1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
EğitimTürkiye

Çocuklara izinsiz yatılı dini eğitime soruşturma izni yok

14 Ocak 2022

Marmaris'te, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bilgisi dışında çocuklara yatılı dini eğitim verildiği gerekçesiyle yapılan suç duyurusu reddedildi. Kararda, "Çocuğun dini eğitimini belirleme hakkı ana ve babaya aittir" denildi.

https://p.dw.com/p/45ZAR
Foto: Arşiv
Foto: ArşivFotoğraf: dapd

Elazığ'da bir cemaate ait öğrenci evinde kalan Enes Kara'nın intiharı gözleri bir kez daha cemaat evlerine çevirirken, Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı, tartışılacak bir karara imza attı. Marmaris'te bir vatandaş, ilkokul çağındaki çocuklara Milli Eğitim Müdürlüğü bilgisi dışında yatılı olarak dini eğitim verildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Şikayet dilekçesinde Beldibi Mahallesi'nde küçük yaşta çocukların yatılı olarak din eğitimi ile ilgili faaliyetlere katılmasının sağlandığı, yaşı küçük çocukların izinsiz olarak hangi amaçla olursa olsun Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bilgisi dışında yatılı olarak bulundurulmasının yasaya aykırı olduğu iddia edildi.

"Ana ve babanın hakkı sınırlanamaz"

Şikayeti inceleyen Marmaris Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Başsavcılık kararında din ve ahlak eğitim ve öğretiminin devletin gözetim ve denetimi altında yapıldığı belirtilerek, Anayasa ve Medeni Kanunun bazı maddelerine vurgu yapıldı. Kararda "Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır" ifadesi kullanıldı. Çocuğun dini eğitimini belirleme hakkının ana ve babaya ait olduğunun belirtildiği kararda "Ana ve babanın bu konudaki haklarını sınırlayacak her türlü sözleşme geçersizdir" denildi.

Öğrenciler seçmeli din derslerine mi yönlendiriliyor?

Eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçu

İhbar konusu hakkında soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilirken gerekçe olarak da şu ifadelere yer verildi: "Devletin zorunlu olarak verdiği eğitim ve öğretim haricindeki din eğitim ve öğretimin kişilerin talebine, küçükler açısından ise kanuni temsilcilerinin talebine bağlı olduğu, Anayasa'dan kaynaklanan bu hak ve hürriyetlerin kullanılmasının mevzuatımıza göre suç teşkil etmediği, aksine bu hakların engellenmesi durumunda Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi suçunu oluşturacağı anlaşılmakta." Karara gerekçe olarak ayrıca Türk Ceza Kanunu'nun 115. maddesine de atıf yapıldı. İhbar konusu faaliyete müdahale edilmesi halinde 115. maddede düzenlenen inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi suçunun oluşacağı belirtildi.

 

Eray Görgülü

© Deutsche Welle Türkçe