1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yerel seçimde kadın adaylar ikinci plana atıldı

Hülya Köylü / İstanbul, Deutsche Welle 30 Mart 2009

Türkiye’de yapılan yerel seçimlerde 2 bin 941 belediye başkanlığı için tüm siyasi partilerden yalnızca 371 kadın aday gösterildi ve bunların yalnızca birkaçı başarılı oldu. DW Türkçe Servisi’nden Hülya Köylü’nün haberi…

https://p.dw.com/p/HMsk
Fotoğraf: AP

Türkiye nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan kadınlar sadece iki il belediyesinde söz sahibi olacak. CHP Aydın Milletvekili Özlem Çerçioğlu Aydın'da, DTP'li Edibe Şahin de Tunceli'de belediye başkanlığını kazandı.

Internationaler Frauentag, Eine türkische Frau steht vor einem Plakat mit islamischen Frauen
Fotoğraf: AP

Böylece Kadın Adayları Destekleme Derneği KADER’in seçimler öncesi başlattığı “Belediyeler İçin Yüzde 50 Kadın Aday“ kampanyası başarıya ulaşamadı. Ancak KADER Başkanı Hülya Gülbahar, bunun kadınların suçu olmadığını, erkeklerin koltuklarından vazgeçmek istemediğini söylüyor. Gülbahar, kampanyanın en azından kamuoyunda duyarlılığı artırdığını söylüyor:

“Yine seçilemeyecek yerlerde kadın adaylar gösterildi. İstisnaları var, seçilebilecek yerlerde aday olanlar var. Ama ağırlıklı olarak seçilemeyecek yerlerde gösterildi ve çok az kadın aday gösterildi. Yani kampanyanın başarısı yüzde 0,56’yı belki yüzde 1’e çıkarmak yönünde…Ama kamuoyundaki duyarlılığı artırmak açısından etkili oldu bu kampanya… Ama sonuçlara etkisi bakımından erkek siyasetçilerin tekelini kırmaya yetmedi Türkiye’de.“

Kadınlar ilgi duymuyor mu?

Türkei - Demonstrationen gegen Libanon-Einsatz
Fotoğraf: AP

Avrupa Konseyi'nin verilerine göre, Avrupa ülkeleri sıralamasında Türkiye, yerel yönetimlerde ve parlamentolardaki kadın temsilinde sondan dördüncü sırada. Bunun sorumluluğunun siyasi parti liderlerinde olduğunu söyleyen KADER Başkanı Gülbahar, aksine kadınların siyasete ilgi duyduğuna dikkat çekiyor:

“Şimdi burada önemli bir Arguvan kullandılar. Kadınlar aday olmak istemiyor diye. Fakat KADER olarak biz 2008 yılı içinde, sadece 2008 yılı içinde 10 ayrı siyaset okulu yaptık. Tunceli’den Van’a kadar. Antakya, Trabzon… Türkiye’nin çeşitli yerlerinde beş gün süren eğitimler bunlar. Her partiden kadın katılıyor, CHP’den AKP’ye MHP’ye DTP’ye kadar. Bütün siyaset okullarımız dolu geçti. Kadınlar yıllık izinlerini bu tarihlere ayarlayarak, çocuklarının bakımı için organizasyonlar yaparak bu beş günlük eğitimlere katıldılar… Şimdi bu kadar istekli kadın varken, kadınlar aday olmuyor demek ve sorumluluğu yine kadınlara yüklemek gerçekten adil olmayan bir şey.“

Kadınlar bürokraside de temsil edilmiyor

Türkische Polizistinnen am Weltfrauentag 2005
Fotoğraf: AP

Sadece seçimlerde değil, devletin yaptığı atamalarda da kadınlar geri planda. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tek bir kadın vali var: Lale Aytaman 1991 yılında Muğla’da görevlendirilmişti. Türkiye’nin ilk ve tek kadın başbakanı da Tansu Çiller. Türkiye’de kadın kaymakamların oranının da yüzde 1,5 oranında olduğunu söyleyen Hülya Gülbahar sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Türkiye’de bu kadar siyasal mezunu kadın var. Bu kadınlar boşuna okumadı bu okulları. Devlette, bürokrasi genel müdür kadın yok, müsteşar kadın sayısı sıfır Türkiye’de. Şimdi Türkiye’nin yetişmiş kadın kadrolarına baktığımız zaman atanmış ve seçilmiş kadınlara baktığımız zaman aradaki uçurumun ne kadar büyük olduğunu görüyoruz. Bu atama meselesinde soruyoruz: Peki kadınlar kaymakam da olmak istemiyor? Türkiye’de kadınlar vali de mi olmak istemiyor? Niye atamıyorsunuz? Ne yazık ki kadınları yönetim mekanizmalarında görmek istemeyen bir siyaset yapısı var.“

KADER’in önerisi pozitif ayrımcılık

Erkeklerin egemen olduğu Meclis'te iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında yaşanan bir kavgadan görüntü.
Erkeklerin egemen olduğu Meclis'te iktidar ve muhalefet milletvekilleri arasında yaşanan bir kavgadan görüntü.Fotoğraf: AP

KADER Başkanı Hülya Gülbahar’ın kadınların siyasetteki temsilinin artırılması için önerileri var. Gülbahar, bu önerilerini şöyle dile getiriyor:

“Türkiye’de yürürlükteki bir kanun gereği pozitif ayrımcılık uygulanması şart, ama uygulanmıyor. BM’nin Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi CEDAW’in 4 maddesi, fiili eşitlik, sonuçlarda eşitlik sağlanıncaya kadar pozitif ayrımcılık yöntemiyle var olan eşitsizlik uçurumunun kapatılmasını geçici bir süre öngörüyor. Eşitlik sağlanınca bu önlemlerin ortadan kaldırılmasını öngörüyor. Ve Türkiye’de anayasanın 90. maddesine göre kanun hükmünde, yani anayasaya aykırılığı ileri sürülemeyecek bir düzenleme. Ama buna rağmen özellikle siyaset ya da istihdam söz konusu olduğunda pozitif ayrımcılık ilkesi uygulanmıyor. Kadınların ve erkeklerin çalışma hayatı ve siyasette eşit olmasını istiyorsanız, pozitif ayrımcılıktan başka çareniz yok.“