1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin - Hindistan ilişkilerine ivme

Priya Esselborn / DW21 Kasım 2006

Hindistan’ı 10 yıl aradan sonra ilk kez bir Çin devlet başkanı ziyaret ediyor. Çin Devlet Başkanı Hu Jintao’nun Hindistan ziyaretinde, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkiler ve toprak ihtilaflarının da gündeme gelmesi bekleniyor. DW’den Priya Esselborn’un haberi...

https://p.dw.com/p/AZcG
Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Hindistan'ı ziyaret ediyor
Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Hindistan'ı ziyaret ediyorFotoğraf: AP

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Hindistan'dan sonra Pakistan’ı ziyaret edecek. Hu Jintao’nun ziyareti, 10 yıl aradan sonra ilk kez bir Çin devlet başkanının Hindistan’a yapacağı ziyaret olması bakımından önem taşıyor. İki ülkenin ticaret hacminin 2006’da 20 milyar dolara ulaşması sebebiyle Hint-Çin müzakerelerinde özellikle ekonomi ön plana çıkacak. Ancak bununla birlikte uzun yıllardır devam eden bölgesel toprak ihtilafları ve Pekin yönetiminin Pakistan’a silah desteği de gündeme gelecek.

Çin ile Hindistan arasında 1962 yılında kısa, ama şiddetli bir savaş yaşanmıştı. Çin askerleri, Hindistan’ın kuzey eyaletlerinden Arunachal Pradesh’e girdi. Pekin yönetimi, 90 bin kilometrekare büyüklüğündeki bu bölgede hak iddia etmeye devam ediyor. Yeni Delhi’deki Savunma Araştırmaları Enstitüsü’nden Sujit Dutta ise ihtilafın aslında yıllar önce çözüme kavuştuğunu vurguluyor.

Dutta’nın değerlendirmesi şöyle: “Çin, önemli oranda yüzölçümüne sahip bu bölgenin, eskiden ne Çin ne de Hindistan yönetimine ait olduğu tezinden hareket ediyor. Hindistan’ın sınırdaki kuzeydoğu eyaleti haline gelmeden önce bölgede Tibet ile çok yakın ilişki içinde bulunan Budist manastırlar faaliyet gösteriyordu. Hindistan ise bölgede yaşayanların, ne Çin ne de Tibet kökenli olduğunu savunuyor. 1914 yılında Tibet ile dönemin İngiliz yönetimi arasında varılan anlaşmayla bugün McMahon adı verilen sınır çizildi. Bu tartışmada belki en önemli nokta, bölgede yaşayan insanların Hint kökenli olması.”

Ekonomik ilişkiler

Bu sorun henüz çözüme kavuşmamışken, Çin ve Hindistan liderleri ise yaklaşık 1,5 yıl önce stratejik ortaklık kurduklarını açıkladılar. Her iki ülke ekonomisi de yıllık yüzde 10 büyüme oranıyla önemli bir potansiyele sahip. Berlin’deki Bilim ve Politika Vakfı uzmanlarından Hanns Hilpert, buna rağmen Hindistan’ın ikili serbest ticaret anlaşması imzalamaktan kaçındığına dikkat çekiyor.

Hindistan’ın, serbest ticaret anlaşmasının öncelikle Çin’i avantajlı kılacağını öngördüğünü söyleyen Hilpert, iki ülke arasıdaki ekonomik ilişkiler konusunda şunları söylüyor: “Çin, rekabet gücü yüksek ihracatçı ülkeler arasında ön sırada geliyor. Diğer taraftan işgücü yoğun sanayi ürünleri alanında Hindistan’ın Çin ile başedebilmesi zor. Gümrük vergisini karşılıklı olarak sıfırlamayı öngören serbest ticaret anlaşması Hindistan ekonomisini zor durumda bırakacaktır. Hindistan, Çin’e hammadde, ara ürün ve yazılım satıyor. Bu alanlarda Çin pazarına girme konusunda zaten herhangi bir sıkıntı yaşamıyor.”

Çin – Pakistan ilişkileri

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Hindistan'dan sonra Pakistan’ı ziyaret edecek. Diğer yandan Amerika Birleşik Devletleri’nin Hindistan’ı fiilen nükleer güç sahibi ülkeler arasında değerlendirmesi, Çin’i Pakistan’la işbirliğini artırmaya yönlendiriyor. Berlin’deki Bilim ve Politika Vakfı uzmanlarından Hanns Hilpert, Çin ile Pakistan arasında imzalanması beklenen serbest ticaret anlaşmasından her iki tarafın da farklı beklentilere sahip olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Pakistan, öteden beri Çin’in yakın müttefiklerinden ve Hindistan yerine Çin’le yakınlaşmayı tercih ediyor. Bu tutumda Hindistan-Pakistan gerginliğinin hala aşılamamış olmasının büyük payı var. Her iki ülke de Dünya Ticaret Örgütü’ne dahil olmalarına ve Güney Asya Serbest Ticaret Anlaşmasını imzalamış olmalarına rağmen, uygulamada ortak icraatlara girişmekten uzak duruyorlar.”