürülemez.”

Danimarka'da çizdiği Hz. Muhammed karikatürleri ile tepki çeken Kurt Westergaard'a yönelik hafta sonunda düzenlenen suikast girişimi son anda engellendi. Karikatür krizini yeniden gündeme getiren bu olayla ilgili Kölnische Rundschau adlı gazetede şu satırları okuyoruz:

“Westergaard'ın Peygamber'in sarığının üzerine bomba çizerek yaptığı siyasi hiciv, elbette ki Müslümanların büyük bir bölümünü memnun etmedi. Dini eleştirerek hicveden karikatürlerin Hrıstiyanları memnun etmediği gibi. Buna rağmen kiliseden din özgürlüğüne açık kapı bırakması konusunda bir beklenti hâkim. Yani, dini reddetmeyi ya da eleştirmeyi hak olarak kapsayan bir din özgürlüğü… Westergaard olayında bu özgürlük hakkının ne demek olduğunu anladık. Yoksa panikle hepimiz geri çekilip Müslümanların değil, sadece Hrıstiyanların kızdırılabileceği düşüncesini kabul mü edecektik?”

Rhein Zeitung adlı gazetede de yine Westergaard olayıyla ilgili şu değerlendirme yer alıyor:

“Bu, radikal İslamcıların bizim demokrasimize karşı bir meydan okumasıdır. Amaçları toplumu bölmek, yöntemleri de korku ve nefret yaymak. Onlara bir hukuk devletinin tanıdığı tüm imkanlarla en sert yanıtı vermek gerekiyor. Bu konudaki beklentilerden biri de Müslümanların da çağrısını duymak. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki dernekler ve Müslümanların ileri gelenlerinden Kurt Westergaard'a yönelik saldırıya karşı yapılacak açıklamalar gerçekten işe yarayabilir…”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Meltem Karagöz