1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Üniversite sınavında barajın kaldırılması tartışılıyor

14 Şubat 2022

YÖK'ün aldığı son kararla üniversite sınavları için baraj uygulamasını kaldırması halihazırda nitelik açısından çok tartışılan üniversiteleri yeniden gündeme getirdi. Bu adımı seçim yatırımı olarak görenler çoğunlukta.

https://p.dw.com/p/470nx
Üniversite sınavlarında barajın kaldırılması tartışma yarattı
Üniversite sınavlarında barajın kaldırılması tartışma yarattıFotoğraf: Rasit Aydogan/AA/picture alliance

Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) aldığı son kararla üniversite sınavları için baraj uygulamasını kaldırması halihazırda nitelik açısından çok tartışılan üniversiteleri ve giriş koşullarını yeniden gündeme getirdi. Muhalefet YÖK'ün son adımını bir "seçim yatırımı" olarak görürken, eğitimciler üniversitelerde niteliğin daha da düşeceği endişesini taşıyor.

Her yıl binlerce öğrencinin ter döktüğü üniversite sınavları bu yıl da haziran ayının ortasında yapılacak. Ancak sınav başvuruları başlamadan hemen önce YÖK önemli bir değişikliğe imza atarak ön lisans ve lisans programlarını tercihte uygulanan baraj puanlarını kaldırmaya karar verdi.

Böylelikle bir adayın 2 yıllık ön lisans programlarını tercih edebilmesi için Temel Yeterlilik Testi'nden (TYT) yani Türkçe ya da Temel Matematik testlerinin herhangi birinden yarım net çıkarması yeterli olacak. Dört yıllık lisans programlarını tercih edebilmek için ise adayın Alan Yeterlilik Testi'ndeki (AYT) iki ayrı testten en az birinden yarım net çıkarması gerekecek.

TYT ve AYT olarak adlandırılan bu iki test için daha önce baraj uygulaması vardı ve adayların 150 ile 180 puanlık barajları geçmesi gerekiyordu.

YÖK: Elemeyi bir kenara bıraktık

Çok tartışma yaratan bu kararı savunan YÖK, üniversite sınavlarının artık bir eleme değil, sıralama sınavı olduğunu belirtiyor.

YÖK Başkanı Erol Özvar da yaptığı açıklamada bu düzenlemenin arkasında yatan temel sebebin daha fazla adayın tercih yapabilme hakkına kavuşması olduğunu söyleyerek, "Buna niçin gittik? Buna gitmemizin sebebi aslında şuydu: Sınavlar eleme usulü de olabiliyor, aynı anda başarı sıralaması usulü de olabiliyor. Bu sene bu uygulama ile beraber aslında biz elemeyi bir kenara bırakmış olduk" diye konuştu.

"4 yılda ne değişti?"

YÖK Başkanı Özvar baraj uygulamasının kaldırılmasını savunurken, eski YÖK Başkanı Yekta Saraç döneminde barajın üniversitelerin genel niteliği açısından gerekli olduğu özellikle vurgulanmıştı.

Saraç döneminde 2018 yılında baraj uygulaması "Baraj puanının yükseltilmesi, girdi esaslı bir iyileştirme olup yükseköğretim süreçlerinde kalitenin yükseltilmesi adına önemli bir adımdır" sözleriyle savunulmuştu.

Peki aradan geçen dört yıl içinde ne değişti de eskiden nitelik için şart görülen baraj artık gereksiz görülmeye başlandı?

DW Türkçe'ye konuşan MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Erhan Erkut,  son adımın tamamen popülist bir adım ve seçim yatırımı olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

"Burada dolmayan devlet üniversitelerini doldurmaya, dolmayan vakıf üniversitelerine ekonomik destek sağlamaya, dolmayan üniversitelerin şehir esnafına destek olmaya ve işsizliği gizlemeye çalışıyorlar. Öğrencilere hayal satıyorlar ve ev gençlerini üniversiteye sokarak istatistikleri de daha kabul edilebilir hale getirmeye çalışıyorlar."

Mezunlar için işsizlik riski büyüyor

"ÖSYM ve MEB'in bilgisi dışında bir adım"

Eğitimci CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya da eski YÖK Başkanı Saraç döneminde barajın yükseltildiğini, düşürülmesi yönünde yapılan taleplere Saraç'ın direndiğini ve sonunda da gönderildiğini hatırlatarak, barajların kaldırılması adımının bir gecede, ÖSYM ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın bilgisi dışında atıldığını belirtti.

DW Türkçe ile edindiği bilgileri paylaşan Kaya, bu kararın YÖK Genel Kurulu gündemine de toplantının yapılmasından birkaç saat önce girdiğini, üyelerin haberinin olmadığını ve toplantı sırasında yapılan itirazların da YÖK Başkanı tarafından dinlenmediğini kaydetti.

Kaya'ya göre barajların kaldırılması bir seçim yatırımı ve aynı zamanda kontenjanları dolmayan vakıf ile özel üniversitelerin baskısı sonucu atılan bir adım.

"Aslında üniversite sınavları kaldırılmış oldu" diyen Kaya, barajların kaldırılması ile bir tane matematik sorusu yapan kişinin isterse matematik bölümüne gideceğini ve bitirebilmesi durumunda formasyon alarak öğretmen olabileceğini savundu. Kaya, "Z kuşağının beklentilerini dört yıl ötelemiş olacaklar. Ama üniversite hayali kuran gençleri nitelikli eğitimden uzaklaştıran bir uygulama olacak" yorumu yapıyor.

"Okuduğunu anlamayanlar üniversiteye girecek"

Baraj varken başarılı olamayarak elenen ve üniversiteye yerleşemeyen yaklaşık 1 milyon öğrencinin yeni sistemle tercih yapabileceği belirtiliyor.

Bu da dünya sıralamalarında zaten yer alamayan üniversitelerdeki nitelik sorununu daha da derinleştirir mi sorusunu akla getiriyor.

ODTÜ bünyesinde 2009'da kurularak Türkiye ve dünya üniversite sıralamalarını yapan Akademik Performansa Göre Üniversite Sıralaması (URAP) koordinatörü, ODTÜ eski Rektörü Ural Akbulut Türkiye'nin dünya üniversiteleri arasında halihazırda kötü durumda olduğuna dikkat çekiyor.

Akbulut, şu bilgileri veriyor:

"15 tane araştırma üniversitemiz dünyadaki 11 sıralamanın hiçbirinde ilk 500 içine giremiyor. Diğer taraftan tüm üniversitelere baktığımız zaman 70 üniversitemizin sadece webometrics sıralamasında adı geçiyor. O da şu demek; eğer web siteniz varsa siz bu sıralamaya giriyorsunuz. Yani 70 üniversitenin adı orada sadece web sayfası olduğu için geçiyor. Bu tabii çok üzücü bir şey."

Uluslararası Öğrenci Değerlendirmesi Programı (PISA) sonuçlarına göre Türkiye'deki öğrencilerin "okuduğunu anlamak" açısından çok gerilerde olduğunu anımsatan Akbulut, "Şimdi okuduğunu anlamayan bu öğrenciler üniversite sınavında hiçbir baraja takılmadan üniversiteye girme şansına sahip olacak" diyor.

Erhan Erkut da Türkiye'de liselerde bir bitirme sınavı olmadığına dikkat çekerek, "Bu gelişme üniversitelerdeki seviyeyi de aşağıya çekecektir. Çünkü aslında lise bitirmemesi gereken bir çocuk üniversiteye girmiş oluyor. Eğer lise bitirme sınavımız olsaydı bırakın barajsız sınavı, üniversiteye sınavsız girişi bile desteklerdim" diyor.

Bu arada YÖK aynı karar kapsamında Temel Yeterlilik Testinin 135 dakika olan sınav süresini, 30 dakika artırarak 165 dakikaya çıkardı.

Gülsen Solaker

© Deutsche Welle Türkçe

 

DW-Korrespondentin Gülsen Solaker
Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.